HABER

"Kariyerimde hedeflerimin ötesindeyim"

Yönetmen Emre Konuk: - "Hızlı ilerleyen bir kariyerim oldu. İşimi çok seviyorum. Bir projeyi çekerken sabahlara kadar o projenin içine girmek için çalışıyorum, hissetmeye çalışıyorum" - "Ben duyguların evrensel olduğunu düşünüyorum. Senaryonun Türkçesini okuduğumda hissettiğim duyguyla, oyunculara oyun verdikten sonra Arnavutçasında duyduğum duygu benim için aynı" - "Sinema yapmaya karar verdikten sonra da şunu fark ettim, bir şeyler yazarken elim hep ölüme gidiyor. Hep ölümle ilgili bir şeyler yazma dürtüsü var" - "Hayatın içinden gerçek hikayeler seçmeye çalışıyorum. 'Çırak' öyle bir hikayeydi. 'Tahta Kılıç' da öyle bir film. Bir yetimin babasını arayış hikayesi, çok gerçek, çok hayatın içinden"

MİTROVİCA (AA) - MUSA ALCAN - Yönetmen Emre Konuk, kariyerinde hedeflerinin ötesinde olduğunu belirterek, "Ben anlattığım hikayelerde gerçekliği ön plana alıyorum. Hayatın içinden gerçek hikayeler seçmeye çalışıyorum. 'Çırak' öyle bir hikayeydi. Bundan sonraki filmler de öyle olacak. 'Tahta Kılıç' da öyle bir film. Bir yetimin babasını arayış hikayesi, çok gerçek, çok hayatın içinden." dedi.

Daha önce çektiği "Çırak" filmiyle yerli ve yabancı birçok festivalden ödülle dönen Konuk, son olarak yönetmenliğini üstlendiği "Tahta Kılıç" filmiyle sinemaseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor.

Kosova'nın farklı şehirlerinde Arnavutça dilinde ve siyah-beyaz çekilen film, Kosova Savaşı zamanında babası kaybolan "Haydar"ın arayışına odaklanıyor.

A23 Medya adına Uğur Veli ve Raif İnan'ın yapımcılığını üstlendiği "Tahta Kılıç", "Haydar"ın üzerinden, elinde tahta bir kılıçla Balkanlar'a gelen Sarı Saltuk'un izinde yaralı bir ülkenin bu gününe ışık tutuyor.

- "Anlatmak istediğim çok hikaye var"

Emre Konuk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sinema sektörüne görüntü yönetmeni olarak başladığını söyledi.

Her zaman bir yönetmen olma duygusuna sahip olduğuna işaret eden Konuk, anlatmak istediği çok fazla hikaye olduğunu dile getirdi.

Konuk, hayatının ilk günden itibaren çok enteresan olduğuna vurgu yaparak, "Doğduğum gün amcamı kaybediyorum, dolayısıyla benim doğum günü kutlamalarım olmaz ve genelde amcamın vefatıyla ilgili konular açılır. Sinema yapmaya karar verdikten sonra da şunu fark ettim, bir şeyler yazarken elim hep ölüme gidiyor. Hep ölümle ilgili bir şeyler yazma dürtüsü var. Mesela, ilk filmim 'Çırak' ölüm korkusu yaşayan bir adamın hikayesiydi. Diğer yazdığım filmler de yani üçlemenin diğer iki filmi de benzer konuları işliyor fakat araya 'Tahta Kılıç' çok güzel bir şekilde girdi. Çünkü ölüm teması bu filmin de bütün sahnelerinde, bütün ritminde var. Filmi kabul etmemdeki en büyük etkenlerden biri de bu. Kariyerimi sadece sinema değil dizi üzerinden de ilerletiyorum. Dizi çekerken de en büyük derdim 'meselesi' olan işleri çekmek." ifadelerini kullandı.

Dizi kariyerinin "Yunus Emre Aşkın Yolculuğu" ile başladığını aktaran yönetmen, iki sezondur yönettiği "Payitaht Abdülhamid" dizisinin de kendisini çok mutlu ettiğini anlattı.

Emre Konuk, kariyerinde hedeflerinin ötesinde olduğuna dikkati çekerek, "Hızlı ilerleyen bir kariyerim oldu. İşimi çok seviyorum. Bir projeyi çekerken sabahlara kadar o projenin içine girmek için çalışıyorum, hissetmeye çalışıyorum. Dolayısıyla Allah da bunun karşılığını veriyor diye düşünüyorum." dedi.

- "Anlattığım hikayelerde gerçekliği ön plana alıyorum"

Sinemanın bir hikaye anlatma sanatı olduğu değerlendirmesini yapan Konuk, şöyle devam etti:

"Ben anlattığım hikayelerde gerçekliği ön plana alıyorum. Hayatın içinden gerçek hikayeler seçmeye çalışıyorum. 'Çırak' öyle bir hikayeydi. Bir terzi çırağının biz belki bir aylık süresine tanıklık ediyorduk. Bundan sonraki filmler de öyle olacak. 'Tahta Kılıç' da öyle bir film. Bir yetimin babasını arayış hikayesi, çok gerçek, çok hayatın içinden."

Daha önce "Saruhan" isimli televizyon filmi ve "İsimsizler" isimli dizinin yönetmen koltuğunda da oturan Konuk, "Tahta Kılıç"ın bir dram filmi olduğuna değinerek, "Çok sahici, güçlü ve dramatik kurgusu iyi kurulmuş bir senaryomuz var. Ben sinema kariyerimi en başından itibaren tasarlarken hep kendi yazdığım senaryoları çekme üzerine planlar kurmuştum fakat metin geldiğinde o kadar güçlü geldi ki bana, 'Bu filmin içinde olmalıyım ve çekmeliyim' dedim." diye konuştu.

Kosova'da çalışmanın keyifli, farklı bir dilde film çekmenin ise zor olduğunu ifade eden Emre Konuk, sonradan Arnavutça'nın melodisine alıştığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Ben duyguların evrensel olduğunu düşünüyorum. Senaryonun Türkçesini okuduğumda hissettiğim duyguyla, oyunculara oyun verdikten sonra Arnavutçasında duyduğum duygu benim için aynı. Çünkü oyunculuk böyle bir şey, evrensel bir dili var. Duygular evrensel, hisler evrensel. Dolayısıyla biz iyi bir ekiple, iyi bir yapımla, güçlü bir senaryoyla yola çıktık ve Allah'ın izniyle nihayete erdireceğiz."

- Yeni filmine 2019 bahar aylarında başlayacak

Konuk, ortaya güçlü bir film çıkacağına dikkati çekerek, "Biz oyuncularla ilk toplantılar yaptığımızda, Türk bir yapımcının veya Türk bir yönetmenin Kosova'da Kosova Savaşıyla ilgili bir film çekiyor olması onları heyecanlandırdı. Dolayısıyla buradaki halkın da projeye tepkisi çok olumlu, ellerinden geleni yapıyorlar." şeklinde konuştu.

Seneye, 1950'lerin Türkiye'sinde geçen "Uşak" isimli kendi filmini çekeceği bilgisini veren yönetmen, Tolstoy'un "İvan İlyiç'in Ölümü" romanından esinlenerek yazdığı hikayede, ölümle yüzleşen yaşlı bir adamı merkeze aldığını söyledi.

Konuk, Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan destek alan filmin hazırlıklarına 2019'un bahar aylarında başlayacağını sözlerine ekledi.

En Çok Aranan Haberler