İSTANBUL (İHA) - Karne tatilinin, farklı algılanma sebebiyle çocuk ve ebeveynler arasında anlaşmazlık ve çatışmalara yol açabildiği belirtilerek, özellikle ilköğretimin ilk yıllarında ödevlerin daha net ve kesin düzende verilmesi gerektiği bildirildi.
İlköğretim okullarında ve liselerde hafta sonu başlayacak yarı yıl tatiliyle ilgili olarak İHA'ya değerlendirme yapan Pedagog Ayşegül Salgın, yoğun bir çalışma döneminden sonraki bir kaç haftalık süre ve yapılması gerekenlerin, özellikle çocuk ve ebeveynler arasında anlaşmazlık ve çatışmalara yol açabildiği uyarısında bulundu.
Bu anlaşmazlık ve çatışmaların, "tatil" kavramının farklı algılanmasından kaynaklandığını vurgulayan Salgın, "Tatil, yoğun çalışma dönemi sonrası bir dinlenme, ara dönemidir. Öğrenciler bu dönemi, okula gitmedikleri, ders çalışmadıkları, dinlenip eğlendikleri bir dönem olarak algılarken, anne-baba ve öğretmenlerin ise çalışmaların kesintiye uğramaması, okul dönemindeki eksikliklerin telafi edilip açıkların kapanması yönünde beklenti ve planları vardır. Ancak tatilde olan çocuk, genelde bu beklenti ve planları anlayamamakta, anlayamadığı için de tepki göstermekte ve katılmamaktadır. Sonuçta bu süreç, bazen okul döneminden bile daha stresli ve zor bir dönem haline gelebilir" diye konuştu.
Tatilde verilen ödevlerin sıklıkla tartışılan bir konu olduğuna da dikkat çeken Pedagog Ayşegül Salgın, "Ödev verilip verilmemesinden çok, bu ödevlerin niteliği, çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına ve kapasitesine uygunluğu, asıl üzerinde durulması gereken konudur. Özellikle ilköğretimin ilk yıllarında ödevlerin daha net ve kesin bir düzende verilmesi tercih edilmelidir" dedi.
KISA EGZERSİZ ÖNERİSİ Pedagog Salgın, tatil döneminde günlük tutma veya kitap okuma ödevlerinin, genellikle son bir-iki günde tamamlanan, amacına ulaşmayan ve hem ebeveynleri hem de çocuğu yoran, zorlayan deneyimlere dönüştüğünü hatırlatarak, "Oysa ki günlük çalışmalar için hazırlanacak kısa egzersizler, bu yaş çocukları için daha uygundur. Daha ileriki sınıflarda ödevler, çocukların ilgi ve yeteneklerine göre, kabiliyetlerini geliştirebilecekleri şekilde düzenlenebilir. Amaç, çocuğun bu boş zaman sayesinde eksiklerini telafi etmesi ise bunun için ideal olan, her çocuğun bireysel programının çıkarılıp, bu eksik alanlarla ilgili egzersizlerin, çalışmaların hazırlanmasıdır" diye konuştu.
Özellikle ilk yıllarda, uyumun tam anlamıyla oluşmadığı durumlarda bu ara dönemin problemleri artırabileceğini kaydeden Salgın, "Okul dönemiyle hayatına giren süreklilik, sorumluluk gibi yeni kavramların çocuk tarafından benimsenmesi, uyumu kolaylaştırır. Tatil dönemiyle ilgili anlaşılması gereken nokta da budur. Çocuk, bu dönemin bir ara dönem olduğunu, tatil bitiminde okula döneceğini, bu süreçte de görev ve sorumluluklarının olduğunu, bu görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinin okula döndüğünde ona kolaylıklar sağlayacağını bilmelidir. Anne-baba ve öğretmenler bu konuda gerekli açıklamaları uygun bir dille yapmalıdırlar" dedi.
Tatil döneminde çocuğun amaçlandığı gibi dinlenip eğlenebilmesinin de çalışmanın verimini artırdığını, çocuğun yeni döneme daha açık ve motive başlayabilmesini sağladığını söyleyen Pedagog Ayşegül Salgın, "Önemli olan, bu süreci çocuğa uygun şekilde beraberce planlayabilmektir. Anne-baba ve öğretmenlerin ilişki ve işbirliği içinde olmaları, bu planlamayı ve süreci kolaylaştıracaktır. Çocuğun tüm okul dönemi süresince öğreneceği esas şeyin 'öğrenmeyi öğrenmek' olduğu ve bunun için gereken iç-disiplinin yerleşmesinin, tüm diğer akademik becerilerden daha kullanılabilir ve önemli olduğu unutulmamalıdır" diye konuştu.