armara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, “Ana dilin öğrenilmesi, ana dilin öğretilmesi, ana dilde eğitim. Bu tartışmanın temelinde yer alıyor. Çatışmaların temelinde yer alıyor, bunu biliyorum, bunun bilincindeyim. Ama bir insan hakları uzmanı olarak, insan hakları savunucusu olarak, bu sorunun ne kadar zor olduğunu, çözümün ne kadar zor olduğunun da bilincindeyim” dedi.
Kars Kafkas Üniversitesi (KAÜ)’de düzenlenen konferansa katılan Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Türkiye’de yapılan tartışmaların, çatışmaların temelinde ana dil sorunu olduğunu ileri sürdü. KAÜ Prof. Dr. Necdet Leloğlu Konferans Salonu’nda düzenlenen ‘Nasıl Bir Anayasa’ konulu konferansa katılan Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Anayasa sürecinin bir birimizi daha yakından tanımamız için, bir birimizi anlamamız için, çatışmacı dili daha uzlaşmacı dile dönüştürebilmek için, bir vesile olması gerektiğini ve bunu beceremediklerini söyledi.
Prof. Dr. Kaboğlu, “Ana dil sorunu var. Ana dilin öğrenilmesi, ana dilin öğretilmesi, ana dilde eğitim. Bu tartışmanın temelinde yer alıyor. Çatışmaların temelinde yer alıyor. Bunu biliyorum. Bunun bilincindeyim. Ama bir insan hakları uzmanı olarak, insan hakları savunucusu olarak, bu sorunun ne kadar zor olduğunu, çözümün ne kadar zor olduğunun da bilincindeyim. Bunun çözümünü yine bence insan hakları temelinde yapmak gerekir. İnsan hakları temelinde yaparken, bir yandan ana dili savunurken, ana dil özgürlüğünü savunurken, öte yandan da birey özgürlüğünü savunmak durumundaysak yani birey özgürlüğü ile birin özgürlüklerini birlikte savunmak durumundayız. Çünkü biliyoruz ki topraklarımız birey özgürlüğüne fazla elverişli topraklar değil. Avrupa’da daha çok elverişli, Afrika daha çok haklar, Asya ise ödevler bağlamında kültürel gelenekleri öne çıkaran bir kıta. O bakımdan bunu konunun bütünlüğü içerisinde tartışabilirsek, zannediyorum farklı talepler karşısında uzlaştırıcı formüller üretebiliriz” dedi.
İmralı süreci günümüzde yakıcı bir sorun diyen Prof. Dr. Kaboğlu, “Birkaç sözcükle de olsa benim o konuda ki, gözlemim tabi ki bir hukukçu olarak, bir yurttaş olarak, olup biteni görmemiz mümkün değil. Neler olup bitiyor bilemiyoruz. Perde arkasında neler var bilemiyoruz. O bakımdan spekülasyon yapmak istemem. Ama benim savunduğum ülkemiz için, Türkiye Cumhuriyeti için, geleceğimiz için savunduğum Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin merkezi bir yer tutma, konumunu dikkate aldığım zaman bu konuda, bu konu TBMM merkezine çekilmeli. TBMM merkezine çekildiği ölçüde belki yavaş olur, belki zor olur, ama o zaman yansıyanlar yararlı olur bilemiyoruz. O zaman acaba biri özgürlüğüne kavuşmak için, o bürü beklentisi olan siyasal rejime kavuşmak için mi böyle bir sürece girildi diye hayli dedikodular çıkar” diye konuştu.
Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, daha sonra şunları söyledi:
“O bakımdan mesela birkaç ay önce CHP’nin AKP’yi ziyaretini önemsemiştim. En azından CHP AKP, ekseni çok önemli CHP-AKP ekseni MHP-BDP kutuplarını aynı zamanda dengeleyebilir bir eksen olarak umut veriyordu. Ama başarılamadı. Ben şunu da umuyordum. Anayasa süreci bizde bir birimizi daha yakından tanımamız için, bir birimizi anlamamız için, çatışmacı dili daha bir uzlaşmacı dile dönüştürebilmek için bir vesile olmalıydı. Beceremedik onu. Bu süreç ne olacak kestirmek zor. Ama ne kadar farklı düşüncede olursak olalım. Son sözümü şununla bitireceğim. Hani çok çok farklı ülkelere gitmiş ve az çok tanımış bir kişi olarak Türkiye şundan sınıfta kalıyor. İnsan yaşamının değeri çok az bizim ülkemizde, çok çok az olduğu için belki de Berfo ana gözleri arkada gitti. Burada ne olursak olalım. İnsan yaşamını öne çıkarabilirsek, Hakkari’den, Edirne’ye, Muğla’dan Artvin’e bütün bu tartıştığımız farklı kavramları, kültürel farklılıkları anayasal dil oyunlarını ya da biz öyle düşündüğümüz halde dinsel çarpıtmaları zannediyorum çözümü buluruz. Ama şunu unutmamamız gerekiyor. Doğu’ya geldikçe iktidar şahlanıyor. Batı’dan doğuya geldikçe iktidar şahlandıkça da özgürlük ikinci plana düşüyor. İnsan değeri azalıyor. İnsanın yaşama hakkını kutsal bir değer olarak ortak paydaş olarak ele alamadığımız sürece bu toplantıları daha çok yaparız.”
KAÜ’de düzenlenen konferansa Vali Eyüp Tepe, Rektör Prof. Dr. Sami Özcan, Baro Başkanı İbrahim Baştimar, rektör yardımcıları, avukatlar ve öğrenciler katıldı. Vali Tepe, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’na konferans bitiminde plaket verdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz