AK Parti Kars İl Başkanlığı’nca düzenlenen “Türkiye Başkanlık Sistemini Konuşuyor” konulu toplantıya katılan Doç. Dr. Osman Can, muhalefetin neye muhalefet yaptığını anlayabilmenin mümkün olmadığını belirtti.
Doç. Dr. Osman Can, AK Parti’nin ‘Başkanlık Sistemini’ savunmaya başladığında, muhalefetin parlamenter sistemini savunmaya başladığını ve akıl dışı muhalefetin ortaya çıkmasının da Türkiye’nin mevcut sisteminden kaynaklandığını ifade etti.
Kars'ta, AK Parti İl Başkanlığı tarafından DSİ Konferans Salonu'nda düzenlenen 'Türkiye Başkanlık Sistemini Konuşuyor' konulu toplantıda ‘Başkanlık Sistemi ve Yeni Anayasa Yapım Süreci’ ile ilgili değerlendirmede bulunan AK Parti MKYK Üyesi ve Anayasa Uzmanı Doç. Dr. Osman Can; “Muhalefet neye muhalefet yapıyor. Bu anlayabilmek mümkün değil! ‘Başkanlık Sistemi’ni AK Parti savunmaya başlayınca, parlamenter sistemi savunmaya başladılar. Hiç merak etmeyin biz parlamenter sistemi savunmaya başladığımız zamanda, ‘Başkanlık Sistemi’ni savunurlar. Rasyonel bir muhalefet değil. Rasyonel muhalefetin, akıl dışı muhalefetin ortaya çıkması da Türkiye’nin mevcut sisteminden kaynaklanıyor. Eğer doğru dürüst demokratik bir sistem olsaydı, egemenlik halka ait olduğu sistem 1921’deki gibi devam etmiş olsaydı. Biz bugün gördüğümüz o anormal, akıl dışı muhalefet gibi bir muhalefet görmemiş olacaktık. Maalesef böyle bir problem var” dedi.
"Yarı başkanlık sistemi bugünkü; hani başkanlık sistemi, ‘Başbakanlıkçı’ bir sisteme benzer bir durumu ortaya çıkarıyor" diyen AK Parti MKYK üyesi ve eski Anayasa Raportörü Doç. Dr. Osman Can; “2’nci nokta 101’inci madde ile ilgili olarak ve Türkiye’deki anayasal düzenle ilgili şu görüşlere ben fazla katılmıyorum. Çok fazla dillendiriliyor. Bizim partiden de dillendiriliyor. Cumhurbaşkanının partiyle ilişkisi kesilmezse eğer, zaten yarı başkanlık sistemi olmuş olur. Değil efendim! Yani ben bu yüzden parlamenter sistem ile başkanlık arasında bir tercihte bulunmamız gerektiğini düşünüyorum. Yarı başkanlık ya da partili cumhurbaşkanlığı meselesinin biraz problemli olduğunu düşünüyorum. Yani ben kişisel olarak çok fazla katılmam. Tavsiye de etmem. Neden tavsiye etmem. Birinci olarak partili cumhurbaşkanı demek, cumhurbaşkanını, cumhurbaşkanı seçildikten sonra halk tarafından seçiliyor. Aynı zamanda partisini de kontrol etmesi demektir. Bu cumhurbaşkanının başbakanı da devre dışı bırakabilmesi anlamına geliyor. Cumhurbaşkanı’nın yetkisi o kadar çok olmamasına rağmen, parlamento ve meclisi bir şekilde kilitliyor anlamına geliyor. Bunlar krizdir. Bu doğru bir şey değildir. Yarı başkanlık sistemi bugünkü hani başkanlık sistemi, ‘Başbakanlıkçı’ bir sisteme benzer bir durumu ortaya çıkarıyor. Yarı başkanlık sisteminde bir başbakan var. Ama esas yetkiler Cumhurbaşkanında. Parlamento Cumhurbaşkanını düşüremiyor. Esas yetkiler onda olmasına rağmen, ama Cumhurbaşkanı parlamentoyu gerekli gördüğünde feshedebiliyor. Yani bu da bizim aradığımız şey değildir. Çünkü biz ‘Başkanlık Sistemi’ni niye savunuyoruz. Başkanlık sistemi de Türkiye şartlarında otoriter yetki kullanımlarına set çekebilecek bir şeydir. Yani muhalefetin Türkiye’de en fazla savunması gereken sistemdir ‘Başkanlık Sistemi.’ Biz muhalefetinde rasyonel olması, iktidarın da rasyonel olması, parlamentonun da bütün sisteminde rasyonel olarak toplumsal çıkarlara hizmet edebilecek tarzda tasarlanması için ter döküyoruz” diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz