Diyabet oldukça yaygın olan hastalıklardan. Diyabetin yorgunluk, hızlı kilo kaybı, bulanık görme gibi birçok belirtisi bulunuyor. Yapılan araştırmalara göre bu belirtiler arasında saçlar ile kaşlar arasındaki renk farkları da yer alıyor. Sabah’ın haberine göre saçlarınız ağarmış, fakat kaş renginiz hala aynıysa şeker hastalığına dair bir kontrolü mutlaka yaptırmanız gerektiği belirtmeniz gerekiyor.
Almanya'da 2006 yılında gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, diyabet, yaşlandıkça kaş renginizi etkileyebilir. Özellikle de kaşların beyazlamasında geciktirici bir etki ortaya çıkarabilir. Araştırma ekibi, 50'si kaşları beyazlamış ve 50'si beyazlamamış kaşlara sahip olan kişilerin diyabet oranlarını karşılaştırdı. Kaş rengi değişmemiş erkeklerin %76'sında şeker hastalığı bulunurken, kaşları beyazlamış olan erkeklerin %18'inde kan şekeri dengesizliği ortaya çıktı.
Araştırmanın başındaki Uzman Uwe Wollina, çalışmanın yayınlandığı sırada Men's Health'e verdiği demeçte, "diyabet, kaşlarda bulunan kıl köklerinde beyazlamanın gecikmesine neden olabilir" açıklamasında bulundu. Bu gecikmenin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte çalışmanın sonuçlarının doğrulanması için daha fazla çalışmaya da ihtiyaç duyduğu dile getirildi.
Diyabet, kıl köklerini etkilese de tek yolu kaş rengindeki değişim değildir. Araştırmacılar ayrıca, diyabetlilerin saç dökülmesi lekeleriyle kendini gösteren "alopesi areata" denilen bir sağlık sorunu ile karşılaşabildiğini tespit etti.Her ne kadar kaş rengindeki değişim, diyabetle ilişkili olsa da çok daha yaygın olduğu düşünülen ve bu nedenle teşhisi kolaylaştıran birkaç semptomu da göz önünde bulundurmak gerekir. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi'ne (CDC) göre, bu semptomlar arasında sık sık idrara çıkma, anormal susuzluk veya açlık hissi, görme bozukluğu, yorgunluk, cilt değişiklikleri, bacaklarda veya ayaklarda ortaya çıkan yavaş iyileşen yaralar ve maya enfeksiyonları gibi sık tekrarlayan enfeksiyonlar ortaya çıkabilir.
Yüksek risk altında olup olmadığınızı bilmek, bir sorunu daha erken tanımlamanıza da yardımcı olabilir. Mayo Clinic'in açıkladığı gibi, aşırı kiloluysanız, hareketsizseniz ve ailenizde diyabet öyküsü bulunuyorsa, tip 2 diyabet için yüksek risk altında bulunuyor olabilirsiniz. Uzmanlar, riskin yaş ile birlikte olduğunu da belirtiyor.
Belirli koşullara dair kişisel bir geçmişe sahip olmak, kan şekeri dengesizliği geliştirme ihtimalini artırır. Örneğin; hamilelik sırasında gestasyonel diyabet geliştirmek, polikistik over sendromu (PKOS) yaşamak, yüksek tansiyona sahip olmak ve anormal kolesterol veya trigliserit seviyeleriniizin olması, en önemli riskler arasında yer alır. Diyabet teşhisi konduysa, kan şekeri seviyenizi doğru aralıkta tutmak oldukça önemlidir. Uzmanlara göre, kalp hastalığı, görme kaybı, böbrek hasarı gibi uzun vadeli ciddi sağlık sorunlarını önlemenin en iyi yolu, kan şekeri seviyelerinin kontrolüdür.
Uzmanlar, kan şekerinin düzenli aralıklarda tutmanın ve nelerin yükseldiğine veya düştüğüne sebep olduğunu tespit etmek için not etmeyi öneriyor. Düzenli ve belirli porsiyonlarda sağlıklı beslenmek, daha düşük kalori, doymuş ve trans yağ, şeker ve tuz içeren yiyecekleri seçmek, sağlıklı bir kiloyu korumanıza ve glikoz seviyesini dengelemeye yardımcı olabilir.