Orta yaş hastalığı olarak bilinse de yeni doğan bebeklerde ya da göze gelen ani bir darbe sonucu da oluşabilen katarakt, görmeyi tehdit eden hastalıkların başında gelir. Geçmişte tedavisi zor olsa da, günümüzde katarakt gelişen teknoloji sayesinde lazerle kısa sürede tedavi edilebiliyor. Acıbadem Üniversitesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Banu Coşar, kataraktla ilgili bilinmesi gerekenleri ve lazerle tedavi yöntemlerini anlattı.
Katarakt nedir?
Katarakt, göz bebeğinin arkasında bulunan ve görmeyi sağlayan doğal göz merceğinin saydamlığını kaybederek matlaşmasıdır. Başka bir deyişle görüşün, buğulanmış bir camın arkasından bakıyormuşçasına bozulmasıdır.
Kimlerde görülebilir?
Katarakt, orta yaş üstü kişilerde görülen bir göz hastalığı olmakla beraber; yenidoğan bebeklerde, şeker hastalarında, göze gelen fiziksel darbeler sonrasında, uzun süreli kortizonlu ilaç kullananlarda, romatizma ve kas hastalıklarında görülebilir.
Doğumsal katarakt nedir?
Doğumsal katarakt (konjenital katarakt) doğumdan itibaren görülen, lensin tek veya çift taraflı olarak saydamlığını kaybetmesi ve opaklaşmasıdır. Doğuştan olan kataraktlar, annenin gebelik sırasında geçirdiği enfeksiyonlara, kullanılan ilaçlara bağlı olarak ortaya çıkabildiği gibi, hiçbir nedene bağlı olmadan da oluşabilmektedir. Bir göz bebeğinin diğerinden farklı renkte (beyaz) olması veya gözde kayma (şaşılık) olması, doğumsal kataraktın belirtisi olabilir. Bebeklerde bu belirtiler görüldüğü an, hiç zaman kaybetmeden göz uzmanına başvurulmalıdır. Doğumsal katarakt görmeyi engelliyorsa ve özellikle tek taraflıysa, tanı konulur konulmaz ameliyat edilmelidir.
Katarakt belirtileri nelerdir?
Görmede yavaş yavaş azalma, ışığa hassasiyet (göz kamaşması), çift görme, okuma zorluğu, gece görüşünde bozulma, renklerde soluklaşma veya sararma, gözlük numaralarının sık değişmesi katarakt hastalığının en belirgin özellikleridir.
İlaçla tedavisi var mı?
Katarakt, ilaçla veya gözlükle tedavi edilebilen bir rahatsızlık değildir. Kataraktın ilerlemesini durdurabilecek etkili bir yöntem yoktur ve oluşmuş bir kataraktın tek tedavisi ameliyattır. Modern tekniklerin gelişimi ile günümüzde katarakt ameliyatları iğnesiz, narkozsuz, ağrısız yapılarak hasta aynı gün evine dönmektedir.
Katarakt ameliyatı hangi yöntemlerle gerçekleştiriliyor?
Göz tedavilerinde teknolojik gelişimlerin rolü büyüktür. Günümüzde katarakt tedavisinde, klasik cerrahi yöntemler yerine ‘femtosaniye lazer’ denilen ameliyat yöntemi tercih ediliyor. Femtosaniye lazerle katarakt cerrahisinde; daha düzgün kesiler yapılabiliyor, gözdeki sağlam hücreler yüksek düzeyde korunabiliyor.
Uygulama nasıl yapılıyor?
Bu teknikte bulanıklaşmış mercek ultrasonik titreşimlerle küçük parçalara ayrılarak aynı anda emilmektedir. Daha sonra merceğin çevresindeki zarın içine göz içi lensi yerleştirilmektedir. Göze 2 mm gibi küçük bir kesiden girilerek ameliyat yapılmakta ve dikiş konulmamaktadır. Bu nedenle iyileşme süresi kısalmakta ve hasta ameliyattan hemen sonra net bir görmeye ulaşmaktadır. Bu teknikle yapılan katarakt ameliyatı ortalama 15-20 dakika sürmekte, kataraktın yeni veya eski (sertleşmiş) olmasına bağlı olarak da bu süre biraz daha kısa veya uzun olabilmektedir. Katarakt ameliyatı bebekler, çocuklar ve bazı istisnalar hariç damla anestezi ile yapılır.
Femtosaniye laserin avantajları nelerdir?
Bu yöntem ile astigmatik düzeltme mümkün olabilmekte, kataraktlı merceğin ön zarında oluşturulan açıklık istenilen ölçülerde yapılabilme ve kataraktlı mercek lazer enerjisi yardımıyla parçalara ayrılabilmektedir. Katarakt cerrahisinde kullanılan göz içi lenslerin yerleştiği yuvanın çok düzgün ve mikron seviyesinde güvenlikle hazırlanabilmesini sağlamaktadır. Bu da görme kalitesinin üst seviyeye taşınmasına olanak vermektedir. Yöntem ile komplikasyon riski azaltılırken, uygulama başarısı da artmakta ve iyileşme sürecini kısalmaktadır.
Ameliyat sonrası gözlük takmak gerekir mi?
Operasyondan bir ay sonra gözlük muayenesi yapılır. Standart göz içi lens konmuş bir gözde, yakını görmek için mutlaka yakın gözlüğü gerekir. Uzak-yakın bir arada görmeyi sağlayan lens konmuş bir gözde ise hastaların %80-90’ıi uzağı ve yakını gözlüksüz net görebilirler.