Lens adı verilen göz içi merceğinin saydamlığını kaybedip kesafet kazanmasıyla oluşan katarakt hastalığının tedavisi için klasik ve lazerli olmak üzere 2 çeşit ameliyat yapıldığını belirten Birinci, "Piyasada yurtdışından getirildiği ve kataraktı tedavi ettiği söylenen ilaçların hiçbir bilimsel değeri yoktur. Kataraktın tedavisi cerrahidir.
Ameliyatla saydamlığını kaybetmiş olan lens çıkarılıp yerine yapay mercek konulur" dedi.
Kataraktın yaygın göz hastalıklarından biri olduğuna değinen Birinci, Türkiye'de bu hastalığın yaygın bir görme kaybı sebebi olduğunu kaydetti. Birinci, "Hastalıkta en önemli bulgu görmede azalmadır.
Hastalar başlangıçta yakın okumada güçlük çeker. Yüzleri tanımada ve televizyon izlemede güçlük oluşur. Bazen çift görme, ışık çevresinde daireler (halo) görebilirler. Kataraktın artmasıyla birlikte görme yavaş yavaş azalır, ancak tek taraflı katarakt varsa hasta bu durumu fark etmeyebilir" diye konuştu.
Kataraktın teşhisinin çok kolay olduğunu ifade eden Birinci, muayenenin dikkatli yapılması gerektiğini vurguladı. Birinci, "Katarakt, hastanın görmesinin kendine yetmediğini düşündüğü zaman ameliyat edilmelidir. Lensin aşırı şişkinleşip göz içi basıncını artırdığı nadir durumlar dışında katarakt acil bir hastalık değildir. En önemli ameliyat kriteri hastanın görme yeterliliğidir, ancak günümüzdeki ameliyat teknikleriyle lensin çok sertleşmeden alınması ameliyat risklerini azaltmaktadır. Bu nedenle hekimle hasta ameliyat kararını ortak olarak vermelidir" şeklinde konuştu.
OMÜ'de 10 yıldır yaygın olarak kullanılan fako ameliyatının gerçekleştirildiğini, bu ameliyatların ilçe merkezlerindeki hastanelerde bile yapılabildiğini açıklayan Birinci, daha sonra şunları söyledi:
"Sonuç olarak katarakt operasyonlarında özellikle fako cerrahisi başarılı sonuç veren, yaygın olarak kullanılan ve komplikasyon oranı düşük bir yöntemdir. Hastaların zamanında kontrollerini yaptırmaları ve ameliyat için gecikmemeleri başarı oranını arttırır."