Katar, artık Borsa İstanbul'un ortaklarından biri.
Katar, perşembe günü imzalanan anlaşmayla Borsa İstanbul'un yüzde 10'luk payını satın aldı.
Katar devletinin yatırım fonu olan Katar Yatırım Otoritesi'nin (QIA) ortaklık için ne kadar ödediği açıklanmadı.
Böylece Türkiye Varlık Fonu'nun Borsa İstanbul'daki payı yüzde 80,6'a düştü.
Katar ile anlaşma imzalanmadan önce Türkiye Varlık Fonu'nun (TVF) Borsa İstanbul'daki payı yüzde 90,6'ydı.
Borsa İstanbul'un diğer ortakları ise şöyle: Yüzde 1,30'una Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB), yüzde 2,30'una Borsa İstanbul A.Ş., yüzde 5,80'ine aracı kurumlar, bankalar, kıymetli maden, döviz şirketleri ile diğer şirketler sahip.
Bu anlaşma, Katar ve Türkiye arasındaki ilişkilerin daha da güçlenmesi olarak değerlendiriliyor.
Son yıllarda iki ülke arasında yapılan ticari anlaşmaların sayısının artması, Türkiye'nin Katar'ı Batılı ortaklarının yerine mi koymaya çalıştığı sorusunun ortaya çıkmasına neden olmuştu.
Diğer yandan Avrupa Birliği halen Türkiye'nin en büyük ticaret ortaklarından biri.
2015 yılında Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile Borsa İstanbul arasında strateijik ortaklık anlaşması imzalanmış, böylece Borsa İstanbul'un yüzde 10'luk payına EBRD sahip olmuştu.
Ancak 2019 yılında Halkbank'ın eski yöneticisi Hakan Atilla'nın Borsa İstanbul Genel Müdürü olarak atanmasının ardından EBRD payını TVF'ye geri sattı.
Bloomberg, Katar'ın Borsa İstanbul'dan pay satın almasına ilişkin haberinde iki ülke arasındaki ilişkilerin 2016'daki darbe girişiminden beri güçlendiğine vurgu yaptı.
Suudi Arabistan öncülüğündeki Körfez ülkelerinin uyguladığı boykot sırasında Türkiye'nin Katar'a destek verdiği belirtilirken Türkiye'nin 2017'den beri Katar'daki üste askerlerinin bulunduğu aktarıldı.
2018'deki kur krizi sırasında Katar, Türkiye'ye 15 milyar dolar yatırım yapmış ve kredi hattının açtığını belirtmişti.
Bu yıl da iki ülkenin merkez bankaları aralarındaki swap anlaşmasının limiti 15 milyar dolara yükseltildi.
İngiliz Financial Times gazetesi ise Katar'ın yine Türkiye ekonomisinin zor bir döneminde çeşitli anlaşmalarla yetiştiğini aktardı.
Gazete yapılan bu anlaşmaların, miktarları düşük bile olsa Türkiye'nin doğrudan yabancı yatırıma ihtiyaç duyduğu bir dönemde önemli olduğunu vurguladı.
Türkiye'ye yapılan doğrudan yabancı yatırım geçen yıl 5,6 milyar dolara düşmüştü, bu da son 15 yılın en düşük verisi olmuştu.
Türkiye'yi perşembe günü ziyaret eden Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad el Sani ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplamda 10 anlaşmaya imza attı.
Borsa İstanbul'a dair yapılan anlaşma ise borsaların yapısının nasıl olduğu ve diğer ülkelerde borsaların nasıl yönetildiğine dair soru işaretlerinin de ortaya çıkmasına neden oldu.
Borsaların nasıl yönetildiği düşünülürse herhangi bir finansal kurumdan farklı olmadıkları görülebilir.
Ancak bir borsanın performansı, o ülkenin ekonomisinin gücüne ve yabancı yatırımcının duyduğu ilgiye işaret ettiği için bulunduğu ülke açısından önem taşır.
Borsalar, bir yatırım aracı olan tahvil, bono ve hisse senedi gibi menkul kıymetlerin alınıp satıldığı pazar yerleri olarak tanımlanabilir.
Tarih içinde borsaların kurulmasına ihtiyaç duyulmasının önemli bir sebebi şirketlerin hisselerini satacakları bir pazara ihtiyaç duymaları ve bu pazarın bir otorite tarafından düzenlenmesi gerekliliği oldu.
Borsalar, işlem yapılan şirketlerden ve menkul kıymetleri alıp satan taraflardan aldıkları işlem ücretleriyle gelir elde eder.
Borsaların nasıl yönetildiği ve şirket yapıları ise her ülkede değişiyor.
Örnek vermek gerekirse NYSE Euronext adlı çok uluslu şirket, bünyesinde birden fazla borsayı bulunduruyor.
New York Menkul Kıymetler Borsası, Euronext ve NYSE Arca gibi birçok menkul kıymet borsası işleten NYSE Euronext, piyasa değeri açısından dünyanın en büyüğü.
Almanya'da borsa işleten bir şirket olan Deutsche Borse, halka açık bir şirket olan NYSE Euronext ile birleşmek istemişti; ancak bu birleşme hiçbir zaman gerçekleşemedi.
ABD'deki Nasdaq borsası da halka açık bir şirket.
Japonya'daki Tokyo Menkul Kıymetler Borsası ise bankalar ve yatırım şirketlerinin sahipleri arasında bulunduğu bir anonim şirket.
İşlem kapasitesi açısından dünyanın en büyük dördüncü borsası olan Londra Borsası ise halka açık bir şirket olan London Stock Exchange Group tarafından işletiliyor.
Türkiye'de Borsa İstanbul (BIST) ilk olarak İstanbul Menkul Kıymetler Borsası adıyla 1985 yılında kuruldu.
Türkiye'deki borsaları tek çatı altında toplayan Borsa İstanbul'un da tarihinde başka ülkelerin borsalarında pay sahibi olduğu görüldü.
Borsaları işleten farklı şirketlerin birbirini satın aldığı ya da ortaklık kurduğu sık rastlanan bir durum.
2015'ten beri halka arz erteleniyor
Diğer ülkelerdeki borsaları işleten çoğu şirket gibi halka arz olmak Borsa İstanbul'un da 2015 yılından beri gündeminde.
Ancak bu adım sürekli erteleniyor.
Borsa İstanbul Genel Müdürü Hakan Atilla, şubat ayında Borsa İstanbul'un bu yılın sonunda halka arza arz edilmeye hazır olacağını söylemişti.