İngiliz basını, Londra’da yaşarken babası tarafından, “kendisinden iki misli büyük yaşta ve İslam’ın farklı kolundan bir erkekle evlendiği gerekçesiyle” öldürüldüğü iddia edilen Türk kızı Tülay Gören’in dramına yer verdi.
İngiltere’de yayımlanan Evening Standart gazetesinde Londra’lı 15 yaşındaki Türk kızı Tülay’ın dramı yansıtıldı. Tülay Gören’in hayatının normal doğu Londra gençlerinin hayatından oldukça değişik bir yol izlediği belirtilen habere göre Türk kızı önce 12 yaşında bir Alman insan kaçakçısı tarafından Türkiye’den İngiltere’ye kaçırıldı. Daha sonra ailesiyle Woodford Green’de bir araya geldiği belirtilen Tülay Gören babasının kötü muamelesine maruz kaldı. Tülay’ın babasının sabıkalı, kumarbaz ve karısıyla kızlarını sistematik olarak döven bir kişi olduğu belirtildi. Türk kızının sigaraya başladığı okuldan kaçtığı, kavgalara karıştığı ve çevresinde mutsuz, gülmeyen biri olarak tanındığı belirtilen habere göre Tülay Gören’in hikayesi şöyle gelişti:
DİZİ GİBİ
“Tülay arkadaşlarının anlattığına göre sadece Hackney fabrikasındaki çalışma deneyiminde tanıştığı erkek arkadaşı Halil Ünal ile konuştuğunda mutlu görünüyordu. Hamile kaldı ve kaçma planları yaptı. Tülay havayoluyla kaçmadan önce, 15 yaşındaki kızının İslam’ın bir başka kolundan ve iki misli yaşa sahip birini seçmesine kızan babası tarafından öldürüldü. Ölümünden haftalar önce Tülay okuluna morarmış bir gözle döndü. Tülay’ın Woodbridge High School’dan okul arkadaşı olan ve şu anda 27 yaşında bulunan Nadya Mahmud, ‘Gözünü sandalyeye çarparak yaraladığını söyledi. Ancak yüzünden doğruyu söylemediği anlaşılıyordu. Dövüldüğü belliydi’ açıklamasını yaptı. Birkaç gün önce ise Tülay arkadaşlarına kaçmayı planladığını anlatmıştı. Arkadaşı, bu konuda da, ‘Ortadan kaybolana kadar bunun dışında bir şey düşünmedik’ dedi. Tülay Gören’in en büyük kardeşi Nuray Güler da babasından dayak yiyenlerdendi ve Tülay’ın ‘mutluluğu arayan bir çocuk’ kimliğinde olduğunu anlattı. Nuray Güler, gözyaşları içinde kardeşi hakkında şu tahminde bulundu: ‘Belki aradığı bir babaydı. Belki de bu adamda babasından alamadığı sevgiyi bulmuştu.’” (ANKA)