Gazeteci Necdet Pekmezci, yeni kitabında, 8 Ekim 1978’de Ankara’nın Bahçelievler semtinde 7 TİP’li öğrencinin katledilmesiyle sonuçlanan olayda adı bugüne kadar sır gibi saklanan Feridun isimli bir kişinin olduğunu iddia etti. 33 yıldan sonra ortaya çıkan Feridun ile ilgili ipuçları da verilen kitapta, bu kişinin kamuoyunda tanındığı, uzun süre MHP il başkanlığı yaptığı, Gazi Üniversitesi’nde okuduğu ve Bahçelievler katliamı hükümlüsü Haluk Kırcı’dan 4 yaş daha büyük olduğu belirtildi.
Öldürülen 7 TİP’linin ailelerinin avukatı Ersen Şansal, iddiayı “suyu bulandırma çabası” olarak yorumlayarak, suç duyurusunda bulunmayı düşünmediğini söyledi. Ankara Basın Savcılığı’nın ise kitaptaki bu iddiayı ciddiye alarak, resen soruşturma başlatma yetkisi bulunuyor.
Feridun kim?
Gazeteci Necdet Pekmezci, “5-6-2 Tamam Değil Reis” isimli kitabında, Bahçelievler katliamına katılan ve adı 33 yıldır sır gibi saklanan Feridun adında bir kişinin olduğunu iddia etti. Kitapta Feridun’la ilgili bölümler Bahçelievler hükümlüsü Haluk Kırcı’nın şu ifadelerinde dile getiriliyor:
“Çatlı, yanında Feridun’la geldi. Getirdiği silahı bana verdi. ‘Üç kişi gitseniz yeter’ dedi. Niyetimiz Faruk Ersan ve Salih Gevence’yi imha etmekti. Mahmut Korkmaz, ben, soyadını bilmediğim Feridun ve Ercüment Yahnici, Çatlı’yı evde bırakarak, söylediği apartmana gittik. İçeride 5 kişi vardı. Yüzükoyun yere yatırdık. Boğazı havluyla sıkılan Uzunlar ölünce Mahmut ile Feridun’u Çatlı’nın görüşünü almak üzere dışarı gönderdik.
O arada eve gelen 2 kişiyi de içeri alıp bağladık. Mahmut ve Feridun geldi. Ellerinde naylon torba içerisinde pamuk, eter vardı. Çatlı, Mahmut ve Ercüment, yanlarına Faruk, Ersan ve Salih Gevence’yi alıp gittiler. Biz, kalanları odaya topladık. Feridun’un silah patlamadı. 14’lü tabancamla 4 kişiye ateş etmeye başladım. Bu arada Feridun, kapıdan kaçıp çıktı. Hepsine ateş ettim. O sırada birisi yataktan yere düştü. Son mermiyi de yere düşen bu şahsın sırtına sıktım. Mermim bitince, 500 metre mesafede kaldığımız eve gittim.”
Bahçelievler’de öldürülen 7 TİP’linin öğrencinin ailelerinin adına davayı yürüten avukat Ersen Şansal, “12 Eylül döneminin cinayetleri, bu dönemin bir politikası olarak adeta hep faili meçhul kaldı. Bütün bu faili meçhul cinayetler ve katliamlar sürecinde Bahçelievler katliamı, bütün boyutlarıyla ortaya çıkmış, aydınlığa kavuşmuş tek davadır” dedi.
Bu iddianın 33 yıl sonra ortaya atılmasını “suyu bulandırma” çabası olarak yorumlayan Şansal, şunları söyledi:
“Katiller kimdir, nasıl tezgahlanmıştır, bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkmıştır. 33 yıl geçtikten sonra meseleyi bulandırma çabasıdır. Bahçelievler katliamı diyoruz. Üzerinden 33 yıl geçti ancak o kadar hunhar, o kadar pis bir olay oldu ki, bu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen unutulmamıştır, tepki toplamıştır. Bu çerçeve içinde yazacağım kitap iş yapabilir diye düşünmüştür. 33 yıl sonra hiçbir şey davadaki gerçeği değiştiremez. Ciddiye alınacak bir tarafı yok.”
Soruşturma olabilir
Şansal, Bahçelievler katliamı davasında, Ünal Osmanağaoğlu, Bünyamin Adanalı, Haluk Kırcı, Ercüment Gedikli, Mahmut Korkmaz, Ömer Özcan ve Duran Demirkan’ın cezalarını aldığını belirterek, ortaya çıkan yeni iddia ile ilgili herhangi bir suç duyurusunda bulunmayı düşünmediğini söyledi.
Şansal, suç duyurusunda bulunmayı düşünmezken, Ankara Basın Savcılığı’nın Bahçelievler katliamında 33 yıl sonra Feridun isimli yeni bir kişinin olduğu şeklindeki iddiayı ciddiye alıp, resen soruşturma başlatma yetkisi bulunuyor.