''Kavak dikmiyoruz, meyve ağacı dikiyoruz''
Ankara - Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, "öğrenci merkezli sisteme geçtiklerini" anımsatarak, "Kavak dikmiyoruz, meyve ağacı dikiyoruz ve meyve almak için çaba harcıyoruz" dedi.
Çelik, Beşevler'deki Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi Konferans Salonu'nda düzenlenen Öğrenci Merkezli Öğretim Semineri'nin açılışına katıldı.
Öğrenci merkezli eğitimde öğretmenin, "lokomotif konumunda" olduğunu belirten Çelik, "Öğrenci merkezli eğitimde öğretmen pasif değildir. Bu sistemde öğretmen daha çok çalışmak, yorulmak ve gayret göstermek zorundadır. İyi bir orkestra şefi gibi olmak zorundadır. Öğrenci merkezli eğitim, bireyi çok iyi tanımak, keşfetmek, bireye
hakim olan zeka türünü tespit ettikten sonra onun nasıl öğrendiğinin şifrelerini çözmektir" diye konuştu.
Öğrenci merkezli eğitimin, öğrenciyi araştırmaya sevk ettiğini kaydeden Çelik, öğretmenin de öğrencisinin nasıl öğrendiğini tespit etmesi gerektiğini söyledi. Çelik, "50-60 kişilik sınıflarda öğretmenin işi zor diyebilirsiniz... Biz zaten imkansızlıklar içinde güzelliği ve başarıyı mümkün kılabilirsek o zaman gerçek başarıdan söz edebiliriz. Öğretmen arkadaşlarımızın daha fazla yorulması, öğrencileriyle bire bir irtibat kurması, onun iç dünyasını keşfetmesi lazım. Bu sistemde öğretmenlik çok daha önemlidir" dedi.
Çelik, öğretmenlerin, "Nasıl olsa öğrenci merkezli sisteme geçtik, bizim işimiz kolaylaştı" yaklaşımında olmamaları gerektiğini ifade etti. Çelik, şöyle konuştu:
"Biz, Milli Eğitim camiası olarak kavak dikmiyoruz, meyve ağacı dikiyoruz ve meyve almak için çaba harcıyoruz. Ağacın kökleri, gövdesi, dalları, çiçeği meyve için vardır. Meyvenin ortaya çıkması ve olgunlaşması için çaba harcar. Bütün bu mekanizma meyve vermiyorsa bir süre sonra 'bu yaramaz, bundan kereste de olmaz' deyip keser, yakarsınız... Dolayısıyla fiziki mekan, teknolojik altyapı, müfredat, öğretmen, yardımcı personel, araç, gereç, bunların hepsinin varlığı öğrenci dediğimiz meyvenin ortaya çıkması içindir."
Tek tip eğitime de değinen Çelik, "bu eğitim modelinin daha çok diktatörlükle yönetilen ülkelerde görüldüğünü ve insanların o diktatörlüğün arzuladığı formata göre şekillendirildiklerini" söyledi.
Komünizmle yönetilen ülkelerden örnekler veren Çelik, "Şimdi siz Milli Eğitim Bakanlığı büyük bir torna tezgahı, eğitilmesi gereken 20 milyonluk insan kitlesini de adeta kereste gibi görüp, 'bunları tornadan geçirip tek tip, tek desen malzeme üreteceğiz' yaklaşımı içinde olursanız, işte o zaman o sizin felaketiniz olur. Bu, bireyi
yok saymak olur" diye konuştu.
