Doğal güzellikleriyle ünlü ve yüz ölçümünün yüzde 65'i ormanlarla kaplı olan Bolu, termal, sağlık ve kış turizmiyle, yetiştirdiği aşçılar ve yöresel yemekleriyle yerli ve yabancı turistlerin gözde mekanı oldu.
Yaz aylarında futbol, basketbol, güreş gibi birçok spor dalına ev sahipliği yapan, doğa ve kış turizminin yanı sıra termal ve sağlık turizminde de son yıllarda ön plana çıkmaya başlayan Bolu, Seben, Göynük ve Mudurnu ilçeleri ile Karacasu ve Taşkesti beldelerinde yer alan termal tesislerle de adından söz ettiriyor.
Kentin toplam 5 bin 300 yatak kapasitesine sahip termal tesisleri, hem konaklamak hem de günübirlik kaplıcaya girmek isteyenlere hizmet veriyor.
Yaklaşık 2 bin 200 metre rakıma sahip Köroğlu Dağları'nın zirvesinde yer alan ve kar kalınlığının bir metreyi geçtiği Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan 2 bin yatak kapasiteli 5 otel de yarıyıl tatilinde yerli ve yabancı misafirlerini ağırlayacak.
Aralık ayının ilk haftasında yeni sezonun açılmasıyla turistler, toplam uzunluğu 70 kilometre olan 25 pistte kayak ve snowboard yaparak beyaz örtünün keyfini çıkartıyor. Ayrıca tatilciler, konakladıkları oteller tarafından akşam düzenlenen eğlencelere katılabiliyor.
Gündüz merkezde kayağın tadını çıkartan misafirler, akşam da Mudurnu, Seben, Göynük, Karacasu ve Taşkesti'deki onlarca termal tesiste kaplıcaya girerek günün yorgunluğunu atma imkanı buluyor.
Doğal güzellikleriyle ünlü olan ve dört mevsim bir başka güzelliğe bürünen Abant ile Gölcük Tabiat Parkı ve Yedigöller Milli Parkı da günübirlik ve konaklamak için gelen tatilcileri doğal güzelliğiyle adeta büyülüyor.
Abant'taki otellerde de konaklayabilen misafirler, beyaza bürünen tabiat parkında göl çevresinde yürüyüş ve piknik yaparak, hatıra fotoğrafı çektirerek, at binerek ve fayton ile göl çevresinde dolaşarak tatillerinin tadını çıkarma imkanı buluyor.
Türk ve dünya mutfağında söz sahibi olan Mengenli aşçılar da ilçede yaptıkları yöresel lezzetlerle tatilcilere damak lezzeti sunuyor.
Bolu merkezde ve ilçelerde bulunan tesislerde yapılan patates çorbası, ovmaç çorbası, kızılcık tarhana çorbası, kedi batmaz, kaşık sapı, Mengen pilavı, keşli erişte, saray helvası, Bolu Beyi tatlısı gibi yöresel lezzetler sofraları süslüyor.
Misafirler ayrıca yol güzergahında bulunan Bolu Dağı'ndaki et lokantalarındaki mangal keyfi yaşayabilir.
Bolu Valisi Valisi Ahmet Ümit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bolu'nun Ankara ile İstanbul arasında 365 gün ve 24 saat esasına göre sürekli ulaşım imkanı olan, yüzde 65'i ormanlarla kaplı 170 göl ve gölete sahip, doğal ve kültürel güzellikleriyle dikkati çeken bir şehir olduğunu vurguladı.
Bolu'nun turizm potansiyeliyle aranıp da bulunamayan yerlerden biri olduğuna dikkati çeken Ümit, herkesi kentin bu güzelliklerini görmeye davet etti.
Kentte bulunan kaplıcaların da insan sağlığı için son derece önemli olduğuna değinen Ümit, "Abant, Gölcük, Yedigöller, Kartalkaya, Bolu Dağları ve Köroğlu Dağları gibi alanlarımızın hepsi görülmeye değer yerler. Köroğlu efsanesinin yazıldığı bu dağlar görülmezse insanın ömründe ve hayatında eksiklik olur. Mutlaka görülmesi gereken yerler. Gölcük, Abant ve Yedigöller adete bir tablo gibi. En önemlisi her tarafa ulaşım var. Tabiatı, doğayı sevenler için çok güzel ortam ve imkanlar var." şeklinde konuştu.
Bolu'nun turizmde hak ettiği yeri bulacağını belirten Ümit, "Kayak merkezlerinin önemli handikaplarından bir tanesi gelen misafirlerin kaybolma endişeleri. Bir kere Kartalkaya'da kaybolma endişemiz yok. Orman içerisinde jandarmamız vasıtasıyla yerleştirdiğimiz butonlarla her nereye giderseniz gidin jandarma merkezine ulaşarak koordinatlarınızı verebilirsiniz. Jandarma ekipleri kar araçları ile gelerek sizleri oradan alma imkanına sahip." dedi.
Vali Ümit, bu yıl kente gelen toplam turist sayısının günübirlikçilerle bir milyonu geçtiğini sözlerine ekledi.
AA