Bloomberg’in yansıttığı bir yorumda, “Parti sona erdi. Kapıda bir kavga var. Fed’in teşvikleri 2013’te kısmaya başlayıp 2014’te bitirebileceği açıklaması en çok gelişmekte olan ülkeleri vurdu. Bloomberg’in yansıttığı bir yorumda, “Parti sona erdi. Kapıda bir kavga var. Herkes yatağına çekilince, herşey iyi olacak” denildi.
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) 2014 yılı içinde tahvil alımlarına son verebileceğini açıklaması ve Çin’de büyümeye yönelik düşüş göstergeleri, başta gelişmekte olan ekonomiler olmak üzere tüm dünyada tahvil, hisse ve emtia piyasalarını dün derinden etkiledi. Fed’in aylık 85 milyar dolar tutarındaki tahvil alımı, ekonomik zorluklarla boğuşan dünyada yatırım için nakit bolluğu yaratıyordu. Teşvik programı ABD’de faizleri dipte tuttuğundan yatırımcılar gelişmekte olan ülke piyasalarına akın etmişti.
Fed Başkanı Ben Bernanke’nin ekonomik toparlanma sürerse, teşvikleri bu yıl kesmeye başlayacaklarını, 2014 yılında da bitirebileceklerini açıklaması finans piyasalarındaki belirsizliği artırdı. Reuters, son gelişmeyi “Ucuz Fed parasıyla yatırımın gözdesi olan gelişmekte olan ülkelerin bir çoğunda yatırımcılar çıkışa yöneliyor” diye yansıttı. Amerikan Bloomberg Ajansı, Ceros Menkul Değerler Genel Müdürü Barış Büyükdemir’in son durumla ilgili şu yorumunu aktardı:
“Parti sona erdi. İnsanlar biraz sarhoş. Kapıda bir kavga var. Bittiği zaman ve herkes yatağına çekilince, herşey iyi olacak.”
‘Fed hatalı’ yorumu
Ancak Bernanke’nin açıklamaları bir taraftan da daha güçlü bir Amerikan ekonomisi beklentisini yansıtıyor. Bernanke önceki günkü basın toplantısında, “Tahvil alımlarını yavaşlatmak Fed’in frene değil, gaza basması anlamına gelecek” demişti.
Özel İngiliz bankası Duncan Lawrie’nin yöneticilerinden James Humphreys, “Bernanke’nin açıklamaları uzun vadede iyiye işaret ediyor. Ekonomik büyümenin güçlendiğini ve normal para politikasına dönüşün başlayacağını gösteriyor” dedi.
Özel bankacılık hizmeti veren İngiliz Coutts’un Asya ve Ortadoğu yatırım yöneticisi Gary Dugan ise, “Fed’in hata yaptığını düşünüyoruz. Büyümenin Fed’in sunduğu biçimde güçlü olmadığı görüşündeyiz” yorumunda bulundu.
Fed Başkanı’nın önceki günkü açıklamalarının ardından MSCI gelişmekte olan ülkeler endeksi yüzde 4 civarı değer kaybetti.
Kur ve borsalar tepetaklak
Döviz kurlarında yurtiçinde Merkez Bankası’nın istisnai gün ilan etmesi ve 350 milyon dolar tutarında döviz satım ihalesi yapmasına rağmen dolar/TL önceki günkü kapanışa göre tarihi zirvesi olan 1.9318’i gördü.
Dolar, dün Güney Afrika randı karşısında yüzde 0.70 değer kazanırken, Brezilya realine karşı yüzde 1.20, Hindistan rupisine karşı yüzde 1.45, Kore wonuna karşı yüzde 1.65 oranında değer kazandı.
Avrupa hisse senedi piyasalarında ortalama yüzde 2 - 3 arasında düşüşler görülürken, gelişmekte olan ülke borsalarında da benzer bir seyir izlendi. Borsa İstanbul yüzde 6.82 ile en büyük düşüşü kaydetti.
TÜRKİYE’DE KAYIP BÜYÜK
Ülke Değ. (%)
Türkiye -6.82
Fransa -3.26
Brezİlya -3.18
Almanya -3.18
Çİn -3.10
Hİndİstan -2.86
İngİltere -2.86
Rusya -1.64
‘Parada kan kaybı artabilir Türkiye’ye dikkat’ uyarısı
Citi Grubu’nun borç stratejileri yöneticilerinden Luis Costa, gelişmekte olan ülkelerin para birimlerindeki kan kaybının artabileceği uyarısında bulunarak, Türkiye, Polonya, Macaristan ve Güney Afrika’ya dikkat çekti. Bloomberg, Borsa İstanbul’un, izlediği 94 borsa arasında en büyük düşüşü kaydettiğini yazdı.
Çin etkisi de var
ING Investment Management yöneticilerinden Maarten-Jan Bakkum, “Gelişmekte olan ülke piyasalarında büyük hareketlilik var. Daha da fazlasını göreceğiz. Fed’in sağladığı likiditede küçük bir değişikliğin bile gelişmekte olan piyasalara etkisi var. Ancak Çin’de yaşanan gelişmelerin etkisini de hafife almamak lazım” dedi.
Emtia piyasaları Çin’de talebinin düşeceği ve Fed parasının azalacağı beklentisiyle olumsuz etkilendi. Petrolün varili yüzde 2.2 civarı düşüşle 96.3 dolara geriledi.
Güçlü satış baskısı
Bazı analistler faizlerdeki yükseliş eğiliminin riskli yatırımlardan çıkışı tetiklemesinin kaçınılmaz olduğunu belirterek, hisse senedi piyasalarında ise en likit hisseler başta olmak üzere güçlü satış baskılarının oluştuğunu dile getiriyor.
ABD’nin 10 yıllık tahvillerinin yıl sonuna kadar yüzde 3 seviyelerini test edebileceği beklentisinin oluştuğunu kaydeden analistler, bunun gelişmekte olan ülkelerde hem faiz, hem hisse senedi piyasalarındaki satış baskılarının kısa vadeden orta ve uzun vadeye yayılabileceği endişelerini doğurduğunu da belirtiyor.