Başbakan Erdoğan, partisinin meclis grup toplantısında Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısını değerlendirdi. Tasarının TBMM Genel Kurulu gündemine geleceğini belirten Erdoğan, reform olarak adlandırdığı tasarının ülkenin bugününü ve yarınlarını ilgilendiren hayati öneme sahip konulardan biri olduğunu belirtti.
-HİÇ KİMSE BİZİMLE GÖRÜŞMEDİNİZ DİYEMEZ-
Erdoğan, hükümetin bu meseleyi kangren haline gelmeden çözmek zorunda olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin sosyal güvenlik reformunu daha fazla erteleyemeyeceğini kaydetti. Sosyal güvenlik meselesi'nin tıpkı ulusal güvenlik gibi popülizme feda edilemeyeceğini belirten Başbakan Erdoğan, "Hiç bir sivil toplum örgütü, konuyla ilgili söylüyorum, 'Bizimle görüşülmedi' diyemez. Şahsıma gelip benimle görüşenler de oldu. Onlarla da Bakanımla birlikte görüştüğüm gibi bakanım da ilgili tüm bu noktadaki kuruluşlarla görüşmelerini defaatle yapmıştır. Türkiye'de sosyal güvenlik sistemi, uzun yılların hataları sonucu sürdürülebilirlik vasfını giderek kaybetme noktasına gelmiştir" dedi.
-1969 SONRASININ KAYGISIZ SİYASETÇİLERİ-
1969'dan sonra, 25 yıl sigortalı, 5 bin gün prim ödeyen 38 yaşındaki kadının, 43 yaşındaki erkeğin emekli olduğunu söyleyen Erdoğan, "Bunun sorumlusu kim? Bunun sorumlusu işte, 1969 sonrasında sorumsuz, kaygısız, düşüncesiz, o popülist uygulamalardır. O ucuz popülist siyasetin aktörlerinin kimler olduğunu size açıklamayacağım. Sizler, onları çok iyi biliyorsunuz" dedi.
-MİLLETİMİZ İMTİYAZ DEĞİL ADALET İSTİYOR-
Erdoğan temennilerle devletin yönetilemeyeceğini söyleyerek şöyle dedi:
"Rasyonel, özellikle bu nokta kritik, demokratik bir devlet, Anayasamızda da ifade edildiği gibi, bizim için önem arz ediyor. Bunun lafı olmaz. Yani demokratik diyeceğiz, laik diyeceğiz, sosyal bir hukuk devleti diyeceğiz ondan sonra bunun semtine uğramayacağız. Küresel iktisadi süreçleri de hesaba katan bir işleyişle biz bu devlet anlayışımızı sürdüreceğiz. Hükümetimiz, bunun şuurunda olarak, sosyal güvenlik sistemimize ilişkin reformlarını tamamlamak azmindedir. Biz, bugüne kadarki hükümetlerin ihmalinden ve rant kaygısından kaynaklanan ve birikerek çoğalan bir problemi çözme sorumluluğunu taşımaktayız. Bu sorumluluğu taşımakta tereddüt etmiyoruz, çünkü biz milletin orta ve uzun vadeli çıkarlarını gözetiyoruz."
"Milletimiz bizden imtiyaz değil, adalet istiyor" diyen Erdoğan, adaletin temel şartının sosyal devletin bütün vatandaşlarının eşitlik esasında haklarını kullanması olduğunu ifade etti.
-KİMSE GERÇEKLERDEN KOPUK YORUM YAPMASIN-
Erdoğan yazılı ve görsel medyada bazı haberleri okuduklarını belirterek sözlerine şöyle devam etti:
"Hedefinden tamamen saptırılan, birçok oralarda yorumlar var, birçok başlıklar var. Bugün ben konuşuyorum. Bundan sonra da bakanım, Genel Kurula gelene kadar bu konularda açıklamalar yapacak. Bu ülkede, Emekli Sandığı mensubu, Bağ-Kur mensubu, SSK mensubu ya da yeşil kartlı vatandaşların hepsi bir hukuka bağlıdır. Hepsi için ayrı ayrı hukuk düzenleri olması kabul edilemez. Ama bugüne kadar hepsi ne yazık ki ayrı ayrı hukuk bir düzenine tabi idi. Böyle miydi, böyleydi. Şimdi biz bunu adil aynı bir hukuk düzenine tabi tutan anlayışı getiriyoruz. Bizim iktidarımıza kadar gelen bu yanlışlar, beş yılda büyük ölçüde düzeltilmiştir. Şimdi kalan eksikleri de telafi etmeye mecburuz. Kimse Türkiye'nin gerçeklerinden kopuk yorumlar yapmasın. Önce gerçek verileri önümüze koyduktan sonra yorum ve önerilerimizi getirmek zorundayız."
1960'ta 24 çalışanın 1 emekliye bakarken, bu oranın 1970'de 9, 1980'de 3, 1990'da 2, 2007'de ise 2 çalışanın 1 emekliye bakar duruma geldiğine işaret eden Erdoğan, "Buradan sendikalara sesleniyorum, acaba sendikalarımız bu ülkeyi yönetmiş olsalar, ‘Ben bu tabloyu sürdürebilirim' diyecek bir babayiğit var mı? Bir ara hastaneleri birleştirirken de sendikalar kalktı böyle bir ifade kullandı. Dediler ki ‘Bu hastaneler bizim', Ben de dedim ki ‘Alın buyurun siz işletin. Madem bu hastaneler sizin buyurun siz işletin. Biz her türlü desteği veririz ama bir daha kapımıza gelmeyeceksiniz' Yüklenemediler. Olacak iş değil. Öyle sendikalar görüyorum ki ben, bazen bakıyorsunuz, hemen bir grev ilan ediyorlar ondan sonra 1 ay maaş ödeyemiyorlar. İkinci aya tahammülleri yok. Hele hele şöyle kaynağından işçinin parası kesilmese sendikalar belki de kaynak bulamayacaklar. Bu gerçekler de var. Bakın sendika mensuplarına... Sendikalı olmayı biz de teşvik edelim, devlet olarak biz de bu konuda yardımcı olalım. Acaba kaç kişi gidecek üye olur? Niye? Çünkü bu noktada maalesef bizdeki kültür her iki taraf için söylüyorum; gelişmiş değil" diye konuştu.
-TÜRKİYE BU YÜKÜ DAHA FAZLA TAŞIYAMAZ-
Sosyal güvenlik açıklarının yıldan yıla arttığına işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin bu yükü daha fazla taşıyamayacağını anlattı. Erdoğan, acil müdahalenin iktisaden, aklen ve mantıken zorunlu olduğunu söyleyerek, sosyal güvenlik reformu ile norm ve standart birliğinin sağlanmasını, sosyal güvenlik sisteminin finansal sürdürülebilirliğinin sağlanmasını, kolay erişilebilir, tüm vatandaşları kapsayan Genel Sağlık Sigortasının kurulmasının amaçlandığını belirtti.
Kazanılmış hakların devam edeceğini söyleyen Erdoğan bu konuyla ilgili dürüst davranılmayarak yanlış bir istikamette haklın yanlış bilgilendirildiğini söyledi.
-BEN DAMDAN DÜŞENİM-
Erdoğan şöyle dedi:
"Ben de emekçiyim, ben de damdan düşenim. Bütün işçilerimizle, çiftçimizle, memurumuzla, esnafımızla her zaman kendimi beraber hissediyorum. Ben bir işçi emeklisiyim. Oradan geliyorum. Hiçbir zaman bu ülke için değer üreten kimseye bizler, fildişi kulelerden bakmadık, bakmayız. Bizim gözümüzde emekten, alın terinden, helal kazançtan daha değerli hiçbir şey yoktur."
Yapılan düzenlemenin çalışma hayatını ve çalışma barışını esas alan bir düzenleme olduğunu ifade eden Erdoğan şöyle dedi:
"Prim ödeme gün sayısının 7 binden 9 bine çıkarılmasına itiraz edenler, bu uygulamanın bundan 20 yıl sonra 2028'de ilk defa işe girecek olanlar için olduğunu söylemiyorlar. Herkes de zannediyor ki hemen Resmi Gazetede yayınlandığında uygulamaya girecek. Hayır. Bakın bu, 2028'de ilk defa işe girenleri ilgilendiriyor. Sanki bugün çalışanları ilgilendiriyormuş gibi bir hava estiriyorlar."
-SENDİKALAR BUNU NİYE KONUŞMUYORSUNUZ?-
Erdoğan konuşmasında yeni düzenlemenin BAĞKUR, SSK ve Emekli Sandığı mensuplarına neler getirdiği konusunda bilgeler vererek, tarımda çalışanlar ve köy muhtarlarına ilk kez asgari ücretin yarısı kadar gelir beyan edebilme imkanı getirdiklerini ve SSK'lı işçiler ve bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin sağlık hizmetlerinden yararlanma süresini 90 günden 30 güne indirdiklerini söyledi. Erdoğan, "Sendikalar bunu niye konuşmuyorsunuz. Soruyorum sendikalarımızın değerli yöneticilerine; Bu talep sendikalarımızın yıllar yılı her platformda eleştirdi. ANKA