Muhalif kimliğiyle tanınan Kazım Koyuncu'nun unutulmaz şarkıları arasında, Dido Nana, Hayde gibi eserler yer alıyor. Karadeniz müziği denince akla gelen ilk isimdir Kazım Koyuncu. “Karadeniz'in Asi Çocuğu” derlerdi ona hayattayken.
Kansere yakalanan milyonlarca Karadenizli vatandaşlarımızdan biri gibi 'işte gitti' bu hayyattan. “Ha kanser, ha konser” diye çıktığı sahnelerde tamamladı ömrünü.
Genç öldü. 33 yaşında. Hâlâ 'genç' diye anılırken. Orta yaşlı değildi henüz. Doktorların 'dinlenmelisin' uyarılarına uymadı. Pek uymazdı zaten uyarılara. Konserde dinlendi. Konserler onu dinlendirdi. Sevenlerine, sevenleriyle birlikte şarkılar söyledi. Öleceğini bile bile horon oynadı, oynattı.
9 yıl geçti Kazım. Özledik seni. Bir televizyon kanalı alt yazısından ölüm haberini aldığımdan bugüne 9 yıl geçmiş:
"Karadenizli sanatçı Kazım Koyuncu hayatını kaybetti. 33 yaşındaki Koyuncu, kanser hastasıydı..."
Bu hayatta şanssız diye biri varsa, o da 'Hayde' türküsünü ilk olarak Kazım'dan değil Cem Yılmaz'dan dinleyendir. O şarkının varlığından bir sinema filmiyle haberdar olandır. Şanslılar ise benim gibilerdir.
Kazım Koyuncu iyi bir insandı.
Ölümünün 7. yılında özleniyor Kazım. O'nun yerini tutmasalar da O'nun izinden gidenleri görmek dileğiyle.
Kazım Koyuncu, Artvin'in Hopa ilçesinde, 7 Kasım 1971 tarihinde doğdu. Müziğe ortaokul birinci sınıfta mandolin çalarak başladı. Çocukluğu, "üstadım" dediği "Kemençeci Yaşar" lakabı ile tanınan Yaşar Turna'nın yanında türkü dinleyerek geçti. İstanbul'a üniversite eğitimi için geldikten sonra müzikle yoğun olarak uğraşmaya başladı. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini kazandı, bilahare ayrıldı. 20 yaşında iken 1992'de Ali Elver'le "Dinmeyen" adlı özgün müzik grubunu kurdu ve profesyonel müzik yapmaya başladı. Kazım Koyuncu, akciğer kanseri nedeniyle 25 Haziran 2005 'de 33 yaşında hayatını kaybetti.
Artvin'in Hopa ilçesine bağlı Yeşilköy (Pançol)'de, 7 Kasım 1971 tarihinde doğmuşsa da nüfusa geç kaydedildiğinden dolayı resmi doğum tarihi 10 Mayıs 1972'dir. Müziğe ortaokul birinci sınıfta mandolin çalarak başlamış, çocukluğu, "üstadım" dediği, "Kemençeci Yaşar" lakabı ile tanınan Yaşar Turna'nın yanında türkü dinleyerek geçmiştir. İstanbul'a üniversite eğitimi için geldikten sonra müzikle yoğun olarak uğraşmaya başlamışsa da İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden siyasi nedenlerle ayrılmıştır. 1992 yılında profesyonel müzik hayatına atılmıştır. 2004'ün sonlarında sanatçıya akciğer kanseri teşhisi konulmuş ve kanser tedavisi görmeye başlamıştır. 25 Haziran 2005'de, 33 yaşında, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmiştir. "Ben bir müzisyenim, ondan sonra biraz Karadenizliyim, ama hepsinin ötesinde ben bir devrimciyim. Ve gerçekten doğru bildiğim bir şeyi en azından çok zorlanırsam ortaya koymaktan çekinmem" diyordu bir röportajında Kazım Koyuncu. | Diren Selimoğlu/Mynet Haber