HABER

Kazım Koyuncu vefatının 10. yıldönümünde anılıyor

Bugün 33 yaşında kanser hastalığına yenilen Kazım Koyuncu'nun ölüm yıldönümü. Kazım Koyuncu, vefatının 10. yıldönümünde İstanbul'da düzenlenecek etkinliklerle anılacak.

Kazım Koyuncu vefatının 10. yıldönümünde anılıyor

33 yaşında kanser hastalığına yenilip aramızdan ayrılan sanatçı Kazım Koyuncu'nun bugün yani 25 Haziran'da ölüm yıldönümü. Çok genç yaşta yaşamını yitiren Kazım Koyuncu için İstanbul'da anlamlı bir etkinlik düzenlenecek. Karadeniz müziğini tüm yurtta sevdiren ve çevrecilik hareketleriyle tanınan ve sevilen Kazım Koyuncu Halkevleri tarafından İstanbul’da ‘çevre mücadeleleri’ temalı bir etkinlik ile anılacak. Etkinlikte, Kardeş Türküler, Bulutsuzluk Özlemi, İlkay Akkaya, Marsis gibi sanatçı ve gruplar da sahne alacak. 26 Haziran Cuma akşamı saat 20.00'da Küçük Çiftlik Park’ta gerçekleştirilecek etkinlik için açıklamada bulunan Halkevleri şu açıklamada bulundu:

Açıklamada şöyle deniliyor:

“Karadeniz sahil yolu projesine, Artvin ve Bergama’da siyanürle altın aranmasına ve Fırtına Vadi’sinde HES yapılmasına karşı mücadelelerde, Çernobil’de yaşanan nükleer felaketin Karadeniz’e yönelik etkilerinin gündemleştirilmesi için çaba harcayan, her zaman halkın mücadelesinin bir parçası olan Kazım Koyuncu, aramızdan ayrılışının 10. Yılında, bu etkinlikler bir kez daha anılıyor.

Kardeş Türküler, Bulutsuzluk Özlemi, İlkay Akkaya, Marsis, Bayar Şahin, Pilli Bebek ve Burcu Yeşilbaş dayanışma göstererek sahne alacak.
Halkevleri, ülkenin dört bir yanında iktidarın neo-liberal politikaları sonucunda talan edilen ormanlara, derelere, tarım alanlarına, kentlere ve tüm canlıların yaşam alanlarına yapılan saldırıya karşı ‘Kamusal alanlar ve doğa halkın ve tüm canlıların ortak değeridir, sermayeye peşkeş çekilemez’ ilkesini savunan herkesi 'Yaşamı ve Doğayı Savunmak için Yeryüzüne Şarkılar söylüyoruz' etkinliğinde buluşmaya çağırıyor.

Halkevleri, etkinliğin gücünü, vadisinde yapılmak istenen HES’lere direnen köylülerin direnişlerinden, nükleer enerji santrallerine karşı 10 yılı aşan süredir bitmez tükenmez enerjileriyle doğayı korumak için mücadele verenlerin azminden, kentlerini talancılara koruyan mahallelerin sokak sokak ördükleri mücadeleden ve 10 yıl önce notaların sonsuzluğuna uğurladığımız şair ceketli çocuğun, Kazım Koyuncu’nun mücadelesinden, değerlerinden aldığını belirtiyor.”
Diğer taraftan bugün yani 25 Haziran'da da Kazım Koyuncu anısına bir etkinlik düzenlenecek. Abbasağa Parkı içinde konserler, film gösterimi, forum, takas şenliği yapılacak, yeryüzü sofrasında iftar açılacak.

KAZIM KOYUNCU'NUN HAYATI

Kazım Koyuncu Artvin'in Hopa ilçesine bağlı Yeşilköy (Pançol)'da, 7 Kasım 1971 tarihinde doğmuşsa da nüfusa geç kaydedildiğinden dolayı resmi doğum tarihi 10 Mayıs 1972'dir. Müziğe ortaokul birinci sınıfta mandolin çalarak başlamış, çocukluğu, "üstadım" dediği, "Kemençeci Yaşar" lakabı ile tanınan Yaşar Turna'nın yanında türkü dinleyerek geçmiştir. İstanbul'a üniversite eğitimi için geldikten sonra müzikle yoğun olarak uğraşmaya başlamışsa da İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden siyasi nedenlerle ayrılmıştır. 1992 yılında profesyonel müzik hayatına atılmıştır. 2004'ün sonlarında sanatçıya akciğer kanseri teşhisi konulmuş ve kanser tedavisi görmeye başlamıştır. Kazım Koyuncu 25 Haziran 2005'de, 33 yaşında, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmiştir.

Müzik kariyeri

1992'de henüz 20 yaşında iken Ali Elver ile "Dinmeyen" adlı özgün müzik grubunu kurmuş ve profesyonel müzik hayatı başlamıştır. Kazım Koyuncu zamanla Lazca müzik yapmak için bu gruptan ayrılmışsa da rock'tan kopamamış ve geleneksel Laz halk müziğini rock tabanlı yorumlamaya başlamıştır. 1993’te Mehmedali Barış Beşli ile birlikte Zuğaşi Berepe (Denizin Çocukları) adlı rock müzik grubunu kurmuştur. Lazca rock yapma iddiası ile yola çıkan ve 1995'te Va Mişkunan (Bilmiyoruz), 1998'de de İgzas (Gidiyor) adlı albümleri yaparak bu iddialarını da gerçekleştiren grup, sınırlı sayıda (yalnızca 130 adet) basılmış bir konser albümü (Bruxel Live)çıkardıktan sonra 1999 yılında dağılmıştır.

Kazım Koyuncu, tek başına müziğe devam etmiş ve Salkım Söğüt adlı projelerin ikincisinde 3 şarkıyla yer almıştı. 2001’de Viya! adlı ilk solo albümünü çıkardıktan sonra Kanal D televizyonunda yayınlanan popüler TV dizisi Gülbeyaz'ın müziklerini yapınca yurt çapında tanınmıştır. Kazım Koyuncu daha sonra Kemal Sahir Gürel ile birlikte Sultan Makamı adlı televizyon dizisinin müziklerini hazırlamıştır.. Karadeniz müziğinin güçlü temsilcilerinden Fuat Saka, Volkan Konak ve Bayar Şahin ile birlikte düzenledikleri, büyük ilgi gören Hey Gidi Karadeniz konserler dizisinin de öncülüğünü yapmış, Nisan 2004'te çıkardığı ikinci solo albümü Hayde ile popülaritesini arttırmıştır.

Kazım Koyuncu, 23 Nisan 2005 günü Trabzon Dernekler Birliği’nin İstanbul Ticaret Odası’nda düzenlediği”Çernobil’in etkileri ve Hasta Hakları” panelinde yaşam, hastalık, bilimi sorguladığı acı ve isyanı bir arada hissettiren bir konuşma yaptı.

“..Bilgi ve bilim kendini yenilemediği müddetçe gerici bir seydir, özellikle bilginin kendisi… Ben germ hücreli tümörleri öğrendim. Benim germ hücreli tümörlerim var. Şu anda herhangi bir kan testiyle ve patoloji sonucuyla bana gelindiği zaman dünyanın herhangi bir germ hücreli tümörünü tedavi edecek profesör kadar size ilaç yazabilirim. Çünkü öyle yazıyor ve yüzde 80 kurtulma ihtimali olduğunu yazıyor. Ama yüzde 20′ yi sorduğum zaman doktor bana ‘Niye onu soruyorsun ki?’ diyor. Çünkü ben yüzde 20′ yi merak ediyorum.”

“…Hayatım 33 yasına kadar hep mücadele ile geçti. Hep gıcık işlerle uğraştım. Sahil yolu projesi dediler. Bir albüm yaptım, sanki gazete çıkarmış gibi yazdım oraya “Sahil yolu projesini istemiyoruz. Nükleer santral istemiyorum…”

“..Şimdiye kadar verdiğim bütün mücadele ve rahatsızlık için kimseden özür dilemiyorum ve yaptığım her şeyden de gurur duyuyorum. Bundan sonra da hayatım ve sağlığım nere giderse gitsin daha da gıcık, illet, muhalif, deli bir herif olmaya devam edeceğim.”

Kazım Koyuncu, 30 Nisan 2005 tarihinde Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin ödülünü almak için Trabzon’a gittiğinde hastalığı ilerlemişti ve ağrılarına karşın ayaktaydı. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde gençlerle bir kez daha buluştu ve çok sevdiği gibi horonlar tepildi, bir ağızdan şarkılar söylendi. Bu kez zaman zaman oturmak zorunda kaldı, ama vazgeçemediği konserlerine verdiği anlama çok önceleri anlatmıştı zaten: “Bizim sahne ile ilgili yaşadığımız bir hikaye var, bir masal var. zamanla daha büyük yerlere taşıyabileceğimiz, ne olur bilemiyorum ama bu konserlere daha başka şeyleri taşıyabileceğimize dair tuhaf bir şey var inaç var içimde. bu konserler sadece bir konser olarak kalmayacak gibi geliyor. belki bir yürüyüş başlatırız bilemiyorum.”

HASTALIĞA MEYDAN OKUMA

2004 yılının sonlarında aralık ayında Kazım Koyuncu’ya testis kanseri teşhisi konuldu ve kısa bir süre sonra tüm dostları, dinleciyicileri kötü haberi aldı. Kazım Koyuncu,hastalığıyla büyük bir mücadeleye girerken etrafındaki sevgi çemberiyle bu zor zamanların geçeceğine inanıyordu.

Kazım nefesi yettiği kadar sesi çıktığı kadar müziğinden ve direncinden vazgeçmedi ve kemoterapi tedavisi sırasında 4 Şubat 2005′te İstanbul’da Taksim’deki Yeni Melek Gösteri Merkezi’nde izleyicileriyle kucaklaştı. Sevenlerine hastalığına unutturduğu müthis bir konser verdi ve aslında yaşam dersi verdi. Konserlerinden vazgeçemezdi ve belki biraz da sevenlerini üzmek için “ha kanser ha konser” diye esprili yapmaktan geri kalmamıştı. Gördüğü ilaç tedavisinden çok sevdiği saçlarının tamamen dökülmesini beklemeden kendisi kestirmiş ve grubundaki bütün dostları da aynı şekilde saçlarını kestirerek yüreklerinin Kazım ile birlikte olduğunu göstermişti. Bu konserde gruba nefesli sazlarıyla müzisyen dostu Kemal Sahir Gürel de katılmıştı.

En Çok Aranan Haberler