Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın terör örgütü PKK’nın gizli sivil yapılanması KCK/TM yönelik soruşturması kapsamında düzenlenen 4 ayrı operasyonda gözaltına alınan ve aralarında BDP’li 12 belediye başkanının da bulunduğu 104’ü tutuklu, 19’u firari 152 sanığın yargılanmasına devam edildi.
6 TUTUKLU GETİRİLDİ
6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bugünkü 21’inci duruşma için, Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde bulunan tutuklu 104 sanıktan Nizamettin Onar, Zeynel Mat, İhsan Sevitek, Abdurrahman Tanrıverdi, Adnan Bayram ve Veysi Akar duruşmaya getirildi. Adliye binası içinde yapılan 500 kişilik özel salondaki duruşmaya, tutuksuz sanıklardan Tunceli Belediye eski Başkanı Songül Erol Abdil ile Beyhan Sakin katıldı.
Mahkemenin, önceki duruşmada kanıt ikamesi sırasında sadece adı geçen sanıkların duruşmalarda hazır edilmesini yönündeki kararı nedeniyle Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde tutuklu 6 sanık saat 09.00’da cezaevi araçlarıyla adliyeye getirildi. Duruşma nedeniyle Diyarbakır Adliyesi etrafın sıkı güvenlik önlemleri devam etti.
Duruşmayı, BDP’den istifa eden eski Genel Başkan Selahattin Demirtaş, Hakkari Milletvekilleri Hamit Geylani, Gültan Kışanak ve bağımsız milletvekili adayları Altan Tan, Ferhat Tunç, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ile yabancı gözlemciler izledi.
Saat 10.10’da başlayan duruşmada tutuklu sanıkların yoklaması yapıldı. Sanıklar daha önceki duruşmalarda olduğu gibi bugün de, isimlerini okuduğunda Kürtçe ’buradayım’ yanıtını verdi. Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, sanık avukatlarının redd-i hakim isteminin Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, ’Duruşmayı uzatmaya yönelik’ olduğu gerekçesiyle reddedildiğini açıkladı.
Başkan Yılmaz, iddianamenin okunduğu duruşmalarda bulunmayan ve bugünkü duruşmaya katılan tutuksuz sanık Songül Erol Abdil ile ilgili suçlamaları okudu. Ardından Erol’a söz vererek, savunmasını yapmasını istedi. Kürtçe’nin Zazaca lehçesinde konuşan Erol, bu dilde hazırladığı 2 sayfalık yazılı savunmasını okumak istediğini söyledi. Mahkeme başkanı bunun üzerine mikrofonun sesini kapattırdı. Mahkeme Başkanı Yılmaz, sanık Erol’un Kürtçe konuşması üzerine, "Sanık Kürtçe olduğunu düşündüğümüz bir dilde konuştu. Sanık müdafileri ise Zazaca konuştuğunu söyledi" diyerek salonda olanları kayda geçirdi. Sanık Songül Erol Abdil’in iki sayfalık yazılı savunmasını inceleyen Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, ’Türkçe dışında bir dilde savunma hazırladığı’ gerekçesiyle savunmayı iade etmesi tartışmalara neden oldu.
Sanığın savunmanın dosyaya eklenmemesine tepki gösteren avukatlar, kararı ’hukuk dışı, yasaya aykırı’ olarak değerlendirdi. Avukatlardan Meral Danış Beştaş, iddianamedeki kanıtların yüzde 50’sinin Kürtçe olduğunu savunarak, bu durumda kanıtların geçerli olmadığını savundu. Sanık avukatlarından Yusuf Ayata, iki sayfalık yazılı savunmanın dosyaya eklenmesini ve tercüme edilmesi gerektiğini belirterek, "Belki savunmada suç ve suçluyu ortaya çıkarabilecek bilgiler vardır. Bu nasıl bir önyargıdır" dedi.
Avukatların istemini değerlendirdiklerini belirten Mahkeme Başkanı Yılmaz, sanığın Türkçe bilmesine rağmen, başka bir dilde savunma hazırladığını, daha önce bu konuda verdikleri kararlar doğrultusunda, istemin reddedildiğini bildirdi.
YSK TEPKİSİNE UYARI
Duruşmada söz isteyen tutuklu sanıklardan Nizamettin Onar, başka bir konuyla ilgili konuşmak istediğini söyledi. Cebinden çıkardığı bir kağıdı okumaya başlayan Onar, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) 7’si BDP’nin desteklediği 12 bağımsız milletvekili ile ilgili aldığı ’veto’ kakarına tepki gösterdi. YSK’nın kararını hakların kardeşliği ve barışa karşı ’suikast’ olarak değerlendirdiklerini belirten Onar, "Bu karar, meşru ve ahlaki değildir. Kürt halkı parlamentoya mahkum değildir. Alınan bu kararı şiddetle kınıyoruz. YSK’nın kararı meşru değildir" dedi. Sanığa uyarıda bulunan Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, "Yalnız bunu YSK’ya bir dilekçe ile iletirseniz daha iyi olur" dedi.
Tutuklu sanıklardan Adnan Bayram da söz istedi. Sanığın Kürtçe konuşmaya başlaması üzerine mikrofon mahkeme başkanı tarafından bir kez daha kapattırıldı. Sanığın avukatı Meral Danış Beştaş ise, sanıktan aldığı Kürtçe açıklamanın Türkçe tercümesini okudu. Beştaş, Türkçe ve Kürtçe metinleri birlikte kabul edecekse mahkemeye sunacaklarını bildirdi. Mahkeme başkanı, bu talebi kabul etmeyerek, avukatın okumasını beyan olarak tutanaklara geçeceğini ifade etti.
MAHKEME HEYETİNE AĞIR SUÇLAMA
Sanık avukatlarından Mehmet Emin Aktar ise, mahkeme heyetini ’Kürçe’ye karşı’ direnç içerisinde olmakla suçlayarak, "Siz ve heyetiniz, devletin Kürtler’e karşı refleksinin temsilcileri olarak burada bulunuyorsunuz" iddiasında bulundu.
Avukat Şiar Rışvanoğlu ise, mahkeme heyetinin siyasi iktidar ile arasında bağ olduğunu iddia ederek, mahkemenin bir topluluğu galeyana getirmek üzere olduğunu savundu.
Sanık avukatlarından Öztürk Türkdoğan da, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerektiğini söyleyen Türdoğan, bu mahkemeler ile savcıların görev ve yetkilerini belirleyen Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250, 251 ve 252’nci maddelerinin Anayasa’nın 13’üncü ve 37’inci maddelerine aykırı olduğunu ileri sürdü. Türkdoğan, sözünü ettiği kanun maddelerinin iptali için, mahkemenin Anayasa Mahkemesi’ne başvurmasını istediklerini ifade ederek, "Gelin bu talebi kabul edin, kendinizi ve bizi bu yükten kurtarın" dedi.
SANIK AVUKATLARI DAVADAN ÇEKİLDİ
Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda sanık avukatları davadan çekildiklerini açıkladı.