YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

'KCK Gibiysek, TCK 250. Madde'den Yararlanıp Serbest Kalmak Istiyoruz'

İstanbul’da Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinin düzenlediği toplantıda bir araya gelen Trakya bölgesindeki dershaneciler, toplantıyı terk...

'KCK Gibiysek, TCK 250. Madde'den Yararlanıp Serbest Kalmak Istiyoruz'

İstanbul’da Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinin düzenlediği toplantıda bir araya gelen Trakya bölgesindeki dershaneciler, toplantıyı terk etti. Katılımcılar, dershanelerin terör örgütü KCK gibi gösterilmesine sert tepki gösterdi. Bir dershane yöneticisi, "KCK'lıları serbest bırakmak için TCK 250. Madde'de değişiklik yapmak istiyorlar. KCK gibiysek biz de bu maddeden yararlanıp serbest kalmak istiyoruz." dedi. Bahçelievler Prof. Dr. Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi’nde Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yetkililerince düzenlenen toplantıya; İstanbul Avrupa yakası ve Trakya’daki dershane temsilcileri katıldı. Toplantı başlamadan önce salonda tartışmalar yaşandı. Dershanecilerin büyük bir bölümü salonu terk etti.Salonu terk eden Esenler Tomurcuk Dershanesi yöneticisi Hakkı Öztürk, 1995 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Anafen Dershanesi öğrencileri ile birlikte çekilen fotoğraflarını göstererek yaşananlara tepki gösterdi. Öztürk, “Bu fotoğraflar 1995 yılına ait. Sayın Başbakanımız o zaman İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı idi. Dershane olarak Florya’da ağaç dikmiştik. O zaman şubemizi ziyaret etmişti. Bir diğer fotoğrafta ise Anafen Dershanesinin ödül törenine katılmıştı. O dönemde Başbakanımızın kızı da Üsküdar şubemizde öğrencimizdi.” diye konuştu.Dershane öğretmeni olan Reşat Feremez Ayaz ise, kendilerine dayatılan ve dönüştürülmek istenen alternatiflerin hiçbirini yapmak istemediklerini söyledi. Hiç kimsenin, hayatını ve ideallerini değiştirilmeye hakkının olmadığını kaydeden Ayaz, şöyle konuştu: “1993 yılından beri FEM Dershanesinde çalışıyorum. Bugüne kadar bir defa bile KPSS sınavına hazırlanmadım, bir defa bile başka bir alanda çalışmayı düşünmedim. Çünkü ben dershaneciliği, dershanede yaptığımız işleri, verdiğimiz eğitimin gerçekten çok farklı olduğuna, öğrencilerimizin gelişimine katkı sağladığına ve onları hedeflerine ulaştırdığına inanıyorum. Şimdi daha önceki fırsatları ve imkanları bir tarafa bırakacak olursak bizim bugün dershaneci olarak karşımıza çıkartılan bize dayatılan yapacaksınız dedikleri alternatiflerin hiçbirini yapma gibi bir düşüncemiz yok. Biz dershaneci olarak tekrar öğrencilerimizle eğitimimize devam etmek istiyoruz. Ben 22 senedir dershaneciyim, 3 tane çocuğum var ve bunun üzerine bir hayat kurmuş durumdayım. Birilerinin bir sabah kalkıp benim bütün hayatımı, ideallerimi, hedeflerimi değiştirmeye hakkı da yok buna müsaade de etmeyiz. Bir gazetenin reklamı var. Hayat benim diyor, ben hürriyetim diyor, ben hürüm diyor, seçim benim diyor, tercih benim diyor. Eğer ben bireysem, bu ülkede yaşayan bir insansam tercihimi bu yönde kullanmak istiyorum. ‘Hayır, sen benim istediğim gibi dönüşeceksin’ dediği zaman ben dönüşmek istemiyorum. Ben 60 beden giyiyorum bana 0 beden olacaksın diyor, ben buyum. Bundan sonra benim dönüşmem mümkün değil. Ama ne olacak ‘Biz yaptık, bu olacak’ dedikleri zaman su akar yolunu bulur. Bir şekilde biz öğrencilerimize bu noktada elimizden geldiğince tekrar eğitimlerine katkıda bulunmaya çalışacağız. Haklarımızı da arayacağız tabiî ki. Bu noktada kesilir ama çekmeye gelmez boynumuz. Tavrımızı ortaya koyduk.”'KCK GİBİYSEK TCK 250. MADDE'DEN YARARLANMAK İSTİYORUZ'TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyesi olan AK Parti Ardahan milletvekili Prof. Dr. Orhan Atalay’ın bir gazetede yer alan “Nasıl ki devlet içinde KCK bir paralel yapılanmadır. Dershanelerde öyle oldu.” sözlerine de dershanecilerden tepki geldi. Dershanelerin terör örgütü KCK gibi görülmesi iddiaları hakkında konuşan Ayaz, “Dershanelerin KCK olup olmadığını buradaki insanlara bakıp anlayabiliriz. Sonuçta bir hüküm verilmiş, bu karar doğrultusunda insanlara dayatmada bulunuluyor. Şimdi 250. Madde değiştirilmek isteniyor, KCK ile ilgili değişiklikler yapılmak isteniyor. KCK’lıların serbest bırakılması isteniyor. Biz de bu KCK gibiysek bu yasadan yararlanmak istiyoruz, serbest bırakılmak istiyoruz. KCK ile bütün adımlar geri atıldı. Tamam eğer bizde öyle isek bizi de serbest bırakın. Çünkü özgürlük, eşitlik, adalet var diyorlar. Bizde o özgürlük, eşitlik ve adaletten yaralanmak istiyoruz. Tercihlerimize saygı gösterilmesini istiyoruz. Yani insanların cinsel tercihlerine saygı gösteriliyor, eğitim ile ilgili tercihlerine saygı gösterilmiyor.” dedi.Kültür Dershaneleri Rehberlik Genel Koordinatörü Salim Ünsal da, tepkilerini şu şekilde ortaya koydu: “Burada yapılan toplantıyı ve daha önce yapılan toplantıları hep birlikte seyrettik. Burada bir dayatma var ve bizim sektörümüzün bu dayatmaya boyun eğmesi, eğdirilmesi isteniyor. Böyle bir istişare yok, zaten istişare mantığında bir şeyi dayatamazsınız. Karşılıklı bir görüş ortaya konur ve bu doğrultuda insanlar bir ortak noktada buluşurlar ve bir sonuç çıkar. Bugün burada alınmış bir kararın üzerinden bizim düşüncelerimiz alınmak istendi. O yüzden bizde tepkimizi koyarak herhangi bir söyleyecek sözümüz yok. Bizim sözümüz belli, henüz eğitim sisteminin bütün sorunları bir bir ortada duruyorken olayın dershane sorunu haline getirilmesi son derece yanlış olduğunu yıllardan beri ifade ediyoruz. Türkiye’de eğitim sorunları bitmemiştir. Bu sorunlar bitse bile dershaneye olan ihtiyaç yine bitmeyecektir. Eğer bir yarış varsa eğer bir merkezi sınav varsa öğrenciler dershaneye gitme ihtiyacı hissedeceklerdir. Tepeden inme yöntemlerle bir devrim dönüşüm olmaz.”“DERSHANECİLER İTİBARSIZLAŞTIRILMAYA ÇALIŞILIYOR”Dershanelerin terör örgütü KCK gibi görülmesi iddiaları hakkında da konuşan Ünsal, “Bu kamuoyunu yönlendirmeye dayalı provokatif bir görüştür. Hiçbir dershane kanunsuz değildir, MEB kanunu ve denetimiyle faaliyetlerini sürdürmektedir. Dolayısıyla dershanelere ve dershanecilere böyle bir yaftanın vurulması haksızlıktır. Böyle bir şey olamaz. Dershaneciler bu milletin insanlarıdır. Hepsi eğitimli ve kültürlüdür, hepsi eğitim adına bir şeyler yapmakta ve bu çocukları topluma kazandırmaya çalışmaktadır. Böyle bir örgüt ismiyle yaftalamaya kalkıyorsanız bu provokatif bir yaftalamadır. Şuanda sektör karalanmaya ve itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Eğer itibarsızlaştırılmaya çalışılan bir durum varsa eğitim sistemini bu duruma getiren bürokrasinin itibarsızlaştırılması gerekir.” ifadelerini kullandı.“İDAM FERMANIMIZ İMZALANMIŞ”Anafen Dershanesi Genel Müdürü Hakan Yılmazlar da, toplantıyı terk etme gerekçelerini şöyle aktardı: “Biz Bakanlık yetkilileri ile dershanelerin kapatılıp kapatılmayacağını istişare etmek için geldiğimizi zannediyorduk. Fakat müsteşar yardımcısının ilk baştaki açıklamaları ve bize dağıtılan ankette gördük ki idam fermanımız imzalanmış ve ‘özel okula nasıl dönüşmek istersiniz’ diye soruluyor. Fakat yüzde 95’imiz dönüşmek istemiyoruz. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren bu millet devlet zoruyla dönüştürülmeye çalışıldı. Bu millet bundan çok çekti. Birazcık bireysel haklarımızı elde etmeye başlamışken, ülkemiz demokratikleşmeye başlamışken devlet eliyle ve zoruyla dönüştürülmek istemiyoruz. Şayet teşebbüs hürriyeti varsa dershaneci olarak devam etmek istiyoruz.”Tekirdağ’da faaliyet gösteren dershaneler adına konuşan Eşref Çoban ise, toplantının başladığı andan itibaren yetkililerin tavırlarını eleştirdi. Çoban, “Bugün buraya konuşalım ve anlaşalım diye geldik. Maalesef böyle bir durumla karşılaşmadık. Buraya gelen yetkililer Başbakanımızın verdiği kararı bize dayatmaya gelmişler. Biz, bize bir şeyler sorulur fikrimiz alınır diye düşünmüştük fakat bu konuda başarılı olamadık. Karşımızdaki idareciler konuşmaya başladıklarında söz hakkı olmadı. Biz, sözü bile zorla aldık. Bu da çok şık olmadı.” ifadelerini kullandı.Bazı konuların kendilerini daha da üzdüğünü aktaran Çoban, “Sonuç olarak şuanda en üzüldüğümüz noktalardan biri de devlet okulu ve özel okuldaki öğretmenlerle dershane öğretmenlerinin kıyas edilmesidir. Sanki; onlar bizim öğretmenlerimiz, biz kimin öğretmenleriyiz. Bunu sormak istiyorum. Bundan 3 yıl önce bizim dershanemizden 4 tane Türkiye birincisi çıktığında 3 tanesi aynı okuldandı. Ben okul müdürüne gittiğimde şunu söylemiştim. Hocam gerçekten çok güzel eğitim vermişsiniz, bizde üzerine bir şeyler koymaya çalıştık. Bu çocuklar Tekirdağ Fen Lisesi’ni kazanabilirdi ama Robert, Galatasaray, İstanbul Erkek Lisesini kazanamazlardı dedim. Kendisi doğru söylüyorsunuz dedi. Bunun yanında diğer okullardan gelen idarecilerde benzer şekilde bir şeyler ifade ettiler.” şeklinde konuştu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler