Kışın yaprak dökmeyen bu ağacın yaprakları, oval şekilde ve açık yeşil olup, ortada ana damarı mevcut olup, ana damardan kenarlara doğru sağlı sollu ayrılan yan damarlar bulunur. Ülkemizde de bolca yetiştirilen bu meyvenin yetiştirildiği diğer ülkeler ise; Hindistan, Arjantin, Brezilya, ABD, Avustralya doğu ve güney Afrika'dır. Karbonhidrat ve nişasta açısından zengin içeriğiyle ve yüksek besin değeriyle, hastalıklara şifa olarak tüketilen faydalı bir meyvedir. Aynı zamanda içeriğindeki yağ oranı da oldukça azdır. Sigara içenlerin, akciğer problemi yaşayan kişilerin sıkça başvurduğu doğal yöntemlerin başında gelir. Özellikle keçiboynuzu özü ve pekmezinin bağışıklık sistemini kuvvetlendirici etkisi vardır. A ve C vitamini açısından zengin içeriğe sahip bu meyve; potasyum, selenyum ve magnezyum gibi mineralleri de yoğun bir şekilde içeriğinde barındırır.
Miktar: 100 g
Kalori (kcal): 222
Yağ (g): 0.7
Karbonhidrat (g): 89 g
Protein (g): 4.6
Genellikle kış aylarında tüketilen bir meyvedir. Bu mevsimde tüketilmesinin nedeni ise, astım ve alerji ataklarının kış mevsiminde daha yoğun yaşanması ve bronşit hastalığının da bu mevsimde oldukça yoğunlaşmasıdır. Bu hastalıklara önlem olarak tüketilen keçiboynuzunun, astım ve alerji semptomlarını azaltmada çok etkili olduğu düşünülür. Aynı zamanda gribal enfeksiyonların önlenmesindeki etkisiyle de sıkça tercih edilir. En önemli özelliklerinden biri ise, yüksek derecede antioksidan içeriğe sahip olmasıdır. Antioksidan etkisi sayesinde metabolizmal rahatsızlıklardan korunmak için de oldukça faydalıdır.
Keçiboynuzunun kolesterolü düşürme konusundaki başarısı oldukça fazladır. İçeriğinde bulunan liflerin ve zengin besin içeriğinin, LSD seviyesini (kötü kolesterolü) düşürücü ve HDL seviyesini ise normal düzeyde tutma özelliği vardır. Bununla birlikte yapılan bazı bilimsel çalışmalar neticesinde, hiper kolesterol hastalığını tedavi edici özelliği olduğu kanıtlanmıştır.
Sindirim sistemi rahatsızlıklarında oldukça etkili olan keçiboynuzu, özellikle ishal sorununun çözümünde de sıkça tercih edilir. İshale karşı etkili olduğu konusunda uzmanlar tarafından da desteklenen keçiboynuzunun tüketimi, pek çok sindirim sistemi probleminin de önüne geçer. İshal tedavisinde, yetişkinlerle beraber çocukların tüketmesinde de bir sakınca yoktur.
İçeriğinde bulunan beta karoten maddesi sayesinde, serbest radikallerle savaşan güçlü antioksidan özellik gösterir. İçerdiği yoğun lifler sayesinde ise mideyi kuvvetlendirir. Mide sağlığını koruyarak, sağlıklı bir şekilde görevini yerine getirmesine yardımcı olur. Aynı zamanda hastalıklara yakalanma riskini de en aza indirir. İçeriğindeki antioksidanlar sayesinde bağırsak enfeksiyonlarına karşı koruyucudur. Bu sayede de kansere yakalanma riskini azaltır.
En önemli özelliklerinden biri de akciğer kanserine karşı koruyucu olmasıdır. Antioksidan etkileri sayesinde, kanser hastalığına neden olabilecek durumların önüne geçer. Akciğerleri temizleyici özelliği vardır. Sigara ve akciğerlere zarar veren başka maddelerin etkilerini azaltmada yardımcıdır.
Anti alerjik ve anti bakteriyel özellikler gösterir. Solunum yollarında oluşan zararlı bakterilere karşı etkili olmakla birlikte, kış aylarında görülen salgın hastalıklara karşı da koruyucu etkisi vardır. Hem nezle ve grip gibi bulaşıcı enfeksiyonları önlemede etkilidir hem de alerjik astım ve alerjik rinit hastalıklarına karşı korur ve varolan rahatsızlıkların semptomlarını gidermede yardımcıdır.
Çok nadir bulunan faydalı özelliklere sahip olan keçiboynuzunun, hücreleri onarıcı etkisi de vardır. Hasarlı olan hücreleri onararak, görevlerini tekrar sağlıklı bir şekilde yerine getirmelerinde önemli rol oynar. Bu sayede bünyeyi ve bağışıklık sistemini korur. Devamlı ölen hücreler bağışıklığın ve savunma sisteminin zayıflamasına neden olur. Keçiboynuzu da hasarlı hücreleri onararak, olası sorunların önene geçer. Hastalık esnasında tedavi edici özellik gösterirken, hastalık öncesinde de koruyucu etki gösterir.
Bu meyve öksürüğün hemen hemen her seviyesinde etkilidir. Şiddetli öksürükleri giderme konusunda da oldukça başarılıdır. Antioksidan özelliği sayesinde öksürüğe sebep olan serbest radikallerle savaşır ve enfeksiyonları ortadan kaldırır. Hastada ciddi anlamda bir rahatlama sağlar ve öksürüğü ortadan kaldırır. Hastanın daha iyi nefes almasına yardımcı olur.
İçeriğindeki antioksidanlar sayesinde pek çok hastalığa şifa olan bu meyve, kalp ve damar sağlığının korunmasında çok etkilidir. Kanı temizleme özelliği ile damarların sıkışmasına engel olur, bu sayede de kalp ve damar hastalıklarına neden olabilecek faktörleri ortadan kaldırır.
Kemik erimesi gibi eklem ve romatizmal hastalıkların önüne geçilmesi konusunda da oldukça fayda sağlar. Bu tarz rahatsızlıklarda tedavi edici özellik göstermese de, içeriğinde barındırdığı yüksek orandaki kalsiyum sayesinde, hem çocukların hem de yetişkinlerin kemik sağlığını korumada etkilidir. Çocukların sağlıklı bir iskelet yapısına sahip olmalarına yardımcı olurken, yetişkinlerin de olası kemik rahatsızlıklarına yakalanma riskini minimuma indirir.
Enerji deposu olarak bilinen keçiboynuzunun, cinsel isteği ve cinsel gücü artırıcı etkileri mevcuttur. Erkekler için büyük problemlerden biri olan iktidarsızlık sorununa karşı da etkili olduğunu söyleyen uzmanlar, devamlı olarak tüketilmesini öneriyorlar. Aynı zamanla sperm artırıcı etkileri de oldukça fazladır.
Pek çok şekilde tüketilebilen keçiboynuzunun, en çok pekmez olarak tercih edildiği görülür. Keçiboynuzu pekmezi, kilo almak isteyen zayıf kişiler için ideal bir kilo aldırıcıdır. Bu sebeple zayıflıktan muzdarip kişiler sıkça tercih ederler.
Pek çok şekilde tüketilebilen keçiboynuzu, kişinin ihtiyaçları ve tercihine uygun şekilde de tüketilme olanağı sağlar. Kür, nektar, toz, pekmez gibi farklı formlarda tüketilebildiği gibi, kürünün de keçiboynuzu özü, tohumu ve çekirdeği ile birlikte uygulanması tavsiye edilir. İsteğe bağlı olarak diğer meyveler gibi tek tek ısırarak da tüketilebilir.
Eğer meyve şeklinde tüketilecekse çok dikkatli seçilmeli ve iyi yıkanmalıdır. Bu meyvenin taze ve az kırılmış olmasına dikkat edilmelidir. Eğer aldığınız meyve çok sertse, ılık ve temiz bir suda bekletip sonra tüketebilirsiniz. Keçiboynuzu kürünün uzmanlar tarafından önerilen tüketim şekli ise; harnup tozu ya da keçiboynuzu tozunun kür şeklinde uygulanmasıdır. Çay olarak tüketmek ise, yüksek antioksidan içeriğinden dolayı yaşlanma etkilerini geciktirme konusunda faydalıdır.
Öncelikle bir miktar su kaynatılır ve 7-8 adet keçiboynuzu, içerisine kırılarak atılır. 5 dakika kadar kaynatılır ve 15 dakika bekletilir. Sonrasında, içerisindeki parçalar çıkarılarak tüketilebilir.
Önemli bir antioksidan olması ve pek çok hastalığa şifa olmasının yanında, çok nadir de olsa yanlış ve fazla tüketilmesinden ötürü, bazı yan etkilerin görülebilme olasılığı vardır.