Dr Roman Stocker'ın evcil kedisi Cutta Cutta, gizemi çözmeye yardımcı oldu.
Kediseverler için bir gizem daha ortadan kalktı. Bu dört ayaklı zerafet timsallerinin, sıvıları nasıl bu kadar kibar ve kusursuz bir şekilde içtikleri yüksek hızlı kameralar yardımıyla aydınlatıldı.
Science dergisinde yayınlanan makale, kedilerin suyu alırken yüzeyini kesintiye uğratmayacak şekilde dillerini kullanabildiklerini söylüyor. Bu da susuzluklarını giderirken etrafı batırmada da usta olan çoğu köpeğin sergilediğinden farklı bir yöntem.
Massachusettes Teknoloji Enstitüsü’nden biyofizikçi Dr Roman Stocker, kendi evcil kedisi Cutta Cutta’yı su içerken seyretmesinin ardından araştırmaya başlamaya karar vermiş, "O anda kedilerin aslında basit gibi görünen sıvıları içme davranışlarının ardında ilginç bir biyomekanik problemin saklı olduğunu anladım.”
Virginia Politeknik Enstitüsü ve Princeton Üniversitesi’yle işbirliği yapan Dr Stocker, kullandıkları yüksek hızlı kamera sayesinde, su içerken emme hareketi yapan insan, koyun ve at gibi canlılara karşılık kedilerin hemen göze çarpmayan farklı bir teknik kullandıklarını farketmiş. Buna göre kedi dilinin ucu, su kabına doğru inerken arkaya doğru kıvrılıyor. Fakat bu noktada suyun içine girmek yerine hafifçe yüzeyine dokunuyor. Kedi diliyle temas sağlayan su ona yapışıyor ve tam bu anda geri çekilen dil bir su sütunu meydana getiriyor. Sütunun girişiyle ağzını kapayan kedi de sıvının bir bölümünü almış oluyor. Araştırmacılar, kedi dili üzerinde bulunan minik kılların su içerken yardımcı olduğu fikrini de çürütüyor.
Mekanizmanın ayrıntılarını inceleyen ekip bir de robot kedi dili yapmış. Bununla yapılan çalışmalar sonucunda tüm işlevin eylemsizlik ve çekim kuvvetlerinin etkileşiminden kaynaklandığını ortaya koymuşlar. Dr. Stocker, su sütununun eylemsizlik kuvvetiyle meydana geldiğini söylüyor, “Su kütlesi daha büyük bir hacme ulaştığında bir noktada çekim kuvveti eylemsizliği kırarak suyun geri dökülmesine neden oluyor. Burada kedinin zamanlaması çok önemli. Çünkü ağzını kapadığı nokta işte tam da eylemsizliğin kalktığı o an.”
Hayvanat bahçelerindeki daha büyük kediler ile çevrimiçi videoları takip eden ekip leopar, çita, kaplan gibi büyük kedilerin de aynı mekanizmayı kullandıklarını tespit etmişler. Dr. Stocker kedilerin basit bir işlemi neden böyle gizemli bir hale getirdiğinin anlaşılamadığını fakat bunun suyu sevmemelerinin bir sonucu olabileceğini belirtiyor, “Su içerken kendini mümkün olduğunca kuru tutmaya çalışıyor olabilir.”
Princeton Üniversitesi’nden Dr. Jeffrey Aristoff çalışma sonuçlarının, sıvı yüzeylerle iletişim halindeki robotların tasarımında kullanılabileceğini ve hatta su üzerinde yürüyebilen robotların bile söz konusu olduğunu ifade ediyor, “Bir iskelet desteğe ihtiyaç duymayan dil gibi yumuşak yapının karmaşık hareket mekanimalarının anlaşılmasıyla, benzer şekilde yumuşak robotların üretimi de gerçek olabilir.”