YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Kefensiz Demokrasi!

Geliniz bugün, durumdan vaziyet çıkarmak yerine, biraz vaziyet-i hâl yapalım ve birkaç satırla hâl-i pürmelâlimizi va’z edelim...

Öncelikle, Güney Azerbaycan’da meydana gelen depremle sarsılan can soydaşlarımızın acılarını paylaşır; ölenlere Cenab-ı Hakk’tan rahmet, kalanlara sabır ve başsağlığı dilerim. Acılarını paylaşan, yaralarına merhem olmaya çalışan, çaresiz ellerine umut eli uzatan herkese kendi adıma minnet ve şükranlarımı arz ederim...

***

Geliniz bugün, durumdan vazife çıkarmak yerine, biraz vaziyet-i hâl eyleyelim ve birkaç satırla hâl-i pürmelâlimizi va’z edelim...

***

Malûm-u âlinizdir...

Daha düne kadar “demokratik hakların dârağacına çekildiğini” söyleyenler...

Hak, hukuk, adalet için feryâd-ı figan edenler...

Hükmün, hükümrânın elinde zulme dönüştüğünü haykırarak arşa sâda salanlar...

“Hakkımızı yedirtmezük, zulme boyun eğmezük, serimizi serlevhalarda idama yazdırır amma zincirlere gelmezük” diye kükreyen arslanlar...

Zaman o zaman değil artık diyerekten; günümüzde ele geçirdikleri mutlak güçle; despotik dönemlerin tirancıklarına rahmet okutturuyorlar!

***

Ve bittabi...

Şimdilerde bir başka renge bürünmüş, bir başka heybetle kükrüyorlar:

-Gaddare nedür bilür müsün sen, gaddare?

“Tahta kütükler üzerinde uçurturum kelleni ne kaddare elimdedür bu gaddare!” diye nârâ ataraktan dörtbir yana korku salıyor, gıkı çıkanı derhâl ipte sallıyor, yağdanlıkları, yardakçıları, yalakaları, lotuları devletin çiftliklerinden daha şincik gelen tereyağı balla besliyor, milletin üstüne salıyorlar...

Kalemi, hak ve adalet ehlinin elinden alıp devrin tetikçilerinin destinde ve şehrin göbeğinde; şâkîlerden şâkî beğen gaddareye dönüştürüyorlar!

Ateş olsa cirmi kaddare yer yakacaklar, ele geçirdikleri made in bâb-ı hökümat gaddarelerle; ahalinin başına hökümatın hasekileri kesiliyor ve höt diyeni zort diye gaddareleriyle kesiyorlar!..

Boru değil! Ellerinde Hünkâr-ı Âzam’dan kapı gibi fermanları var:

-Ağam mana kôr dedi, gelip gidene vur dedi!

Sonra da dönüp gûşe-i ceridelerinden halka nanik yapıyorlar:

-Ne kaddare “gaddare”, o kaddare köfte!

İşinize gelirse...

“Bey menim arkam men kimden korkam!”

***

Peki peki anladık da, ileri demokrasiye ne oldu molla?

-Taksit taksit ele geçirmeye çalıştığımız güç âmeliyesi hitama erince; mabadının en kaba noktasına bir depik yapıştırarak hevaya fırlattık! Zaten organlarının birçoğu sakat olduğundan bir depiklik cânı varmış! Daha hevadaykene zart diyerekten mevtâ oldu mendebur!..

Biz de götürüp fosseptik çukuruna kefensiz üryan gömüverdik!..

***

“Ben tenezzül eylemem, eşekler s..sin / Şam’a vali olanın Hind’e kadar anasını!” (Şâir Eşref)

Gel de bu mânâyı çöz imdi!..

***

Tam 228 yıl önce ne demişmiş Immanuel Kant?

"Ergin olmayış, insanın bir başkası tarafından yönetilmeksizin kendi aklını kullanma yeteneğinden yoksun olma durumudur. Bu durum, akıl yetersizliğinden değil de, insanın başkasının yönetmesine gerek kalmadan kendi kendini yönetecek kararlılık ve yüreklilik eksikliği sonucu ortaya çıkıyorsa, bütünüyle bizim hatamızdan kaynaklanıyor demektir. Sapare aude! Kendi aklını kullanma yürekliliğini göster.” (1784)

Gösterebilmek için her şeyden önce bir yüreğin olması lâzım!

Deel mi molla?

___________________

cahitkilic54@mynet.com

twitter.com/deli_esen_yel

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler