Kemal Burkay: BDP'li arkadaşlar yeterince cesur değil

Kürt siyasetçi Kemal Burkay, BDP arkadaşlarının yeterince cesur oldukları kanısında olmadığını söyledi. AK Parti'nin sorunun çözümüne ilişkin girişimlerini olumlu bulduğunu dile getiren Burkay, devlete 'operasyonları sadece durdur' demenin yeterli olmadığını PKK’nın da silah bırakması gerektiğini dile getirdi. Burkay, Oslo’da görüşmeler devam ederken PKK’nın eylemleriyle süreci sapote ettiğini belirtti. "PKK’yı da zorlamalıyız onun yanlışlarını da söylemeliyiz." diyen Burkay, "En başta kendi yanlışlarımızı görmeliyiz. Yanlış yapma lüksümüz yok. Silahların karşılıklı susması lazım." dedi.

Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Terör Alt Komisyonu Kürt siyasetçi Kemal Burkay'ı dinledi. İki saat boyunca konuşan ve soruları cevaplayan Burkay, Orhan Miroğlu’nun dediği “Öcalan Türkiye’ye getirildikten sonra Ergenekonun kuşatması altındaydı” sözüne aynen katıldığını dile getirdi. Burkay, Öcalan İmralı’ya konduktan sonra Ergenekoncu denilen subayların denetimine girdiğini savundu. Aslında silahların bırakılınca genel af olacağının söylendiğini, ancak bunun olmadığını anlatan Burkay, bu nedenle PKK’nın güneye çekildiğini hatırlattı. Kendi derdinin PKK olmadığını, artık bu oyunun sona ermesini, silahların susmasını istediğini vurgulayan Burkay, silahın hiçbir faydasının olmadığı kanaatinde olduğunu ve devletin de operasyonları bitirmesi gerektiğini savundu.

Bugüne kadar el birliğiyle sürdürülen ama tartışma konusu olan yöntemlerin devlet tarafından terk edilmesi gerektiğinin altını çizen Burkay, demokrasi ve barışçıl yöntemlerle sorunun çözülmesi gerektiğini kaydetti.

İsveç Başbakanı Olof Palme’nin öldürülmesiyle ilgili bir soruya ise Burkay, konuyla ilgili PKK’nın izi olduğunun söylendiğini hatırlatarak ancak örgütün de bu konuya ilişkin yapmadık dememesinin ilginç olduğunu vurguladı. Burkay, “Uluslararası güçler de olabilir bizim cunta da olabilir.” dedi. Şam’daki Öcalan ile Beka’daki Öcalan’ın farklı olduğuna dikkat çeken Burkay, Türkiye’ye gelince yeniden denetim altına girdiğini savundu. Kürt sorununun çözümü yönünde Özal’ın iddialı olduğunu, ancak sorunu çözmeden biraz da kuşkulu bir biçimde hayatını kaybettiğini hatırlatan Burkay, Öcalan’ı canavar olarak da görmediğini sonuçta bir insan olduğunu ileri sürdü.

Arkadaşlarının 1987 yılında hedef olduğunu, bu nedenle çelik yelek giydiklerini anlatan Burkay, fakat kendisinin bu durumun sıkıcı olması sebebiyle yeleği çıkardığını ifade etti.

Sivil hükümet ile asker arasında uyum olması halinde sorunun bugüne kadar belki çözülmüş olabileceğine dikkat çeken Burkay, Kürt sorunun boyutu düşünülürse taleplerin minimal olduğunu, demokratik özerkliğin ise içinin boş olduğunu vurguladı.

PKK kendi içinde demokrasiyi işletemeyen, muhalefete tahammül edemeyen bir örgüt olduğunu dile getiren Burkay, PKK’nın da demokrasiye alışması gerektiğini ve kendilerinin hiçbir örgütün fetiş haline getirilmesini istemediklerini belirtti.

BDP’nin muhatap alınmasının doğal olacağını ancak tek muhatap olmadığının altını çizen Burkay, “Ama öncelikle BDP’nin buna talip olmalı. Ama o Öcalan’ı gösteriyor. PKK’yı buna zorlamak ikna etmek için kendine rol düşüyor. BDP arkadaşlarım bu konuda yeterince cesur oldukları kanısında değilim. İmralı’dan gelecek şeylere görev tavır geliştirmemeli. Öcalan her şeye rağmen içerde bir adamdır. Uzun süre askerin denetimi altındadır.” dedi.

Kürt halkının legal partileriyle muhatap olması gerektiğini dile getiren Burkay, mücadelesini legal olarak sürdürebileceğini ifade etti. Leyla Zana’nın açıklamalarının sorulması üzerine ise Burkay, “Ülkemizin bugünkü koşullarında umut var. Legal örgütlenme mümkün kitlelere güvenmeliyiz. Eğer güveniyorsak o zaman silaha gerek yok. Silah ile mi kitle desteği alacağız? Kürtler çatışmadan, silahtan bıktı. Söylemişse gerçekten yanlış buluyorum. Leyla Zana haksız yere hapse girdi, bedel ödedi. Tutuklandığında yanında oldum. Demokratik yöntemlere, halka güvenmek gerekiyor. Kürt toplumu eğer serbest oldukları zaman eşit haklar istemeyeceklerse geri zekalılar mı?” şeklinde konuştu.

AK Parti’yi samimi bulup bulmadığına ilişkin soruya da Burkay, meseleyi samimiyet meselesi olarak görmediğini ifade etti. Burkay, “AK Parti bir girişim başlattı, bence koşullar AK Parti’nin önüne koydu o da değerlendirdi. Bu da olumludur, niyet testine gerek yoktur.” dedi.

Sorunun devlet içinde çatışan güçler sorunu olduğunu vurgulayan Burkay, “Siz kendi sorununuzu çözerseniz o parmaklar olmaz.”

Devlete operasyonları sadece durdur demenin yeterli olmadığını PKK’nın da silah bırakması gerektiğini dile getiren Burkay, Oslo’da görüşmeler devam ederken PKK’nın eylemleriyle süreci sapote ettiğini söyledi. Burkay, şöyle devam etti: “PKK’yı da zorlamalıyız onun yanlışlarını da söylemeliyiz. Silahların karşılıklı susmasına ihtiyaç var. En başta kendi yanlışlarımızı görmeliyiz. Yanlış yapma lüksümüz yok. Silahların karşılıklı susamsı lazım. Anadilde eğitim siyaset önünü açılması gibi.