HABER

Kemal Derviş'ten TBMM'de veda

ANKARA (İHA) - Birleşmiş Milletler (BM) Kalkınma Programı (UNDP) başkanlığına seçilen ve bu yüzden milletvekilliğinden de istifa eden eski Devlet Bakanı Kemal Derviş, TBMM Genel Kurulu'nda bir 'veda' konuşması yaptı.

1990'lı yıllarda güdülen kısa vadeli hesaplar yüzünden 2000'li yıllarda ülkede ekonomik krizin meydana geldiğini söyleyen Derviş, 6 ayda, 9 ayda hükümetin değiştiği bir ülkede bu krizlerden kaçmanın da mümkün olmadığını belirtti. 59. AK Parti hükümetinin ekonomi politikasının olumlu olduğunu dile getiren Kemal Derviş, tüm siyasilerin uzun vadeli hesaplar yapmasını istedi. Derviş, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinden vazgeçilmemesi çağrısında bulundu.

Derviş, milletvekilliğinden istifa etmesinin ardından bugün TBMM Genel Kurulu'nda BM'deki yeni görevine başlamadan önce son konuşmasını yaptı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da Derviş'in konuşmasını dinleyenler arasındaydı. Sözlerine "Karışık hislerle sizlere hitap ediyorum" diye başlayan Derviş, mecliste çalıştığı 2 yıl içinde yeni dostluklar kurduğunu, önemli çalışmalara imza attıklarını ifade ederek, "Sizlerden ayrılmak kolay değil; ama geçici olarak işin merkezi New York'ta olduğu için ayrılıyorum" diye konuştu.

"BM Kalkınma Teşkilatı'nın başkanlığı yarışını Türkiye olarak kazandık" diyen Derviş, bu yarışta Türkiye'nin desteğini üzerinde hep hissettiğini ifade etti. Sadece Kemal Derviş olarak değil, Türkiye olarak yarışıldığının altını çizen Derviş, bunu diğer ülkelerin de gördüğünü kaydetti. "Ülke olarak birliktelik olunca özellikle dış dünyaya dönük çok güçlü olabiliyoruz" diyen Derviş, yarıştığı adayların Japonya gibi güçlü ülkelerden olduğunu ifade ederek, "Türkiye'nin özel bir konumu var. Hem İslam dünyasında bir ülke, hem Avrupalı, hem NATO üyesi, hem de gelişmekte olan ülkeler arasında. Türkiye kucağını dünyaya açtığı zaman dünyadaki insanlarla el ele çalışacağı zaman gücü çok artıyor. Bu yarışma biraz da bunu görmeme yaradı. Bu yeni işe daha büyük bir heyecanla başlıyorum. Türkiye'nin bu işlevini, bu özel yerini 191 ülkenin biraraya geldiği teşkilatlarda yaşayabileceğim , buna katkıda bulunabileceğim" şeklinde konuştu. Derviş, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olduğunda yaptığı bir hatayı da anlatırken, "Bakanken, ilk geldiğimde bir hata yapmıştım. Dışardan atanan bakan oy verebilir diye el kaldırmıştım. 4 yıllık süre içinde tabii ki bazı şeyleri öğrendim. Deneyimler edindim" dedi.

"AK PARTİ HÜKÜMETİNİ BAŞARILI BULUYORUM"

Türkiye'ye bir kriz döneminde geldiğini hatırlatan Kemal Derviş, tüm rakamları inceleyerek kolları sıvadığını belirterek, "Ekonomi yüzünden geldim. Ekonomi yüzünden bakan oldum, 18 ay yürüttüm. Kriz dönemiydi. Rakamlara baktım, vatandaşlarla konuştum. Olayları yerinde inceledim" dedi. Krizin kısa vadeli bir sürecin sonucu yerine, uzun vadeli, yılların biriken yanlış ekonomi politikalarından kaynaklandığına temas eden Derviş, "Hele hele kriz zamanın cumhurbaşkanı ile başbakanının tartışmasından hiç doğmadı. 1990'lı yılların birikiminden ortaya çıkan gelişmelerden oldu. Diğer kalkınmışlık endekslerine baktım. Türkiye 1950'li yıllarda ilerlemiş, kalkınmış, 1970'li, 1980'li yıllarda bunalım geçirmiş; ama yine de kalkınmış. 1990'lı yıllara baktığımızda ise tıkanmış, fazla bir ilerlemeyi maalesef kaydedememiş. İşte bu 10 yıllık kayıp sürecinin sonucunda kriz doğdu. Yanlış uygulamaların, yanlış politikaların yüzünden. Şubat 2001'de olmayabilir de, Mayıs 2001'de olabilirdi; ama mutlaka sonunda olacaktı. 1990'lı yılların politikaları hatalı. Her an kısa vadeli hedefleri uzun vadeyi görmeyen içermeyen bir ekonomi politikasıydı. Bunun önemli siyasal hedefleri vardı. Benden önceki Hazine bakanlarının süresine baktım; 9 ay. Bir kuruluşun başı 9 ayda değişirse o kuruluş başarılı olamaz. 3-4 ay ancak öğreniliyor iş. Ondan sonra verimli olunuyor. 9 ayda bazen 6 ayda bir hükümet değiştiren ülkede, etkili uzun vadeye dönük ekonomi politikası olması mümkün değil. Olmayan bir kaynak dağıtılmaya çalışıldı. Sonunda çok ciddi kriz oldu, herkes ağır bedeller ödedi. Bir daha yaşanmaması için daha uzun vadeli perspektif içinde düşünülmesi gerekir" diye konuştu.

Konuşmasında bağımsız kurulların önemine değinen Derviş, "Bağımsız kurulların da önemli bir işlevi var. Başarılı uygulamalar oldu. Benim de dahil olduğumu hükümet başarılı adımlar attı. Ondan sonra gelen hükümet de başarılı adımlar attı. Yüzde 70 düzeyinde enflasyon, bağımsız bir Merkez Bankası olmasaydı bugün yüzde 7'lere 8'lere çekilebilir miydi? Sanmıyorum. Hepimiz insanız. Ben de bakandım, Merkez Bankası başkanına telefon açıp 'bu faizler çok yüksek, düşürelim' dedim. Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti de 'Aynı fikirde değiliz, şu anda düşürmeyeceğiz' dedi. Eskiden mümkün değildi. Bu bir örnek. Diğerleri için de geçerli. Bu bağımsız kurullar Merkez Bankası, hiçbir zaman hata yapmaz anlamına gelmez" ifadelerini kullandı. Kurulların şeffaf olmalarının önemine işaret eden Derviş, sivil topumdan gelen sorulara cevap vermeleri gerektiğine dikkat çekerek, "Buradaki dengeyi sizler daha iyi ayarlayacaksınız. Uzun vadeli perspektiflerdir bunlar" ifadelerine yer verdi.

"AB'YE TAM ÜYELİKTEN SAPMAYIN"

Derviş açıklamalarında, Türkiye'nin AB'ye tam üyelikten vazgeçmemesi gerektiğini dile getirdi. AB'nin Türkiye'nin 150 yıllık macerası olduğunun altını çizen Derviş, şunları söyledi:

"Esas hedef, gelişmiş ülkeler ailesine katılmak, refah içinde bir toplum olmaktır. Bizim coğrafyamızda da bunu AB simgeliyor. Kendimiz için yapıyoruz. AB olmasa da yapacağız. Hem CHP'li hem AK Parti'li arkadaşlarımız bunu söylüyor. Haklılar. Burada bir uzlaşma gereği var. AB konusunda uzlaşmak istiyoruz; çünkü AB'ye tam üye olmak istiyoruz. 2. hedefimiz; Türkiye'nin bu coğrafyada skdiğini hatırlatan Kemal Derviş, tüm rakamları inceleyerek koöz sahibi olması. Gümrük politikası, savunma politikası belirlenirken masada oturmak istiyoruz. 'Biz bu yolda ilerleyelim; ama olmazsa da olur' diyorlar ki, buna asla katılmıyorum. Karar mekanizmalarına katılmamız şart. Bunu yapamazsak Meriç Nehri demirperde olur. Buna müsaade etmemeliyiz. Biz bu coğrafyanın parçasıyız, parçası olmuşuz. Burada gerçekten tam üye olarak katılmamız çok önemli bir hedef. Çok zor bir hedef; ama elde edilebilir bir sonuç, yeter ki buna inanarak maçı kazanacağımıza inanarak çalışalım. Temel hedefi görmeliyiz; mutlaka eşit güçle eşit haklarla AB ülkesi olmak."

Her konuda kendisinin uzaktan da olsa yardımcı olabileceğini ifade eden Derviş, bütün milletvekillerini kahve içmeye davet ederek, "Bundan sonra da dostluğunuzu esirgemeyin" dedi. Derviş, konuşmasının ardından son kez milletvekilleri sıralarında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın yanına oturdu.

Ardından söz alan Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Derviş'e, bugüne kadarki çalışmalarından dolayı överek başarı dileklerinde bulundu. Derviş'in ülkenin çok sıkıntılı bir döneminde göreve geldiğini ve hizmet ettiğini vurgulayan Bakan Çiçek, "Tarih yazılırken kendi ismiyle ilgili önemli notların düşüleceğinden hiçbirimizin endişesi yoktur" dedi. TBMM Başkanvekili Sadık Yakut da, Derviş'e başarılar diledi. Ardından Genel Kurul'da AK Parti'li milletvekilleri başta olmak üzere tüm vekiller Derviş'in yanına giderek tek tek tokalaşıp vedalaşarak yeni yolunda başarı dileklerini ilettiler.

En Çok Aranan Haberler