Kemal Kılıçdaroğlu, dün geldiği Gaziantep'teki temaslarını bugün de sürdürdü. Gaziantep Ticaret Odası'nı ziyaret eden Kılıçdaroğlu, iş insanları ile bir araya geldi. Burada konuşan Kılıçdaroğlu, teknolojiyi çok önemsediklerine dikkat çekti. Osmanlı'nın batışının sanayi Devrimini kaçırmasından kaynaklı olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Bizim, şimdi teknoloji devrimini kaçırma lüksümüz yoktur" dedi.
ABD ve İngiltere ziyaretlerinde teknoloji konusunda üniversitelerde görüşmeler yaptığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Türkiye'de bu konuda üniversiteleri nasıl daha başarılı kılabiliriz? Bunun mücadelesini veriyoruz. Birinci yüzyıldaki eksikliklerimizi tamamlayıp, ikinci yüzyılda çok daha güçlü girmeliyiz. Eğer bunu yapmazsak, sınıfta kalırız. 20'nci yüzyılın en temel noktası; insanlar, ülkeler ve devletler açısından petrol. Petrol nerede? Kim petrole ulaşacak? Bizim sınırlarımız da petrolün olmadığı sınırlardır. Dikkat ederseniz, hemen burnumuzun dibinde öbür tarafta petrol var. Peki, 21'inci yüzyılın ürünü nedir? Çip. Çip üretmemiz lazım. Avrupa Birliği'nin temel tartışma konusu bu. Amerika, en son 400 milyar dolarlık bir yatırım yapma kararı aldı. Neredeyiz, siyasetçi nerede? Haberi bile yok dünyadan. Hep birbirimizle kavga ediyoruz. Bir gelecek perspektifi çizemiyoruz. Ya nereye gideceğiz? 21'inci yüzyılın ekonomi kavramı sözcüğünün deyimi; bilgi ekonomisidir. Bilgiye dayalı ekonomi. Bitti, o kadar. Artık bilgiye dayalı bir ekonomi süreci içine Türkiye'nin girmesi lazım. Üniversitelerin bilgi üretmesi lazım" diye konuştu.
Türkiye'de çok sayıda üniversite bulunduğunu ancak eğitimin yeterli olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
"Türkiye'de 200'ü aşkın sayıda üniversite var. Bu 200 üniversiteden kaçı gerçek anlamda üniversite? Kadavra görmeyen tıp fakültesi mezunu, nasıl doktorluk yapabilir? Mühendisi olmayan bir yerden nasıl inşaat mühendisi çıkar, nasıl toplum yararlanır? Bir felaketin içine Türkiye sokulmuş vaziyette. Ve buradan Türkiye'nin çıkması lazım. El birliğiyle çıkması ve demokratik yöntemlerle çıkması lazım. Bu yöntemler uygulanırsa; Türkiye, bütün bu geride bıraktıklarımızı yakalama kapasitesine sahip. Ya bizim en değerli insanlarımız yurt dışına gidiyor. 'Yüksek yetenek inşası' diye bir kavram var. Bizim siyaset kurumunun henüz daha duymadığı, bilmediği bir kavram. Bir toplumu ileriye taşıyan, o toplumun yüzde 2'sidir. Bunlar yüksek yetenekli, çok zeki insanlardır. Bizim en zeki çocuklarımız yurt dışına gidiyor. Tipik örneği vardır. İki vatandaşımız var; Türkiye kökenli, iki Alman vatandaşı. Covid-19 aşısını buldular. Alman ekonomisine katkısı ne oldu; 140 milyar dolar. İki kişi 140 milyar dolar. Koca Gaziantep'in ihracatı ne kadardı? Yanlış hatırlamıyorsam not aldım ama 10,5 milyar dolar. İngiltere, dünyanın en önemli 20 üniversitesini saymış. Bu üniversitelerden mezun olanlara hiçbir şart aramadan vatandaşlık vereceğini söylüyor. Biz ne yapıyoruz? 400 bin dolara daire alana vatandaşlık veriyoruz."
Türkiye'nin karamsar bir tablo içerisinde olduğunu ama bunu aşacak kapasiteye de sahip bulunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bunu aşabiliriz, yeni bir yol haritası çizebiliriz. İkinci yüzyıla çok farklı başlayabiliriz. Bir şey daha çok önemli. Demokrasisi gelişmemiş hiçbir ülke, büyümemiştir. Demokrasinin gelişmesi ne demektir; düşünce özgürlüğünün önündeki bütün engelleri kaldırılması demektir. Farklı düşünmenin ne kadar değerli olduğunu kabul etmemiz lazım. Farklı düşündü diye insanları suçlayamazsınız. Farklı düşündü diye insanları üniversiteden atamazsınız. Akıl akıldan üstündür. Üniversiteyi, üniversite olmaktan çıkardık. En yeteneksiz insanları getirip, üniversiteye rektör yaptık. Boğaziçi Üniversitesi hem Türkiye hem dünya açısından son derece saygın bir üniversiteydi. Aldık, o üniversitede profesörlük yapamayacak kişiyi getirip, rektör yaptık. Bunlar olmaz; yanlıştır. Buradan Türkiye'nin çıkması lazım ve beraber çıkaracağız inşallah."
Türkiye'de sanayici ve iş insanının önünü göremediğinden şikayet ettiğini ve kendilerinin bu durumu değiştireceklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
"Öngörülebilirlik. Önümüzü görmek istiyoruz. Ticaret erbabı, sanayi erbabı, önünü görmek ister. Ya bu ülkenin devlet planlama teşkilatı kapatıldı. Her biriniz saygın iş insanlarısınız. Plan yaparsınız, program yaparsınız, yatırım yaparsınız gelir, gideri, vergiyi, sigortayı, yatırımı, istihdamı hesaplarsınız. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Devlet Planlama Teşkilatı kapatıldı. Ya ülkede tık yok ya, tık yok. Anlamıyorum. Şimdi plansız gidiyoruz. Bizim gelirimiz, giderimiz, harcamalarımız nedir? Taahhütlerimiz nedir? Kimse bilmiyor. Allah'ın izniyle iktidar olduğumuzda ilk yapacağımız iş, durum ve hasar tespit komisyonu kurmak. 6 lider buna karar veriyor. Türkiye ile ilgili rakamları bilmiyoruz. İktidar olunca 15 gün içinde, 20 gün içinde, durum ve hasar tespit komisyonu hükümetin önüne rakamları koyacak. Bileceğiz. Köprüler için ne ödeyeceğiz? Yükümlülüğümüz ne? Soygun düzeni ile karşı karşıyayız. Söyleyeyim; bir soygun düzeni ile karşı karşıyasınız. Uçak inmeyen, kalkmayan havaalanları yapıldı. Tık yok ya, ülkede. Dünya, bizimle alay ediyor. Biz de kendi kendimize övünüyoruz. Olmaz. Yeni bir evreye Türkiye girmek zorunda. Yeni bir sürecin içine Türkiye girmek zorunda. Yeni bir sürecin içine girmezseniz olmaz. Bu işler, büyüyemez. Bakın yakında iş insanları da Türkiye'yi terk edecek. Herkes Romanya'ya gidiyor, Bulgaristan'a gidiyor. Büyük yatırımlar oralara gitmeye başladı."
'Güneş Enerji Sistemi' ile elektrik problemini çözeceklerini anlatan Kılıçdaroğlu, 2,5 milyon dekar taşlık araziye GES panelleri kurarak, 10 yıl içinde Türkiye'yi enerji ihraç eden ülke konumuna getireceklerini ifade etti. Eğitim sisteminin ezbercilikten kurtulması gerektiğini de vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Eğitimle ilgili, eğitim sistemimiz tamamen felç. Böyle bir eğitim sistemi olmaz zaten. Eğitimin özü şudur; okula başlayan bir çocuk, ne kadar nitelikli soru sorar ve merak duygusu ne kadar gelişirse, o eğitim o kadar başarılıdır. Merak duygusu ve soru sorma yeteneği. Bunların ikisinin olmadığı, ezbere dayalı bir eğitim; eğitim değildir. Eğitim bu bağlamda olmalı. Toplumun ezbercilikten kurtulması lazım. Bizim programlarından birisinde var. Bütün organize sanayi bölgelerinde teknoloji liseleri kuracağız. Teknoloji liselerinin yönetimini, organize sanayi bölgesi yönetimi ile Milli Eğitim Bakanlığı ortak yapacaklar. Çocuk okuyacak, 3'üncü sınıftan itibaren fabrikada staj görecek. Sosyal güvenlik primini devlet ödeyecek. Mezun olduğunda istiyorsa, fabrikada zaten işi hazır. Aranan eleman sorununu çözeceğiz. Sonra üniversiteye gitmek istiyorsa artı puanla üniversiteye gider. Böylece uygulamayı görecek. Makineyi görecek, nasıl çalıştığını görecek, pratiği görecek, mühendisle muhatap olacak, ustabaşıyla muhatap olacak. Üniversiteye gittiğinde de kapasitesini büyütmüş olacak" diye konuştu.
İktidara gelmeleri halinde güçlendirilmiş parlamenter sistemi benimseyeceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde çoğunluğu sağlayabilirsek, anayasa değişikliği gerçekleştirebiliriz. Güçlenmiş gerçek anlamda parlamenter sistemini oluşturmalıyız. Demokrasiyi savunduğunu iddia ediyorsa eminim AK Parti de buna 'Evet' diyecektir. Yoksa parlamentoda çoğunlukla bunu yapabiliriz. Bir kişinin iradesine, bir devlet teslim edilemez. Böyle bir şey yoktur. Siyasi partiler ile devlet ayrı kavramlar. Devlet bakidir, siyasi partiler ise devleti 5 yıl yönetir. Devletin kuralları vardır. Devlet adaletle yönetilir. Devlette liyakat vardır. Liyakatin çöktüğü sistemde, devlet çökmüştür. Dünyada başkanlık sisteminin en iyi çalıştığı yer; Amerika'dır. Dolayısıyla Amerikan sistemi bize çok uygun değildir. Çünkü orada eyaletler var. Bizde öyle bir şey yok. Dolayısıyla parlamenter sistem, demokratik yapı için de gelişirse, mükemmel bir şey olabilir. Devlete liyakati yeniden sağlamamız lazım. Kurumları yeniden inşa etmemiz lazım ve bu konuda kararlıyız."
Türkiye'nin milli gelirinin son 10 yılda düştüğünü dile getiren Kılıçdaroğlu, "Son 10 yılda milli gelirde düşme oldu. Yerinde saymıyor. 13 bin dolardan 8 bin küsur dolara düştü. Şimdi 12 bin dolar hedefi veriyorlar. Bizim düşündüğümüz çalışma hayata geçerse, 10 yıl içinde Türkiye'de bir kişi başına geliri 25 bin dolar çıkarmayı hedefliyoruz" dedi.
Kılıçdaroğlu daha sonra Gaziler Caddesi'nde esnafı ziyaret etti. Esnafa sohbet eden Kılıçdaroğlu, Balıklı Meydanı'nda da toplanan kalabalığa seslenerek seçimlerde destek istedi.
(DHA)