Kemal Sunal'ın özellikle filmlerinde canlandırdığı karakterler sadece komik ve naif olmanın ötesinde. Sunal, kendi tezinde bu karakterlerin özellikle, olumlu anlamda bir yıkıcılığı olduğunu savunuyor.
Sunal'ın "Televizyon ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü" tezinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz. Şimdi hemen tezin tamamını okumak istemiyorsanız aşağıya buyrun.Sunal'ın tezindeki birkaç noktaya değineceğiz.
Şaban bir anarşist
Kemal Sunal'ın tezinde dikkat çeken tespitlerinden biri Şaban'ın Türk sinemasındaki ilk 'korkak asker' olması. Sunal'a göre Şaban karakteri kendisine baskı kuran ve onu içine dahil etmeye çalışan her düzeni yıkan bir anarşisttir.
"Paşalığı, hizmetkarlığı, gansterliği, şarkıcılığı, transvetsiliği, aklınıza gelecek her türlü biri sistemi yıkıcı bir anarşinin hedefine çevirir o. Bunu yapabilmesinin ön koşulu: O, bu düzen içinde kendine tutunacak bir yer aramaz. Bulsa da, oraya da kısa sürede anarşiyi egemen kılacaktır yine."
Şaban TV'ye geçince çok bozdu
Kemal Sunal yüksek lisans tezinde Şaban'ın TV'ye taşınmasını 'Şaban'ın ölümü' şeklinde tasvir ediyor. Şaban karakterinin dizilerdeki versiyonunu, Kemal Sunal'ı Kemal Sunal yapan özelliklerinden soyutlanmasını ise 'cehalet' olarak yorumluyor.
"Kemal Sunal'ın en son düşünüleceği yer düzenin kurumlarını temsil eden bir dedektif ya da üniformalı bir kimliktir. Ölmüştür orada. Sunal haklı olarak. dikkat ederek bakarsanız hantallaştığını, hareket edemediğini görürsünüz. Yıllarca Şaban olarak çökerttiği kurumlara onu geri yollayan diziler, sanki ona özür diletmek istemektedirler bu kurumlardan.
Şaban'ı, o büyük anarşisti öldürmek pahasına."
İzleyici 'düzenle uzlaşan' Şaban'ı sevmedi
Günümüzde (tezin yayınlandığı yıl 1998 ama bugünleri de katabiliriz) Kemal Sunal filmlerinin TV dizilerine göre çok daha popüler olmasının nedenini izleyicinin, Şaban'ın bu anarşist kişiliğine eşlik etme isteğinden olduğunu yazan Sunal'a göre TV'deki Şaban tiplemelerinin 'klişeleşmiş tipolojiler'in ötesine geçemediğini söylüyor.
"...90'lı yıllar Kemal Sunal için de bir düşüşün başladığı yıllar olmuştur. "Şaban Askerde" dizisiyle, bu değişebilirlik, klişeleşmiş bir tipolojinin jestlerine indirgenmiş ve filmler yoğun ilgi görürken yeni tipleri beğenilmemiştir. Sunal'ın tipi, uzlaştığı noktada kaymıştır."
Kemal Sunal'ın yazdığı tezde kendi film ve dizilerine bu denli objektif yaklaşması bir hayli etkileyici. Ayrıca Sunal'ın tezini okumanızı şiddetle tavsiye ediyoruz. Bundan sonra kendisinin filmlerini bir kez daha izlediğinizde, aklınızdaki bu bilgiler varken, çok daha farklı bir bakış yakalayacak ve daha önce görmediğiniz şeyleri göreceksiniz.