Halk arasında kemik erimesi olarak bilinen osteoporoz, bir kemik metabolizması hastalığıdır. Kemik, kendini sürekli olarak yenileyebilen canlı bir dokudur. Her gün yaşlanan ve hasar gören kemik hücreleri yıkılır, yerlerine yeni ve daha güçlü kemik hücreleri yapılır. Bu süreç bir döngü olarak devam eder. Ancak kemiklerin güçlü ve sağlam dokusunun çeşitli nedenlerle bozulmasıyla birlikte kemikler kırılgan ve dayanıksız bir hal alabilir. Kendini yenileyemeyen kemikler zamanla deformasyona uğrar ve erime meydana gelir. Bu nedenle kemik erimesi hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir. Rahatsızlığı anlayabilmek adına kemik erimesi belirtileri doğru bir şekilde gözlemlenmelidir. İşte kemik erimesi belirtileri ve kemik erimesi tedavisi hakkında bilgiler.
Hastalığın başlangıç evresinde hastanın hiçbir şikayeti olmayabilir. Ancak hastalık zamanla ilerlemeye başladıkça kemik dokusunun direnci önemli ölçüde azalır ve kemiklerde şiddetli ağrılar ortaya çıkar. İlerleyen evrelerde görülen komplikasyon ise kemiklerde meydana gelen kırıklardır.
Peki, kemik erimesi belirtileri nelerdir? Kemik erimesinin ilk evreleri için herhangi bir belirtiden söz edilmesi güçtür. Öyle ki hiçbir şikayeti olmayan hastalar genellikle bir kemiğinin kırılmasıyla karşılaşana kadar durumlarının farkına varamazlar.
En sık görülen kemik erimesi belirtileri bel ve sırtta meydana gelen ağrılardır. Kemiklerin en yoğun olduğu bölgenin sırt olması sebebiyle en belirgin belirtiler de sırtta yaşanır. Kırılmış veya çökmüş olan omurlar ağrılara sebep olur. Omurlarda oluşan bu kemik dokusundaki kayıp, zaman zaman şiddetli sırt ağrılarının yaşanmasına neden olur.
Kemik dokusunda var olan minerallerin azalmasıyla birlikte kemiklerin dayanıklılığının azalmasına bağlı olarak gelişen deformasyonlar, kemik kırıklıkları, omurlarda çökmeleri meydana getirir. Kemik erimesi nedeniyle kemiklerde kütle kaybı yaşanması, iskelet yapısında birtakım değişiklikler gerçekleşmesine ve buna bağlı olarak da daha kısa bir boya sahip olmaya neden olur.
Kemik erimesinin tedavisi öncelikle Dünya Sağlık Örgütü'nün de önermiş olduğu kemik mineral yoğunluğu ölçümüne göre, gelecek on yıl içerisindeki kemik kırılma risk tahminlerinde bulunularak planlanır. Kemik mineral yoğunluğu ölçümü tıpta “Dual Enerji X-Işını Absorbsiyometri (DEXA)” olarak adlandırılır. Bu ölçüm sonucunda kemiklerin kırılma riski yüksek ise ilaç tedavisine başlanır. Eğer risk yüksek değil ise ilaç tedavisinden önce hastanın yaşam standartlarında birtakım değişikler yapması istenir. Peki, ilaç tedavisi ile kemik erimesi nasıl geçer?
Kemik erimesi tedavisinde kullanılan ilaçların başında bifosfonat grubu ilaçlar gelir. Bu ilaçlar kemik yoğunluğunu artırır ve kemik kırılmalarının önüne geçer. Bifosfonatlar, yılda 1-4 defa enjekte edilerek uygulanır. Ağızdan alınan formlarının yan etkileri daha fazla olduğu için pek tercih edilmez. Kullanımı sırasında grip gibi etkileri olabilir. Fazla kullanılması sonucunda ise çene kemiğine hasar verebilir.
Laboratuvarlarda üretilen Denosumab gibi antikorlar, kemik yıkımını yavaşlatan biyolojik ilaçlardır. Diğer ilaçları kullanamayan ya da faydasını göremeyen ya da menopoz sonrası dönemde olan hastaların tedavisinde kullanılır.
Hormon içeren ilaçlar tehlikeli yan etkilere yol açabilme ihtimallerine karşı sınırlı bir şekilde kullanılmalıdır. Bazı türleri kanser gibi hastalıklara dahi yol açabilir. Riski en az olan ilaçlar ise paratiroid hormonu içeren teriparatidlerdir. Bu ilaç en fazla iki yıl kullanılabilir.
Vücudunuzun sağlıklı kemikler oluşturması ve gıdalardan aldığı kalsiyumu emebilmesi için D vitaminine ihtiyacı vardır. Bu sebeple kemik erimesinin önüne geçebilmek için mümkün olduğunca bedeninizin güneşi görmesine izin vermelisiniz.
Kemik erimesi özellikle 45 yaş üstü kişilerle sıklıkla görülen bir hastalıktır. Genel olarak kadınlarda daha sık görülür. Ulusal Sağlık Enstitüleri verilerine göre, 50 yaş üzeri her beş kadından birinde kemik erimesi tespit edilmiştir. Erkeklerin bu problemle kadınlara oranlara daha az karşılaşmalarının nedenleri için;
Özellikle 65 yaş ve üzeri kadınların ve 70 yaş üzeri erkeklerin düzenli olarak kemik yoğunluk ölçümü yaptırması gerekir. Bunun yanı sıra idrar ve kan tahlilleri yardımıyla da tanı koyulabilir.
Vücutta kemik erimesi görülmesinin farklı sebepleri olaiblir. Bunların bir kısmı beslenme ve buna bağlı olarak bazı eksiklikler veya gentik faktörler olabilir.
Kemik erimesinin yaşam kalitesini büyük ölçüde etkilemesi sebebiyle akıllara gelen bu sorunun cevabı hastalığın direkt olarak ölüme sebep olan etkilerinin olmadığı şeklindedir. Ancak hastalığının etkilerinin ciddiye alınmayıp gerekli tedavi ve önlemlerin yerine getirilmemesi ya da yanlış ve bilinçsiz ve bir şekilde doktor gözetiminde olmayan bir tedavi programının izlenmesi, istenmeyen sonuçları doğurabilir.