Dr. Osman Özsoy, kemik erimesinin ileri derecede olmadığı sürece hasta tarafından fark edilmesinin güç olduğunu belirterek, "Kemik erimesinin iki türü vardır. Birincisi yaşlılarda ve menopoza giren bayanlarda görülen kemik erimesi, ikincisi de altta yatan hastalıklara bağlı gelişen kemik erimesidir. Kemik erimesi en sık yaşlılar ve menopoza giren bayanlarda görülmektedir. Kemikleri koruyan hormon menopoza girdikten sonra salgılanmadığından kemik erimesi başlar. Ama kemik erimesi fark edilmez. Önemli olan kemik erimesini saptamak ve tedavi etmektir. Bunun nedeni de kalça ve omurga kırığı gibi riskleri azaltmaktır" dedi.
Kemik erimesinin, yeterli kalsiyum almayan, bağırsak rahatsızlığı bulunan, güneşe fazla çıkmayan, zayıf bayanlarda, kronik karaciğer, şeker hastalığı olan kişilerde daha sık görüldüğüne dikkat çeken Özsoy, "Kemik erimesinin kesin tanısı ölçümü ile ortaya çıkar. Röntgen ile çok ileri kemik erimelerinde tanı konulabilir" dedi.
Özsoy, "Kemik erimesinde ilaç tedavisi yüzde 20-30'u geçmez. Bu hastalık ilaç tedavisi dışında egzersiz, diyetle de tedavi edilebilir ve bu yöntemli tedavide yüzde 70-80 daha fazla başarı sağlanır" dedi. Her bel ve diz ağrısının kemik erimesi hastalığına işaret etmeyeceğini ifade eden Özsoy, "Bu ağrılar kireçlenme olabilir, fıtık olabilir, omurilik daralması olabilir. Tüm hastalarımızdan şunu rica ediyoruz; kemik hastalığı korkulacak bir hastalık değildir. Yeni çıkan ilaçlarla, egzersizlerle hastalar tamamen düzelebilmektedirler. En azından kemik erimesi hastalığının ilerlemesi durdurulmaktadır. Kemik Erimesi hastalığından şüphelenen kişiler bir fizik tedavi uzmanına başvurmalılar" şeklinde konuştu.