HABER

Kendi eleştirinizi yaptınız mı?

Kendi eleştirinizi yaptınız mı?

Yeni yılda yazıma umutlu sözcüklerle başlamak isterdim doğrusu; ancak ne yazık ki bunu hak ettiğimiz kanısında değilim. Psikolog Yeşim Akbulut, Mynet okurları için yazdı.

Uzun bir aradan sonra yeni yılla birlikte tekrar merhaba. Yeni yıl gecesi sıkılan kurşunlarla insanlar öldü, öldürüldü daha doğrusu. Gün geçmiyor ki bir kadın öldürülmesin. Küçücük çocuklar birbirlerini kesip vuruyorlar. Şimdi kimileriniz, "sana ne, sen psikologsun, bireylerle uğraş" diyor belki. Birçoğunuz da, "bana ne, ben vurmadım ya!" diye geçiriyor içinden. Evet ben psikoloğum; işim de insanın akıl sağlığı ve davranışlarıyla ilgilenmek. Ve eğer siz ikinci grupta yer alıyorsanız, sağlığınızdan kuşku duymaya başlayabilirim demektir! Çünkü insanın içinde bulunduğu toplumda ve –giderek- dünyada olup bitenlere duyarsızlaşması ciddi bir sorundur. Bu kendi başına bir sorun olduğu gibi, diğer başka sorunların, hatta hastalıkların da kaynağı olabilir.

En baştan başlayalım. Bunca örnek ve acı olay yaşanmasına rağmen, eğlenirken silah ateşleyen kişi ve kişilerden. Öğrenmiyor, ders çıkarmıyor, algılamıyorlar, öyle mi; yani engelliler mi?! Kaç tane öğrenme özürlünün birine böyle bir zarar verdiğini gördünüz. Eğer öyleyse niye silahı ve dahi ruhsatı var? Verenler mi hasta yoksa? Hayır, kimsenin hasta ya da engelli filan olduğu yok. Bunu yapan kişiler de iş güç ve hatta aile sahibi kişiler. Peki ya gazetede 20 yaşında bir gencin b.. yoluna gittiği haberini okuyan bizler! Hasta ya da engelli miyiz? Tahtaya vurup, "Allah korusun!" deyip kulağımızı çektiğimiz andan itibaren, unutarak mı hastalanmaya başlıyoruz yoksa. Ya da "bizim millet de şu at, avrat, pusat âdetinden vazgeçemedi gitti! Hay Allah, yazık gencecik çocuğa!" diyerek sıyrılıp sağlıklı kalabiliyor muyuz gerçekten?

Ve kadınlar! ÖLDÜRÜLÜYORLAR. Sık banyo yaptığı için, tecavüz edildiği için, şunu için, bunun için... Öldürmenin "...için"lerine girersek herkesin bir nedeni bulunmaz mı sizce?! Ha, bu sosyo-kültürel bir gerekçe mi diyorsunuz? O halde bir kez daha dinlemenizi rica ediyorum: Kadının ya da bir kız çocuğunun… bir erkek… güç kullanarak, yani zorla… ırzına geçiyor! Ve biz kadını vuruyoruz... böylelikle de namusumuzu temizliyoruz!!! Sonra gazetede bu haberi okuyor, ve en iyi ihtimalle "çık çık çık" deyip, işimize bakıyoruz. Burada "Allah korusun" bile yok dikkat ederseniz; zira törenin ağır işlediği bir coğrafyada değilseniz, sütten çıkmış ak kaşıksınız; böyle şeyler sizin başınıza gelmez!

Ya çocuklarımız? Sizinkinin okulunda Allahtan böyle şeyler yok mu! Yarın olmayacağını garanti edebiliyor musunuz?! Kendi çocuğunuzda biriken öfkeden ne kadar haberdarsınız acaba? "Allah korusun!" değil mi, "Allah yazdıysa bozsun!"

Evet, aynı duaları ben de ediyorum. Ancak sağlıklı insanların, sağlıklı kalabilmeleri ve daha da önemlisi sağlıklı nesiller yetiştirebilmeleri için, bu yetmez. Olana cesaretle bakmaları, gerekiyorsa yeniden düşünüp yorumlamaları ve gereken davranışları göstermeleri gerekir. Unutmak, yok saymak hanidir pekiştirilir oldu bizim toplumda. Ve inanın bana o zamandan beri çok para kazanır oldu psikiyatrlar! Şaka bir yana, kendimizle ve tüm sevdiklerimizle bu konuda konuşmalı, canımızı acıtsa da kendi eleştirilerimizi yapmalıyız bir an önce. Gerekirse televizyon ve bilgisayarları karartmalı, gerekirse sokaklara yürümeli, ama illa ki bir "şey" yapmalıyız. Eğitim Şur'asında uyuyanları uyandıramadık ama belki iyice hastalanıp, hastalandırmadan kendimizi uyandırabiliriz!

Kişisel sorunlarımız elbette çok önemlidir. Ancak onları bulunduğumuz çevreden ne kadar ayrı düşünebiliriz ki! Karşılıklı bir etkileşim olduğunu unutmamalı ve kendi sorumluluklarımızı da küçümsememeliyiz.

Çocuk toplum olmaktan bir an önce kurtulmak dileğiyle...

yesim.akbulut@mynet.com

En Çok Aranan Haberler