HABER

'Keşif uçağıydı ama o gün keşif yapmıyordu'

Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Arınç, ''Düşürülen uçağımız bir keşif uçağı olmakla birlikte o gün keşif yapmıyordu.'' dedi.

'Keşif uçağıydı ama o gün keşif yapmıyordu'

Başbakan Erdoğan başkanlığında Başbakanlık Merkez Bina'da toplanan Bakanlar Kurulu, yaklaşık 7 saat sürdü. Toplantının ardından Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, açıklamalarda bulundu:

[

****](https://www.mynet.com/milli-silahlarimiz-110100570019)

[

****](https://www.mynet.com/rakamlarla-turkiye-ve-suriye-ordulari-110100637814)

[

](https://www.mynet.com/suriyeden-turkiyeye-flas-oneri-110100637848)

''Suriye son dönem 5 kez hava sahamızı ihlal etti. Düşürülen uçağımız bir keşif uçağı olmakla birlikte o günkü görevi bölgedeki radarların test edilmesinden ibaretti. Yani, keşif uçağıydı ama o gün keşif yapmıyordu. Uçağımız silahsızdı, iddia edildiği gibi bir keşif söz konusu değildir.

Radarlar Türkiye'nin tezini doğrular niteliktedir. 3. tarafların radarlarına da bakılabilir. Suriye'nin ileri sürdüğü argümanların gerçekle ilgisi yoktur. Suriye'nin kasıtlı olarak hedef aldığına dair hiçbir kuşku yoktur.

Suriye'nin Türk uçağının kimliğini belirleyemediği yönündeki iddiaları temelsizdir. Suriye tarafı uçağımızın Suriye ulusal hava sahası içinde vurulduğu yönünde kamuoyunu yanlış bilgilendirmeye yönelik çabalar sergilemektedir.

Uluslarası hukuk uyarınca ülkelerin açık denizler üzerinde bulunan hava sahasını serbestçe kullanma hakkı bulunmaktadır. Uluslararası hava sahasında gerçekleşen söz konusu olay karşısında ülkemiz mukabelede bulunma hakkı dahil olmak üzere uluslararası hukuktan kaynaklanan tüm haklarını mahfuz tutmaktadır.

"GEREKEN ADIMLAR ATILACAK"

NATO ve BM'ye gerekli bilgilendirmeler yapılmıştır. Türkiye meşru sınırlar içerisinde gereken adımları atacaktır.

Suriye soğukkanlılıkla uluslararası hava sahasında tek başına seyreden, silahsız bir uçağımızı hedef alıp düşürmüştür. Bu hasımane eylem, tarafımızdan elbette gereken yapılacaktır. Uluslararası hukuk ve teamül Türkiye'nin yanındadır. Türkiye bu meşru sınırlar içinde gereken adımları atmakta tereddüt etmeyecektir.

Pilotlarımızın Suriye tarafının veya bir üçüncü ülkenin elinde bulunduğuna dair hiçbir bilgi doğru değildir. Keşke öyle olsaydı, hayatta olduklarını bilir ve bir şekilde kendilerine ulaşırdık.''

UÇAKSAVARA YALANLAMA

Gerçeğin bir uçağın radar testi sebebiyle uçtuğu sırada uluslararası hava sahasında vurulması olduğunu bildiren Arınç, Suriye'nin, kendi kara sularında ve çok yakın mesafede olduğunu söylediği uçağı, uçaksavar kullanarak düşürdüğünü bildirdiğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Biz iki tezi de çürütüyoruz. Çünkü radarda ayan beyan görülmektedir ki çok teknik bir olay ama siz bunu takip ederseniz, herkes bunu görmektedir. Bugün bazı gazetelerde buna benzer haritalar da yayınlanmıştır. Bizim uçağımızın bir ters sorti yaptıktan sonra alçalarak, yükselerek belli noktalarda radarı tersten geçirdikten sonra belli miktarda alçaldığını sonra ikaz edilmesi üzerine süratle oradan uzaklaştığını görüyoruz. Demek ki 1-2 kilometre menzili olan uçaksavarların dışında daha güçlü bir silah kullanılmak suretiyle uçağımızın 13 deniz mili uzaklıkta düşürüldüğü bize göre teknik olarak sabit olmuştur.''

Arınç, "Bugün ekranda da gördük an be an, saniye ve saniye uçağımızın hareketi tespit edilebiliyor vurulma anı, saati ve bulunduğu yer itibariyle. Öylesine bir başka argümanla karşımıza çıkmalılar ki bütün bu gösterilen delilleri ve eğer üçüncü bir ülkede de aynı radar tespit etmişsek onların elindeki imkanları bir araya getirerek belki farklı bir sonuca ulaşabilirler. Ama biz radarlarımıza ilk defa da yapılmayan böyle bir test çalışmasını an be an kaydettiğini söylemekle iktifa ediyorum'' şeklinde konuştu.

Uçağın irtifasının, hangi irtifada ne kadar kaldığının, koordinatlarının bilgisinin olduğunu da belirten Arınç, ''Bunun karşılığında aksini ispat edecek bir delil ortaya koymaları lazım. Şu ana kadar dezenformasyonun dışında bir şey ifade etmediler'' dedi.

"İKİNCİ UÇAĞA DA ATEŞ AÇILDI"

Arınç, Suriye'nin askeri uçağı düşürmesinin ardından ilk kurtarma çalışmaları kapsamında en yakın üstlerden dört helikopterin, biri üzerinde helikopter bulunduran üç geminin olay mahaline gittiğini belirterek, ''Arkasından da bir Casa uçağı ve yine başka yardım ekipleri yola çıkmıştır. Maalesef Casa uçağımıza yerden atış yapılmıştır. Olayın duyulması üzerine Dışişleri Bakanlığımız, Genelkurmay Başkanlığımız Suriye yetkililerini aramış ve bu arayış üzerine de bu taciz derhal kesilmiştir'' dedi.

ASKERİ MÜDAHALE MASADA MI?

Arınç, ''Mukabele hakkımızı saklı tutuyoruz dediniz, askeri seçeneğin masada olduğunu mu anlayalım? NATO'nun 5. maddesinin işletilmesi konusunda ısrarlı olacak mısınız?''sorusu üzerine ''Şüphesiz 4. ve 5. maddeler konusunda Türkiye NATO'ya gerekli müracaatı yapmıştır. Hukuki meşruiyet içerisinde uluslararası hukukun bize tanıdığı bütün imkanları sonuna kadar kullanacağımızın elbette bilinmesi gerekir. Bunun içerisine meşru müdafaa da girer. Bunun içerisine mukabele-i bilmisil de girer. Bunun içerisine uluslararası hukukun mütecaviz devlete yöneltebileceği bütün müeyyideler de girer. Türkiye bu konuda hiç bir şeyi eksik bırakmayacaktır. Kamuoyu müsterih olsun'' diye konuştu.

ORTAK KOMİSYON TALEBİ

Bir gazetecinin olayla ilgili Suriye tarafından yapılan açıklamaları hatırlatarak, ''Ortak bir komisyon kurulması konusunda bir talep geldi mi? Gelmesi durumunda ne gibi bir yanıtınız olacak'' sorusuna Arınç, şu cevabı verdi:

''Bu yeni bir olay değildir. Olaydan hemen bir gün sonra Suriye tarafından bu konu üzerinde karşılıklı bir çalışma yapılması iradesi ihsan edilmiştir. Bu, bizim tarafımızca memnuniyetle karşılanmış ve kendileri Ankara'ya davet edilmişlerdir. Fakat onlar Ankara'ya gelmek yerine bu ortak çalışmanın Lazkiye'de olmasını istemişlerdir. Olayın vuku bulduğu bir yerden, mağduriyetimizin söz konusu olduğu bir yerden Türk yetkililerinin Lazkiye'ye giderek böyle bir çalışma yapması elbette düşünülemezdi. Bu talebin ne kadar samimi olduğunu bilemeyiz ama talep fevkalade yanlış bir talep olunca biz Lazkiye'ye gitmek yerine kendi çalışmalarımızı yürütmek durumunda kaldık" dedi.

"UÇAĞIN YERİ BELLİ VE DERİNDE"

— Arınç, iki pilotun Suriye'nin elinde olduğu, uçağın kuyruğunun bulunduğu ve kurşun izlerine rastlandığına ilişkin soru üzerine; uçağın bulunduğu yerin tespit edildiğini, derinde olduğunu, uçaktan arta kalan bir takım malzemelerin bulunduğunu kaydetti.

— İki geminin uçağın çıkarılması için görevlendirildiğini kaydeden Arınç,''Arama ve kurtarma çalışmalarında hiç bir engel yoktur. Suriye tarafının çok basit bir iki yardımının dışında bütün imkanları Türkiye kendisi olarak kullanmaktadır'' dedi.

— Pilotların matematiksel olarak kurtulma ve canlı olma ihtimalleri olduğunun altını çizen Arınç, ''Hepimiz ülke olarak millet olarak dua edelim, iki değerli pilotumuzu canlı olarak bir şekilde karşılamış kucaklamış olalım'' diye konuştu.

GÖRÜNTÜLER PAYLAŞILMAYACAK

Arınç, uçağın vurulma görüntülerinin kamuoyuyla paylaşılmasının gündemde olup olmadığı sorusu üzerine, ''Bu izahlar hükümet tarafından yapılıyor. TSK, Hava Kuvvetlerimiz tarafından yapılıyor. Bunu herkese izah etmek, herkese ispatlamak durumunda değiliz. Biz söylüyorsak bunun doğru olduğu kabul edilir, bir. İkincisi, teknik olarak herkesin bu haritaları anlaması, bu güzergahları takip etmesi, bu teknik tabirleri mümkün olmayabilir. Bugün 2 saate yaklaştı bu konu hakkındaki çalışmamız. Her ayrıntı üzerinde duruldu. Yani bunu televizyondan bir film gibi aktarmanın kamuoyuna ne kadar faydası olacağını doğrusu takdir edersiniz... Böyle bir düşüncemiz yok'' yanıtını verdi.

NATO'YA MÜRACAAT

Arınç, Türkiye'nin 4. ve 5. maddeler kapsamında NATO'ya gerekli müracaatı yaptığını belirterek, ''Hukuki meşruiyet içerisinde uluslararası hukukun bize tanıdığı bütün imkanları sonuna kadar kullanacağımızın elbette bilinmesi gerekir. Bunun içerisine meşru müdafaa da girer. Bunun içerisine mukabele-i bilmisil de girer. Bunun içerisine uluslararası hukukun mütecaviz devlete yöneltebileceği bütün müeyyideler de girer. Türkiye bu konuda hiç bir şeyi eksik bırakmayacaktır. Kamuoyu müsterih olsun'' diye konuştu.

"ÖZÜR, TAZMİNAT YA DA..."

Arınç, "Suriye'ye karşı bugüne kadar uyguladığımız tedbirler devam etmekle birlikte bu olayın kesinlikle sonuçlanması, yani 'olay şu şekilde cereyan etmiştir' şeklinde bir hukuki tespite bağlanması, ondan sonra da bunu yapanlardan şüphesiz özür, şüphesiz tazminat ama belki daha da farklı şeylerin talep edilmesi gündeme gelecektir. Herhalde çok uzak olmayan bir zaman sürecinde bunları hepimiz göreceğiz'' ifadelerini kullandı.

''SAVAŞ İLAN ETMEK NİYETNDE DEĞİLİZ"

Arınç, " Bir hususa dikkat çekmek isterim; iki uç var, birincisi bir savaş çığırtkanlığıdır. Tamtam çalmaktır, çağlık atmaktır. Biz bu tarafta değiliz. Biz savaş çığırtkanlığı yapmanın veya üst perdeden konuşarak kitleleri tahrik etmenin doğru olmadığına inanıyoruz. Gereken her şey hukuk çerçevesinde mutlaka yapılacaktır. Ama kimseye savaş ilan etmek, kimseyle de savaşmak niyetinde değiliz. Böyle bir iddiamız da yok. Türkiye'de bazı kişiler. bazı gruplar keyifleri, canları istediği için böyle bir çığırtkanlık yapabilirler. Biz ciddi bir hükümetiz. Büyük bir devletin hükümetiyiz. Milletimizin beklentilerine, düşüncelerine tercüman olmak zorundayız" dedi.

Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın grup toplantısında bütün Türkiye'ye ve dünyaya, Suriye tarafından düşürülen uçakla ilgili görüş ve düşüncelerini ifade edeceğini bildirdi.

En Çok Aranan Haberler