HABER

"Keşmir krizi çözülmeden Güney Asya'da barış umudu yok"

Pakistan’ın eski Yeni Delhi Büyükelçisi Abdül Basit: - "İki ülke arasındaki (Keşmir) bu kriz çözülmeden Güney Asya bölgesinde uygulanabilir barışı ümit edebilmek mümkün değil" - Katar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Ferhan Mücahid Chak: - "Bu meseleyi çözmenin tek yolu adaletin ve adil insanların, insan haklarını savunur hale gelmeleriyle olur. Aksi takdirde insan haklarına saygı göstermezsek, Keşmirliler de direnç gösterecek ve doğal kavgalarını yapacak"

AHMET FURKAN MERCAN - Pakistan'ın eski Yeni Delhi Büyükelçisi Abdül Basit, Hindistan ve Pakistan arasında 70 yılı aşkın süredir çözülemeyen Keşmir sorunuyla ilgili "İki ülke arasındaki bu kriz çözülmeden Güney Asya bölgesinde uygulanabilir barışı ümit edebilmek mümkün değil." dedi.

Asya'nın iki büyük gücü arasında savaşlara neden olan ve 72 yıldır çözülemeyen soruna ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Basit, Hindistan'ın Keşmir halkının sesinin dünyaya duyurulmasına engel olduğunu söyledi.

Basit, 1948'de Keşmir meselesini Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) Hindistan'ın taşıdığını anımsattı.

BM kararları neticesinde, Hindistan ve Pakistan'ın, Keşmir toplumunun iki ülkeden birine katılması yönünde referandum yapılmasını taahhüt ettiğini belirten Basit, "Hindistan taahhüdünden geri çekilerek Keşmir’in kendi bölgesi olduğunu tek taraflı ilan etti. O zamandan bu yana Keşmirliler self-determinasyon hakları için mücadele ediyorlar." dedi.

Basit, Güney Asya barışının bu krize bağlı olduğuna dikkat çekerek, "İki ülke arasındaki bu kriz çözülmeden Güney Asya bölgesinde uygulanabilir barışı ümit edebilmek mümkün değil." ifadelerini kullandı.

Katar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Ferhan Mücahid Chak da sorunun kökeninin, alt kıtanın kolonileştirilme tarihine kadar gittiğini belirterek, "İngilizler, 1947’de bu bölgeden çekildiğinden bu yana hem Pakistan hem de Hindistan, Keşmir üzerinde hak iddia ediyor." diye konuştu.

Hindistan'ın seküler kimliğini temsilen Müslümanların çoğunlukta olduğu bu bölgeyi elinde tutmak istediğini ileri süren Chak, Pakistan'ın ise Güney Asya'nın Müslümanlarına bir vatan olarak ortaya çıktığı için bu bölgede hak iddia ettiğini söyledi.

Çözüm konusunda Müslüman topluma çağrı yapılması gerektiğini dile getiren Chak, "Bu meseleyi çözmenin tek yolu adaletin ve adil insanların, insan haklarını savunur hale gelmeleriyle olur. Aksi takdirde insan haklarına saygı göstermezsek, Keşmirliler de direnç gösterecekler ve doğal kavgalarını yapacaklar." dedi.

- Keşmir sorunu

İngiltere 1947 yılında Hindistan'dan çekilirken, prenslik şeklinde yönetilen Keşmir'i Hindistan ya da Pakistan ile birleşme konusunda serbest bıraktı. Nüfusunun yüzde 90'ı Müslüman olan Keşmir halkı, 1947'de Pakistan'a katılmaktan yana tavır alsa da dönemin prensi, Hindistan'la birleşmeye karar verdi. Karara Müslüman Keşmir halkı karşı çıktı. Pakistan ve Hindistan'ın bölgeye asker göndermesiyle taraflar 1947'de ilk kez savaştı. İki ülke arasında yine aynı nedenle 1965 ve 1999'da savaş çıktı.

Keşmir'in yüzde 45'i Hindistan'ın, yüzde 35'i Pakistan'ın kontrolünde. Bölgenin yüzde 20'sine ise Çin hakim. Hindistan ele geçirdiği bölgeleri "Cammu Keşmir" eyaleti adı altında kendine bağladı. Cammu Keşmir, şu anda Hindistan'da Müslüman nüfusun çoğunlukta bulunduğu tek eyalet durumunda. Pakistan ise kendi kontrolü altındaki Keşmir'e "Azad Keşmir (Bağımsız Keşmir)" ve "Gilgit Baltistan" olarak iki özerk bölge statüsü verdi.

BMGK,1948'den itibaren aldığı kararlarla Keşmir'in askerden arındırılmasını ve geleceğinin halkoyuyla belirlenmesini öngördü. Hindistan halk oylamasına sıcak bakmazken, Pakistan BMGK kararlarının uygulanmasını istiyor.

En Çok Aranan Haberler