Silah sesleri yankılanıyor. Kevin Lee kanlar içinde yere devriliyor ve işte gişe rekorları kıran bir Çin filmi daha bu sahneyle sona eriyor.
Britanya'da adı hemen hiç duyulmamış bir oyuncu olan Kevin Lee, Çin'de gayet tanınmış bir yüz.
Çin filmlerinde sürekli Çinli kahraman tarafından dövülen, öldürülen ama her seferinde mutlaka mağlup edilen Batılı kötü adam rolünü hep o oynuyor.
Çin'de Kaiwen adıyla tanınan Kevin Lee, Jackie Chan'ın Kung Fu Yoga filminde bir kiralık katili ve geçen yıl çekilen fantezi filim Super Me'deki mavi devi oynadı.
Fakat Çin'de en çok geçen yıl vizyona giren Çangjin Gölü Muharebesi (The Battle of Changjin) filminde oynadığı Amerikalı albay Allan D Maclean rolüyle ünlendi ve Çinlilerin en sevdiği 'Batılı kötü adam' tiplemesi ünvanını iyice pekiştirdi.
Yakınlarda BBC'ye verdiği mülakatta Lee "Çin'de en çok rağbet gören yabancı aktör olduğumu düşünüyorum" demişti.
İngiltere'de Huntingdon'da büyüyen Kevin Lee, dövüş sporları ağırlıklı Çin filmlerine çok meraklıydı ve en büyük kahramanı da Jackie Chan'di.
Yirmi yılı aşkın bir zaman önce iletişim teknolojisi dalında eğitimini tamamladıktan sonra, Çin'in kuzey-doğusunda küçük bir kasaba olan Mudanjiang'da bir yıl boyunca dövüş sporları öğrenmeye karar verdi.
Hayatında ilk kez Çin'e gidiyordu ve Çince bilgisi de çok kıttı.
Yeniden İngiltere'ye döndüğünde satış elemanı olarak bir iş buldu ama kısa süre içinde aslında aktör olmak istediğini farketti. Bir okulda oyunculuk eğitimi gördü ve 2010 yılında yeniden Çin'e döndü.
Fakat ilk yıllarda Çin sinema sektöründe şansı pek yaver gitmedi. Ta ki 2013'de, bugün artık ismi Çin sinemasının milliyetçi tınılı filimleriyle özdeşleşmiş olan aksiyon filmlerinin süper starı Wu Jing ile tanışıncaya kadar.
Kevin Lee o gün Pekin'deki Güvenlik Bürosu'nda vizesini uzatmaya gitmişti.
Asansörde Wu Jing'i gördü. Daha bir gece önce onun filmlerinden birini seyrettiği için birden çarpılmıştı.
"Ona yaklaşıp 'Hey, siz Wu Jing'siniz değil mi?' diye sordum.
Wu şaşırdı fakat ona yakında çekeceği bir aksiyon filminde iri yapılı bir oyuncuya ihtiyaç olduğunu söyledi.
İki hafta sonra Lee, rol için denemeye alındı. Çince repliklerinde hatalar yaptı ama Wu yine de rolü ona verdi.
Bu Lee'nin oyunculuk kariyerinde büyük bir dönüm noktası oldu. O film simgeleşen Wolf Warrior (Kurt Savaşçı) serisinin ilk filmi olacaktı.
2014 yılında Çin lideri Şi Cinping sanatçıları "yurtseverliği edebiyat ve diğer yaratıcı eserlerde ana tema haline getirme" çağrısı yaptı.
Takip eden yıl Wolf Warrior ve daha da büyük sükse yapan Wolf Warrior 2 filmleri tamamlandı.
Hareketli dövüş sahneleriyle Çinli askerlerin yabancı topraklarda gösterdikleri büyük kahramanlıkları birleştiren senaryolar, Çin sinemasında yeni bir dönemin başlangıcını oluşturdu.
Çin'de geleneksel olarak ana akımı oluşturan propaganda filmlerinde, genellikle ulusal tarihte önemi olan bazı muharebelerin, hamasi diyaloglar ve kurgularla beslenmesi yöntemi kullanılıyordu.
Fakat Çin uluslararası arenada giderek güçlenir ve iddiasını artırırken, sinema stüdyolarında da güçlü bir Çin imajı etrafında daha gelişkin yapımlar egemen olmaya başladı.
Aksiyon dolu ve ustaca çekilen bu filmlere resmi devlet ideolojisine uygun oluşlarına atfen "ana nağme" filmleri deniyor.
Bu filmlerde Çin sık sık vatandaşlarını korumak için ne gerekiyorsa yapan bir dünya gücü olarak sunuluyor ve içinde Batılı "emperyalistlere" direnen "devrimci kahramanlara" yer veriliyor.
Kötü, emperyalist Batı'yı temsil eden rollerin çoğunu da Kevin Lee oynuyor.
Lee, kariyerindeki bu açılımdan büyük heyecan duyduğunu söylüyor ama aynı zamanda hayran kitlesine karşı dikkatli olması gerektiğinin de bilincinde. Örneğin Çangjin Gölü Muharebesi filminde Kore savaşı sırasında Çin güçleriyle savaşan bir Amerikalı albayı oynarken, seyirciyi hep aklında tutuyor.
"Bu filmin Çin halkı için ifade ettiği anlama saygılı olmam lazım. Bu yalnızca bir film değil. Yabancı olduğum için, filmde rolüm esasen çok sayıda Çinli askeri öldürmeyi gerektiriyordu."
Sosyal medyada ise İngiliz aktör Çin propaganda filmlerinde oynadığı için sık sık eleştiriliyor.
"Açıkçası insanların ne düşündüğünü önemsemiyorum çünkü bu benim işim. Ben sadece oyuncuyum. Çin hükümetinin görevlisi değilim. Bu tür eleştirilere gülümseyen bir emojiyle yanıt veriyorum genellikle" diyor.
"Burada yabancılar baş rollerde oynama şansına sahip değil çünkü burası Çin piyasası. Aynı şey Batı için de geçerli. Hollywood filmlerine bir bakın. Kaç Çinli ya da Asyalı oyuncu baş rollere çıkıyor? Çinliler ve Ruslar hep kötü adamı oynar" diye sürdürüyor.
Fakat Kevin Lee'yi yoran bir şey varsa o da sansür.
Batı'da çekilen filmlerde "Devlet başkanlarımız, başbakanlarımız hakkında konuşabilir, uyuşturucuyu konu alabilir, çetelerden bahsedebiliriz. Ama tabi Çin sineması nelerden bahsedebileceğiniz konusunda bir miktar daha sınırlı" diyor.
"Çekimler bittiğinde bile film hemen piyasaya çıkamıyor. Önce sansür kurulunun denetiminden geçmesi gerekiyor."
"Eğer Çin metinler konusunda şöyle birazcık daha rahat olabilseydi ve biraz daha derin bir hikaye anlatabilseydi, bu filmlerin Batı piyasalarına girme şansı artabilirdi diye düşünüyorum."
Kevin Lee gerçi Çin'de ulaştığı başarıyla gururlu ama yine de farklı roller deneyebilmek, hatta Hollywood ya da Londra'da da oynayabilmek istiyor.
"İyi adam rolü oynamak hoş olabilir, fakat kabul etmem gerekiyor ki burada (Çin'de) aktörlük yapacaksam kötü adamı oynayacağım."
"(Fakat) her zaman aynı rolü oynarsam bütün filmlerde hep aynı görüneceğim. Yönetmenler beni çok role girebilen bir oyuncu olarak göremeyecek. En büyük hayalim sokakta yürürken birinin yolumu kesip, 'Kevin, sen çok büyük bir oyuncusun' demesi."