LEFKOŞA (İHA) - KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile GKRY Yönetimi Başkanı Glafkos Klerides arasında aylardır süren ikili görüşmelere Rum tarafından katılan Rum Başsavcısı Alekkos Marides önemli açıklamalarda bulundu.
Büyük devletlerin Kıbrıs'ta bir çözüm planı hazırladıklarının kesin olduğunu belirten Marides işlerin "Al ya da terk et" noktasına gelmek üzere olduğunu savundu.
Marides, Güney Kıbrıs'ın en yüksek trajlı yayın organı olan Fileleftheros gazetesinin sorularını yanıtlarken şunları söyledi:
"Çünkü bizim hedefimiz Kıbrıs Cumhuriyeti'nin AB'ye girmesi. Türk tarafının ise bu presfektifi önlemek. Dolayısıyla bunun izahı şudur:
Birileri her iki tarafın başı üzerinde Demoklesin Kılıcını asılı tutuyor. Bir tarafa 'Şunu veya bunu yapmazsan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin AB'ye gireceğini göreceksin' tehdidini yapma, Kıbrıs Rum tarafına, yani bizim tarafa da tam aksi, yani, 'Şu veya bu yerine getirilmezse AB'ye giriş olmayacak' şeklinde tehdit etme olanağı veriyor. Ancak bu yüzeysel mantıklı bir analizdir. Aslında AB gidişatıyla ilgili konumunuz çok güçlüdür ve AB üyeliğimizin bundan böyle iptal edilmesi kolay değildir. Niyetlerinin tam olarak ne olduğunu bilmiyorum. Bildiğim şudur, Kıbrıs sorununun çözümü için kapsamlı çözüm hazırlıkları ve hazırlamaya devam ettikleridir. Bu plan ortaya konacak. Türkiye'deki seçimlerden BM Genel Sekreteri tarafından ortaya konacak. Hedef Kıbrıs sorununun AB üyeliği öncesi çözümüdür. Zaman geçtikçe her iki tarafın müzakere için gerekli zamana sahip olmayacağı aşikardır. Bundan dolayı bu plan daha ziyade 'take it or leave it' şeklini alıyor veye alma eğilimindedir. Hiçbir şey ihtimal dışı değildir, ancak mantıklı bir şey değil... Çünkü ana çözümde anlaşmaya varamazsak ne olacak. Mevcut görüşmelerde, BM'nin ve perde gerisi BM Genel Sekreterine yardım eden bütün güçlerin yatırım yaptığı bütün çabalar, ara çözümü değil de Kıbrıs sorununun Kıbrıs Cumhuriyeti'nin AB üyeliğinden önce çözümlenmesini hedefliyor.
Pek tabii ki AB üyeliği, Kıbrıs'a çözüm bulunmasının iptali anlamında değildir. Ancak bu yalnız bize bağlı olmayıp diğer tarafa da bağlıdır. Bunu diğer tarafın Kıbrıs Cumhuriyeti'nin çözüm öncesi AB'ye girmesi durumunda görüşmelerin kesileceğini söylemiş olmasından dolayı söylüyorum."