HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Kıbrıs'ta iki toplumlu projelerde fiyasko

LEFKOŞA (İHA) - ABD, Kıbrıs'ta Sivil Toplum Örgütleri tarafından yürütülen iki toplumlu aktivitelerin geliştirmesine yönelik projelerin kazanımlarını sorguluyor. ABD'nin talebi üzerine derlenen bir raporda, Sivil Toplum Örgütlerinin (NGO) yürüttüğü iki toplumlu projelerin yarısının "zaman kaybı" olduğu ve Kıbrıslı Rumların hiçbir zaman "barış için Evet" demeye ikna edilemeyebileceği belirtildi. Raporda ayrıca bu gibi projelere devam edilip edilmemesi irdelendi.

Güney Kıbrıs'ta yayımlanan Cyprus Mail gazetesinin, ABD tarafından finanse edilen İki Toplumlu Kalkınma Projesi (BDP) hakkında hazırlanan rapora dayanarak yayımladığı haberde, iki toplumlu etkinliklerin geliştirilmesine yönelik ABD tarafından hibe edilen 15 milyon Doların dağıtımında ABD'nin oynadığı rolün ayrıntıları veriliyor.

Gazetede, paraların, Kıbrıs Rum Lideri Tasos Papadopulos'un Güney Kıbrıs'ta referanduma yönelik "evet" kampanyalarını desteklemekle suçladığı Kıbrıs'taki UNOPS tarafından dağıtıldığı ifade edildi.

ABD'nin talebi üzerine Nathan Associates tarafından derlenen ve Birleşik Devletlerin Uluslararası Kalkınma Ajansı'na (USAID) verdiği raporda, BDP'nin geçmişi ve adada paraların nereye ve nasıl dağıtıldığı hakkında ayrıntılı bilgilerin yer aldığı belirtildi.

Raporda, 1998 yılından itibaren toplam 60 milyon Doların farklı projeler için dağıtıldığı, bu miktarın yüzde 10 kadar bir bölümünün de iki taraftaki Sivil Toplum Örgütlerine verildiği kaydedildi.

Cyprus Mail tarafından ele geçirilen raporda "Kıbrıs Rumlarının planı reddetmesiyle, Kıbrıs Rumlarını 'barışa evet demesi' için ikna etmeye yönelik dıştan finanse edilen herhangi bir programın veya BDP'nin devam etmesi veya herhangi bir programın başlatılması hala daha kesinlik kazanmamıştır.

Bu halkın çözümü reddetmesine etki eden nedenler belki de herhangi bir programın başarılı olabilmesinden daha kuvvetlidir."

Raporda "Sağlık (Yüzde 30) ve Çevre (Yüzde 19) ile NGO'larının yapılan bağışlarda önde gelmesi, negatif medya ve politikanın işe karıştırılmaması arzusunu açıklamaktadır. Daha sonraları BDP'nin istikrar kazanması ve politik baskıların azalmasıyla yardımlar (Yüzde 11) barışla ilgilenen NGO'lara kaymaya başladı"
NGO'lar tarafından yürütülen yaklaşık yüzde 35-40 kadar etkinliğin, iki toplumlu kazanımlarda az veya da hiç etki göstermediği belirtilerek, genelde NGO'ların yer aldığı projelerin başarısız olduğu sonucu çıkartıldığı kaydedildi.

Değerlendirmede, "Projelerin onaylanıp onaylanmaması ardındaki nedenleri ne bağış alanlar ne de proje görevlileri (PMU) anlamış değildir. İstikrarsızlık görünümü BDP'nin saygınlığını zedelemekte, ayrıca hibelerin favori ve naylon NGO'lara verildiğine yönelik inanışlar, bazı kurumların başvurmasını etkiliyor. Politik bir programın bile, onaylanmasına yönelik bir takım kriterler oluşturulabilir. Bunun yapılması gerekirdi" denildi.

Kriterlerin oluşturulmasında en büyük engelin ABD Konsolosluğunun projelerin detaylarına dahi karışmasından kaynaklandığı kaydedilen raporda, "Bu, uzaktan kontrol edilebilecek prensiplerin, stratejik hedeflerin ve uygulama talimatlarının belirlenmesini zorlaştırmıştır. Üzerinde anlaşılmış olan görevin tamamlanmasının yanında, projenin etkisinin ve de sonuçlarının gözlemlenmesine yönelik hiçbir çaba harcanmamıştır" ifadelerine yer verildi.

"6.4 milyon Dolarlık bir yatırımda Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum NGO'ların iki toplumlu performanslarını değerlendirmeye yönelik daha fazla çaba sarf edilmesi gerekirdi" denilen raporda, "Finansmanın çoğu ABD tarafından karşılanan bir siyasi projede, nasıl bir sonucun beklendiği ve nasıl algılandığı konuları üzerinde ABD'nin dış siyasi ilgilerine öncelik velimesi sürpriz değildir" denildi.

Raporda ayrıca, kaynak için başvurularda şeffaflığın olmayışının ve de irtibatın zorluğunun sorun oluşturduğu kaydedildi. Değerlendirmede, başvurusu geri çevrilen örgütlere, yeterli kaynağın olmadığı söylenerek yeterli açıklamanın yapılmadığı, ancak benzer proje sunanlara kaynağın verildiği kaydedildi.

Değerlendirmede, "Kaynak için başvuran bazı örgütler, görünürde tuhaf bir şekilde onaylanan başvuruların naylon veya tercih edilen NGO'lara verildiğinden şüphe duymaya başladılar" denildi.

Raporda sonuç olarak BDP'nin ilk 3 veya 4 yılında NGO'larla geliştirilmeye çalışılan iki toplumlu ilişkiler ve işbirliği "cesurca ve de iyi niyetli olmasına karşın zamansız ve büyük ölçüde harcanmış" olarak değerlendirildi.

En Çok Aranan Haberler