HABER

Kıbrıs'ta kayıplarla ilgili çalışmalar

LEFKOŞA (İHA) - Kıbrıs'ta 45 yıllık geçmişi olan kayıplar sorununa köklü çözüm bulmak amacıyla 2.5 yıl önce uygulamaya giren ve ilk kez kazı yapılmasını öngören proje, ilk somut sonuçlarını Haziran ayı sonundan itibaren vermeye başlayacak.

Türk ve Rum taraflarında devam eden kazılardan çıkarılan kemiklerin kimlik tespitinin ardından kayıp yakınlarına teslim edilmeye başlanmasıyla Kıbrıs'ta tarihi bir adım yaşanacak. Türk ve Rum tarafında devam eden kazılardan bugüne kadar 260 kayıba ait kemiklere ulaşılırken; kemiklerin, antropoloji ve DNA testlerinin ardından ailelere teslim edilmesi hedefleniyor. Bu çerçevede ilk kimlik tespitinin bir ay içinde tamamlanması ve bununla birlikte ailelere teslim edilmesi planlanıyor.

Kimlik tespitiyle birlikte kayıplara ait kemiklerin ailelere teslim sürecinin başlayacağını belirten Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi Türk Üyeliği, psikolojik danışman istihdam etti. Psikolojik danışmanlar, kayıp yakınlarının her tür başvurusuna cevap verecek ve kemik tesliminde hazır bulunacak. Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi'nin de, kemik teslim aşamasına yanaşılmasıyla birlikte yabancı bir psikolojik danışmandan hizmet almaya başladığı belirtiliyor.

Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi'nin Türk Üyesi Gülden Plümer Küçük'ün verdiği bilgiye göre, kazılarda bulunan kayıplara ait kemiklerle ilgili kimlik tespit çalışmaları sürerken, kazılar da iki tarafta devam ediyor. Bu günlerde kazıların Türk tarafında Lapta, Rum tarafında ise Strovola bölgesinde sürdüğünü belirten Küçük, kayıtlı 502 Türk ve bin 468 Rum kayıbın bulunması için kazıların daha yıllarca süreceğini bildirdi.

Kayıp mezarlarının yerlerinin bulunması ve kazıların çok uzun aynı zamanda da zor bir süreç gerektirdiğine, beklenmeyen bir dizi sorun yaşandığına dikkat çeken Küçük, 2.5 yıl önce başlayan projenin 5 yıl sürebileceğini belirtti.

Küçük, bilinen veya araştırmalarla belirlenecek her yer taranana kadar kazıların devam edeceğini, bulunabilecek her kaybın kemiklerinin bulunmasının ve kayıp dosyasının mümkün olduğunca kapatılmasının temel hedef olduğunu da söyledi. Küçük, kazılarla birlikte iki tarafın araştırma ekiplerinin kendi bölgelerinde araştırmalarının da devam ettiğine ve kayıp mezarlarıyla ilgili her ciddi bilginin değerlendirildiğine de dikkat çekti.

TOPLAM 260 KAYIBIN KEMİKLERİNE ULAŞILDI Küçük, Türk ve Rum tarafında yapılan kazılarda bugüne kadar toplam 260 kayıbın kemiklerine ulaşıldığını ve bunların tümünün Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi'ne bağlı ara bölgedeki Antropoloji Laboratuvarı'na teslim edildiğini açıkladı. Küçük, bu laboratuvarda kemikler dizilerek incelenirken kimlik analizlerinin de ara bölgedeki Genetik Hastanesi'nin İki Toplumlu Ünitesi'nde yapıldığını belirtti.

Kazılarda bulunan kemiklerin kimlik tespiti için aile bireylerinden kan alımının tamamlandığını, 502 Türk kayıbın 11'i hariç tümünün yakınlarına ulaşıldığını söyleyen Küçük, çoğunun birinci derecede akrabalarına ulaşılması nedeniyle kimlik tespiti için gerekli verilerin elde edildiğini anlattı. Küçük, vefat etmeleri veya yurt dışında bulunmaları nedeniyle yakınlarına ulaşılamayan 11 kayıpla ilgili araştırmaların da sürdüğünü söyledi.
Kazılarla ilgili zor sürecin ardından kemiklerin dizilmesi ve kimlik tespitinin de zaman alan uzun bir bilimsel süreç gerektirdiğine dikkat çeken Türk Üye Gülden P. Küçük, bu sürecin her kayıp için en az 4 ay olduğuna işaret etti. Bu nedenle mezarlardan bugüne kadar çıkarılan 260 kayıbın tümünün kimlik tespitinin yapılarak teslim edilmesinin mümkün olmadığını anlatan Küçük, yaklaşık bir ay sonra ilk teslimin ardından aşamalar halinde kayıp kemiklerinin ailelere verileceğini anlattı.
Kimlik tespitiyle birlikte kayıp ailelerinin bizzat Komite üyeleri tarafından evlerinde ziyaret edilerek bilgilendirileceğini söyleyen Küçük, kemik tesliminin Rum ve Türklere birlikte yapılacağını, ancak ilk gurupta kaç kişinin yer alacağının henüz belli olmadığını söyledi.

Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi'nin Türk Üyesi Gülden Plümer Küçük, kemiklerin, teslim edilmeden önce ara bölgede bu amaçla oluşturulan merkezde isteyen ailelere gösterileceğini de bildirdi.

Gerek kimlik tespiti amacıyla kan örneği alma aşamasında, gerek kimlik tespitinin ardından kemiklerin teslimi aşamasında kayıp yakınlarına destek olmak için psikolojik destek grubu oluşturduklarını açıklayan Küçük, tam zamanlı çalışan 2 psikolog ile psikologların danışmanlığını yapan 2 psikiyatristin bir aydan beri kayıp yakınlarına hizmet verdiğini belirtti.

Küçük, Kıbrıs'ta kayıp sorununun 30-40 yıllık geçmişi olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Bu kadar yıldan sonra anaların, eşlerin, çocukların acıları yeniden yaşanıyor. Kan alımı ve kimlik tespit aşamasında bile inanılmaz sorunlar yaşanırken, kemik teslim aşamasında travma yaşanabilir. Ailelere destek vermek görevimiz. Esas faktör insan, bunun için gereken her şeyi elimizden geldiğince yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz."

Kazılar yanında kimlik tespitinin de önemli finansman gerektirdiğine de dikkat çeken Küçük, Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi'nin sadece 2007 bütçesinin 2.7 milyon dolar olduğunu hatırlattı. Bu miktarın 2 milyon dolarının AB mali yardımı çerçevesinde Kıbrıs Türk tarafına verilen yardımdan karşılandığını söyleyen Küçük, geri kalan miktarın ise Türkiye, Belçika ve Hollanda'nın bağışlarından oluştuğunu anlattı. Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi'nin bütçesi yanında tarafların kendi taraflarındaki kazılar,
personel ödemeleri ve diğer harcamaları kendi bütçelerinden karşıladıklarını da anlatan Küçük, projenin hazırlanma aşamasında Rum tarafının 3 milyon, Kıbrıs Türk tarafının da 1.5 milyon dolar civarında harcama yaptığını bildirdi.

BM gözetiminde Türk ve Rum üyelerden oluşan Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi'nde Türk tarafını temsil eden Türk Üye Gülden Plümer Küçük, geniş bir kadrodan oluşan Kıbrıs Türk Ofisine de başkanlık ediyor. Küçük ve Yardımcısı Ahmet Erdengiz yanında, kayıplarla ilgili çalışmalarda DNA ve genetik uzmanları, arkeologlar, antropologlar, araştırmaıldığını söyley görevlileri ve diğer görevlilerden oluşan yaklaşık 30 kişilik bir kadro görev yapıyor. DNA ve genetik uzmanları, Genetik Hastanesi İki Toplumlu Ünitesi'nde 3 antropolog da Antropoloji Laboratuvarı'nda Rum meslektaşlarıyla birlikte çalışıyor. Arkeologlar ise kazılarda görev alıyor.
Kıbrıs'ın 1960'lı yıllardan beri kanayan yarası olarak çözüm bekleyen ve BM kararıyla 1981 yılında oluşturulan Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi'nin çalışmalarına rağmen bir türlü çözümlenemeyen kayıplar konusu, referandumun ardından 2004 yılı ortalarında hazırlanan projeyle ilk kez kazıların da gündeme alınmasıyla çözüm sürecine girdi.

Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğüne rağmen iki taraf arasında çözüm sürecine giren ender konulardan biri olan kayıplar sorununa uluslar arası toplumun da katkısıyla 2010 yılına kadar köklü çözüm getirilmesi hedefleniyor.

En Çok Aranan Haberler