LEFKOŞA (İHA) - Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlamak amacıyla Yunan generaller öncülüğünde Başpiskopos Makarios'a karşı girişilen ve katliama dönüşen, Türkiye'nin garantörlük haklarını kullanarak 20 Temmuz'da adaya çıkmasıyla önlenen askeri darbenin yarın 33. yıldönümü.
Yarın, Kıbrıs'ın kaderini değiştiren Yunan darbesinin 33. yıldönümü. 15 Temmuz 1974'te adanın Yunanistan'a bağlanmasının (Enosis) daha fazla geciktirilmesine karşı olan EOKA'cı Rumlar ile Yunanistan'daki Albaylar Cuntası'nın Kıbrıs'taki subay ve askerleri, Kıbrıs Türkleri'nin direnişi yüzünden 11 yıl ertelemek zorunda kaldıkları Enosis'i bir an önce hayata geçirmek için, bu hedefi daha uzun vadede gerçekleştirme amacında olan sözde Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios'a karşı darbe yapmışlardı. 33 yıl önce Yunan askeri cuntası, Kıbrıs Türk halkını top yekun soykırımdan geçirerek, yıllarca hayalini kurdukları Enosis'i gerçekleştirmek amacıyla Kıbrıs'taki EOKA'cılarla işbirliği halinde Makarios'u devirmiş ve EOKA'cı Nikos Sampson'u sözde cumhurbaşkanı ilan etmişti. Darbe sırasında EOKA karşıtı veya Makarios yandaşı 2 bin kadar Yunan ve Rum öldürülmüştü.
15 Temmuz 1974'te Kıbrıs'taki EOKA'cılarla işbirliği halinde Makarios'u deviren ve EOKA'cı Nikos Sampson'u sözde cumhurbaşkanı ilan eden Yunan faşist albaylar, Makarios karşıtı birçok Rum'u öldürmüş ve Türkler'e karşı tedhiş eylemlerinin yoğunlaşmasında öncülük etmişlerdi. Darbede hayatını zor kurtaran Makarios, 19 Temmuz 1974'te BM Güvenlik Konseyi'nde yaptığı konuşmada, hem Yunanistan'ın amacını açık biçimde ortaya koymuş, hem yapılan katliamları hem de Kıbrıs Türkler'ini bekleyen tehlikeleri anlatmıştı.
Olaylar had safhaya ulaşırken Türkiye, uluslararası İttifak ve Garanti Anlaşmaları'ndan doğan garantörlük hakkını kullanarak, Kıbrıs Türkleri'nin can ve mal güvenliğini korumak amacıyla 20 Temmuz 1974'te Barış Harekatı'nı gerçekleştirmişti. Türkiye'nin gerçekleştirdiği Barış Harekatı'yla Kıbrıs Türk halkının can ve mal güvenliği sağlandığı gibi, darbeciler de Kıbrıs'ta işgal ettikleri makamlardan çekilmek zorunda kalmışlardı. Yunanistan'da ise 1967'de askeri darbeyle başlayan cunta dönemi tarihe karışmış, ülkede demokrasiye dönülmüştü.