Bireylerin kilo artışı ve oturarak çalışılan işlerin giderek yaygınlaşması, kıl dönmesi görülme oranını artırmaktadır. Kıl dönmesi olduğundan şüphelenen kişilerin, hastalığın mahrem bir bölgede meydana gelmesi sebebiyle doktora gitmekten çekinmeleri, geniş spektrumlu antibiyotiklerle tedavi edilebilecek bir evredeyken, hastalığı tek çözümün cerrahi müdahale olduğu bir hale getirebiliyor. Bu yüzden kıl dönmesi belirtileri dikkate alınmalı ve tedavi için çekinilmeden gerekli adımları atılmalıdır.
Kıl dönmesi başlangıcında kuyruk sokumu bölgesinde yer alan deride sivilce benzeri küçük, irinli çöküntüler haricinde başka belirtiler görülmeyebilir. Ancak bu çöküntüler enfeksiyon kaptıktan sonra kısa sürede kiste ya da apseye dönüşürler.
Halk arasında kullanımından dolayı kıl batması (kıl dönmesi) ve kıl dönmesi gibi birbirinden farklı iki rahatsızlık aynı çağrışımı yapmaktadır. Oysaki bir cilt rahatsızlığı olmaları haricinde bu iki hastalık birbirinden farklıdır. Tıraş olurken, ağda yaparken ya da jiletle mahrem bölgelerdeki tüyleri alırken, cildin yüzeyine çıkamayan tüy yapısının yarattığı hastalığa batık ya da kıl dönmesi denir. Kıl dönmesi ise kuyruk sokumunda, halk arasında çatal diye tabir edilen bölgede meydana gelir. Duş sırasında ya da başka bir sebepten bu bölgeye inen kılların, vücut hareketi ya da dış baskı sonucu cildi delerek deri altına konuşlanması ve burada kiste sebep olmasına ise kıl dönmesi denir. Tıp dilinde bu hastalığa pilonidal sinus adı verilir.
Oturmak ya da yürümek gibi sürtünme hareketi yaratan eylemler, kuyruk sokumunda çıkmakta olan ya da vücuttan dökülen başıboş tüylerin derinin altına gömülmesine sebep olur. Vücut bu gömülmeyi bir dış etken saldırısı olarak algılar ve tıpkı kıymık batımında olduğu gibi bağışıklık sistemini devreye sokar. Bağışıklık sistemi, kıl yapısının etrafında kist oluşturarak onu çembere alır. Bazen, derinin altında birleşen birden fazla kist oluşabilir. Bazı faktörler kıl dönmesi riskini artırır. Bunlar;
Aşırı kıllı vücut
Yoğun ya da kalın kıl yapısı kıl dönmesi görülmesi ihtimalini artıran faktörlerdir. Bu risk faktörleri dikkate alınarak,
Kıl dönmesinin tedavisinde öncelikle bölgenin durumuna bakılır. Doktorunuz kıl dönmesi olan bölgedeki duruma göre sizi uygun gördüğü tedaviyi uygulayacaktır.
Eğer durum erken seviyede tespit edilebilmiş ve kuyruk sokumunda kızarıklık, şişkinlik ya da ağrı yoksa doktorunuz geniş spektrumlu antibiyotiklerle bağışıklık sistemini kontrol altına alarak kist ve apse oluşumunu engeller.
Eğer hastalık ileri safhalara geldiyse, kıl dönmesine hangi bölüm bakar sorusunun yanıtı genel cerrahidir. Ayrıca hastalıkların çeşitlenmesiyle birlikte bu hastalıklarla ilgilenen branşlar da uzmanlık dallarına ayrılmaya başladığından bir proktoloji uzmanına da gidilebilir. Proktoloji, genel cerrahinin bir alt branşıdır ve uzmanlık olarak makat hastalıkları tanı ve tedavisiyle ilgilenirler. Kıl dönmesinde oluşan kisti ya da apseyi kendi kendinize kesinlike sıkmaya kalkmayın. Bu, size fazlasıyla acı vereceği gibi doktor kontrolü olmadan gerçekleştirilen bu eylem hassaslaşmış dokuyu diğer dış hastalıklara karşı savunmasız hale getirir.
Kıl dönmesi tedavisi için yıllar içerisinde elliden fazla cerrahi müdahale geliştirilse de bunlardan yalnızca on tanesi günümüzde sürdürülmektedir. Bunların içerisinde, kuyruk sokumunda oluşan kıl dönmesi tedavisinde kullanılan en yaygın ameliyat çeşidi Bascom’dur. Bu yöntemin en büyük avantajı, hastayı yatmak zorunda bırakmadan günlük yaşantısına devam etmesini sağlamasıdır. Bascom’un modifiye edilerek kullanıldığı bir yöntem de mikro sinüsektomidir. Ameliyathane gerektirmeyen, muayenehanede dahi yapılabilecek kadar basit bir operasyon olan mikro sinüsektomi, basit ve tehlikesizdir. Kıl dönmesinin oluştuğu yer belirlenerek yaklaşık 2 santim uzunluğunda açılan kesiden kistin ya da apsenin içi boşaltılır. Doktor kistin durumuna göre kesiği kapatmayı ya da kapatmamayı tercih edebilir.
Açık yara: Bu tercihte doktor yarayı kapatmamayı tercih eder ve içi boşaltılan bölgenin içeriden dışarıya doğru iyileşerek tamamen kapanması sağlanır. Yarayı kapatmama tercihinde iyileşme süresi daha uzun olsa da çöküntünün tamamen kapanması sağlanarak, kuyruk sokumunda yeniden kıl dönmesi oluşumu riskini minimuma indirir.
Dikişli yara: Kesinin dikişle kapatılması tercihinde iyileşme süresi çok daha kısa olsa da rahatsızlığın nüksetme ihtimali çok yüksektir. Bazı cerrahlar, iyileşmenin daha zor olduğu kenar bölgelerini yarmayı tercih ederek iyileşme sürecini hızlandırmayı tercih edebilirler.
Bu tedavi yönteminde doktor öncelikle bölgeye lokal anestezi uygular. Ardından kistin içerisine antiseptik olarak kullanılan ve kimyasal bir bileşen olan fenol enjekte eder. Bu yöntem, tekrar tekrar uygulanması gerektiğinden ve hastalığın nüksetme ihtimalinin çok yüksek olması nedeniyle genelde tercih edilmez. Bunun yerine cerrahi müdahalede bulunarak kistten tamamen kurtulmayı tercih ederler.
Cerrahi müdahalenin ardından kist oluşan bölge tamamen temizlense bile bazı komplikasyonlar meydana gelebilir. Özellikle anüse yakın bir bölge olması nedeniyle dikkat edilmezse kolaylıkla enfeksiyon kapabilir. Enfeksiyonun yanı sıra:
Yaradan kötü kokular
gibi komplikasyonların ameliyat sonrasında da görülmesi normal olarak kabul edilir. Ancak bu belirtiler birkaç haftalık süre içerisinde ortadan kalkmazsa yeniden doktora gidilmesi gerekir.