Kıl dönmesi hakkında yanlış bilinenler

Kuyruk sokumunda ağrı, sinüs ağzından gelen iltihaplı, kötü kokulu akıntılar, kuyruk sokumunda şişlik, oturmakta-yürümekte zorlanma başlıca belirtileri arasındadır.

Avrupa Cerrahi Merkezi’nden Genel cerrahi Uzmanı Op. Dr. Yasir Gözü kıl dönmesiyle alakalı yanlış bilinenleri bizler için anlattı;

KIL DÖNMESİ SADECE ERKEKLERDE OLUR!

Pilonidal sinüs hastalığı erkeklerde sık görülür. Çünkü erkeklerin kıl yapıları daha sert ve kıl oranı daha fazladır. Bu yüzden kuyruk sokumunda düşen kıllar, kuyruk sokumunda daha rahat takılıp kalabilirler. Kıl yapısı sert olduğu içinde, ufak hareketlerle kolaylıkla cilt altına geçebilirler. Ancak kıl dönmesi kadınlarda da görülmektedir. Kadınların bu konudaki dezavantajı, kuyruk sokumu bölgesindeki cilt dokusunun erkeklere göre daha ince ve daha narin olmasıdır. Bu yüzden kıl yapısı sert olmasa bile, ince olan cilt kalınlığı nedeniyle rahatlıkla cilt altına geçebilir. Yapılan araştırmalara göre kıl dönmesi erkelerde 3-4 kat daha fazla görülmektedir. Ancak bu durum kadınları ekarte etmez.

KIL DÖNMESİ CİLT DOKUSUNU GEÇEMEYEN KILIN İÇERİDE BÜYÜMESİYLE OLUR!

Kıl dönmesi genelde kıl batmasıyla karıştırılır. Ancak kıl batması kendiliğinden geçebilen basit bir problemdir. Cilt altından çıkamayan kıl cilt yüzeyinde küçük sivilce benzeri oluşumlar gösterir. Sonrasında ise mutlaka düzelir, müdahale gerektirmez. Kıl dönmesi cilt altından çıkmayan kıllarla oluşmaz, kuyruk sokumunda biriken kılların cilt altına geçip o bölgede birikmesiyle oluşur. Ayrıca sadece kıl, tüy, saç teli gibi dokulardan meydana gelmez. Kuyruk sokumunda biriken elbise tozları, tüy birikintileri de pilonidal sinüsü oluşturabilir.

30 YAŞINDAN SONRA KIL DÖNMESİ OLMAZ!

Pilonidal sinüs her yaşta görülebilir. Ancak 30 yaşından sonra daha az oluşur. En çok rastlanılan yaş aralığı 15-30 yaş skalasıdır. Çünkü 30 yaşına kadar cilt dokusu daha ince olur. Bu yüzden kıl dönmesinin oluşması daha da kolaylaşır. Özellikle ergenlik dönemlerinde salgılanan hormonların, cilt dokusu üzerinde olumsuz etkileri olduğu için, bu dönmede kıl dönmesi riski fazladır.

PİLONİDAL SİNÜS OLUŞTUĞU BÖLGEDEN FARKLI BÖLGELERE SIÇRAYABİLİR!

Cilt altındaki kılların uzayarak omurilik, omurga veya sinir köklerine zarar verebileceği kanısı yaygındır ve en çok yanlış bilinen bilgiler arasındadır. Ancak kıl dönmesinin meydana gelme süreci düşünüldüğünde, bunun mümkün olmadığı anlaşılabilir. Kıl dönmesi kuyruk sokumundan giren yabancı cisimlerden oluşur. Vücut bu cisimleri yok edebilmek için etrafını kistik bir keseyle kaplar. Cilt altına giren yabancı cisimlerin kökü olmadığı için, içeride büyüyemezler. Zaten keseyle kaplandıkları için de diğer organlara sıçrama ihtimali kesinlikle yoktur.

İLAÇLA VEYA BİTKİSEL KÜRLERLE TEDAVİ EDİLEBİLİR!

Pilonidal sinüs mahrem bir hastalık kabul edildiği için utanma duygusu hastayı ilk etapta kendi uygulayabileceği yöntemlere yönlendirebilir. İnternet üzerinde “Kıl Dönmesine Kesin Çözüm!”,Kıl dönmesinde %100 garanti tedavi yöntemi” gibi başlıklar altında bilimsel hiçbir kanıtı olmayan binlerce alternatif bulunmaktadır. Gereksiz ilaç önerileri, ciddi zararlar verebilecek bitkisel kürler kıl dönmesi hastalığında sadece zaman kaybıdır. Dışarıdan yapılacak hiçbir müdahale kıl dönmesini geçirmez. Çünkü pilonidal sinüs cilt altındaki yabancı cisimlerin etrafında oluşan kistik bir kesedir. Bu durumun herhangi bir ilaç tedavisi ya da bitkisel tedavisi bulunmamaktadır. Kıl dönmesinde kesinlikle uzman hekim tarafından müdahale olunmalı ve o kese bulunduğu bölgeden çıkarılmalıdır.

KIL DÖNMESİ SADECE KUYRUK SOKUMUNDA OLUR!

Kıl dönmesi sadece kuyruk sokumunda değil; genelde kuyruk sokumunda olur. Karşılaşılan vakaların %98 i kuyruk sokumundadır. Ancak çok nadir olmakla birlikte göbek bölgesinde ve kasıklarda da görülebilir.

KIL DÖNMESİ YALNIZCA AÇIK AMELİYATLA TEDAVİ EDİLİR?

Kıl dönmesi hastalarının hekime başvurmayı geciktirmesindeki en büyük etken, tedavi yöntemi hakkında yanlış bilinenlerdir. Yaygın kanıya göre, kıl dönmesinin açık ameliyatlarla yapıldığı inanışı nedeniyle hasta mümkün olduğunca bekler. Ancak gelişen modern tıp sayesinde, kıl dönmesi tedavisinde kullanılan açık ameliyat teknikleri artık çok fazla tercih edilmemektedir. Ameliyatsız kıl dönmesi tedavi seçenekleri sayesinde, lokal anestezi altında 1-2 cm lik kesiden yapılan, maksimum 10 dakikalık müdahalelerle kıl dönmesi problemi günümüzde kolaylıkla tedavi edilebilmektedir.