Gülseli KENARLI - Taner YENER/İSTANBUL, (DHA) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos, Ermeni Patrik Genel Vekili Başepiskopos Aram Ateşyan, Süryani Katolik Patrikvekili Yusuf Sağ, Süryani Ortodoks Kilisesi Mor Filiksinosu Metropolit Yusuf Çetin ve Türkiye Museviler Hahambaşı İshak Haleva ile Sait Halim Paşa Yalısı'nda öğle yemeğinde bir araya geldi.
Toplantıda ayrıca CHP Genel Başkan Yardımcıları Murat Özçelik ve Sezgin Tanrıkulu ile CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç yer aldı.
Basına kapalı olarak gerçekleşen toplantı saat 12.10'da başladı ve yaklaşık 2 saat sürdü.
Kemal Kılıçdaroğlu çıkışta açıklama yaparak, büyük ölçüde ruhani liderlerin sorunlarını dinlediklerini ifade etti. Kemal Kılıçdaroğlu, “Sorunların bir kısmının yasalardan, bir kısmının da uygulamadan kaynaklandığını ifade ettiler. Cumhuriyet Halk Partisi olarak hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale etmemeyi, hiç kimseyi inancı ve etnik kimliği dolayısıyla sorgulamamayı temel ilke edindiğimizi Türkiye Cumhuriyeti'nde 77 milyon yurttaş olarak huzur ve barış içinde yaşamak istediğimizi ifade ettik. Aktardıkları sorunların bazıları önümüzdeki günlerde milletvekillerimiz tarafından gündeme getirilecek. Uygulamadan kaynaklanan bazı sorunlar var, onların çözümü için de hep beraber uğraşacağız" dedi.
“DAVANIN DA OLUMLU SONUÇLANACAĞI KANISINDAYIM"
Kemal Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, "1915 olaylarının 100. yıldönümü ve çarşamba günü Fransa'da bir dava görülecek. Perinçek-İsviçre davası. Nasıl bir değerlendirme yapacaksınız?" sorusuna “Sayın Perinçek'in açıkladığı bir düşünce dolayısıyla yargılanmasını doğru bulmuyorum. Düşünüce özgürlüğü dediğimiz bir kavramın arkasında hep beraber durmak zorundayız. Bütün çağdaş dünyanın durması gerekiyor. Bu bağlamda görüşülecek olan davanın da olumlu sonuçlanacağı kanısındayım" yanıtını verdi.
“NEFRET SÖYLEMİ BAĞLAMINDA ELE ALDIKLARI SORUNLAR VAR"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu toplantıda hangi sorunların dile getirildiğini sorusuna ise, “Pek çok sorun var aslında dile getirilen. Günlük yaşamda karşılaşılan sorunlar var, kullanılan dilde yaşanılan sorunlar var. Nefret söylemi bağlamında ele aldıkları sorunlar var. Aslında baktığımız zaman hepimiz, aydın olan insanların yüreğinde insan sevgisi olan insanların bütün bu sorunlara karşı duyarlı olması gerek. Aynı duyarlılığı biz de göstereceğimizi ifade ettik. Aslında medyanın da bu konuda duyarlılığı var. Aynı duyarlılığı toplumun değişik kesimlerinin de sergilemesi gerekiyor" diye yanıt verdi.
“YUNANİSTAN'DA BAŞARI KAZANMASI ELBETTE Kİ GÜZEL"
Kılıçdaroğlu Yunanistan seçimleri konusunda görüşlerinin sorulması üzerine de “Yunanistan'daki seçimler bize göre son derece güzel. Aynı dünya görüşünü paylaşan iki siyasal parti olarak ifade edeyim; aynı dünya görüşünün paylaşan bir siyasal partinin Yunanistan'da başarı kazanması elbette ki güzel" dedi.
“EĞER BÖYLE BİR TALEP OLURSA ELBETTE DEĞERLENDİRİLİR"
Kemal Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, “Haziran ayında seçim olacak, söz konusu cemaatler içerisinden aday gösterecek misiniz, partinizde yer verilecek mi?" sorusuna da “Bu konuda henüz daha oturup bir karar vermiş değiliz. Kişiler bağlamında bir değerlendirme yapmak için henüz daha çok erken. Eğer böyle bir talep olursa elbette değerlendirilir" diye yanıt verdi.
“BENDE MERAK EDİYORUM"
Kılıçdaroğlu,“ "Kadıköy Belediyesi sosyal medyada tepki alıyor. Almasının en büyük nedeni Charlie Hebdo'yu sansürsüz yayınlamaları, bu konuda neler söyleyeceksiniz?" şeklinde ki soru üzerine, “Kadıköy Belediyesi'nin uygulamasından herhangi bir bilgim yok. Onu gidince, ben de merak ediyorum, hangi gerekçeyle yayınlamış ona bakmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.
“7 HAZİRAN'DAN SONRA, UMUYORUM VE DİLİYORUM…"
Kemal Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, “Milli Takım eski futbolcusu Saffet Sancaklı, Gaziantep'te yaptığı konuşmada, 'Geldiğimiz nokta ya MHP 7 Haziran'da iktidar ortağı olacaktır, ya da bu ülkede savaş çıkar' söylemiyle ilgili neler söyleyeceksiniz?" sorusuna şöyle yanıt verdi:
“7 Haziran'dan sonra, umuyorum ve diliyorum, demokrasimizi güçlendirecek, önümüzde ki sorunlarımızı aşabilecek, hem içeride hem dışarıda kilitlenen Türkiye sorunları var. Bu sorunları aşabilecek yeni bir yönetim gelir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konuda kararlılıkla çalışıyoruz. Dün pazardı, biz MYK üyeleri olarak çalışmalarımızı sürdürdük, güzel projelerimizle halkın önüne çıkacağız. Tek istediğimiz şu; bizi kutuplaştıran, bazı yurttaşlarımız ötekileştiren, birilerinin yaşam tarzına müdahale eden, birilerini inançları dolayısıyla sorgulayan, yargılayan bir siyaset anlayışına yer vermeyelim. 77 milyon yurttaşın asıl üzerinde durması gereken nokta bu. Bizim aklımızla siyasetçiler uğraşmasın. İşsizlik sorunu var, ne söyleyeceklerse onu masaya yatırsınlar. Nasıl çözülecek işsizlik sorunu? Kimsenin inancını, kimsenin etnik kimliği siyasete malzeme etmesinler. Buradan yurttaşlarıma seslenmek istiyorum; sizin inancınızı, sizin kimliğinizi, siyasete malzeme eden siyasi parti bilin ki bu ülkeye ihanet eden partidir. Sokakta farklı düşüncelerde olsak bile, bir araya geldiğimiz oturup güler yüzle birbirimize fıkralar anlatmalıyız, sohbet etmeliyiz, birbirimizi dinlemeliyiz. Ama kutuplaştırıcı siyaset toplumu geriyor. Birbirimizi düşman olarak görmeye başladık. Buna hakkımız yok. Bunu yapan siyasetçiye asla güven vermeyin, asla arkasında durmayın, oy da vermeyin, cezalandırınız oylarınızla. Barışı, dostlu istiyorsanız, beraber yaşamayı istiyorsanız, işsizlik denilen bir belayı bu ülkeden defetmek istiyorsanız, yeni bir siyaset anlayışına ihtiyacımız var. O siyaset anlayışının adı ve markası bellidir. Sosyal demokrasidir, halkın partisidir, bunu da açık yüreklilikle ifade etmek istiyorum. Biz toplumun her kesimini kucaklamak istiyoruz, hiçbir kesime bizimle farklı dünya görüşünde olsa bile sert bir üslup kullanmamaya özen gösteriyoruz. Siyaset ülkenin sorunlarını çözmeye kilitlenmeli, siyaset kişisel çıkar alanı olmamalı. Ama bugün geldiğimiz noktada siyaset kişisel çıkar aracı haline gelmiş durumda. Bu da bizi rahatsız ediyor"
“ÜLKEMİZİN BARIŞ VE HUZUR İÇİNDE YAŞAMASINI RİCA ETTİK"
Toplantı sonrasında kısa bir açıklama yapan Türkiye Museviler Hahambaşı İshak Haleva, “Sayın Kılıçdaroğlu'nun daveti üzerine yemeğe katıldık. Aramızda çok güzel sohbet oldu. Azınlıklar olarak nasıl katkıda bulunabiliyoruz? Bu şekilde ülkemizin güzelliği, geleceği için konuşuldu. Bizim cemaatlerimizin sorunları soruldu. Spesifik özel bir sorunumuz yoktur. Ama ülkemizin barış ve huzur içinde yaşamasını rica ettik" dedi.
Süryani Ortodoks Kilisesi Mor Filiksinosu Metropolit Yusuf Çetin ise görüşmeyle ilgili olarak, “Daha önce Dolmabahçe'de Başbakan Davutoğlu da davet etmişti. Orada da kendi sorunlarımızı birlikte konuşmuştuk Bugün de Kılıçdaroğlu bizim davet etti. Oturup konuştuk ve sorunlarımızı dile getrdik. Hepimiz bir aileyiz. Dinlerimiz, mezheplerimiz değişik olabilir ama hepimiz aynı geminin içindeyiz. Sadece bizim değil, bu ülkede yaşayan her insanın az çok sorunları olabilir ama inanıyoruz ki hep birlikte hareket ederek sorunlarımızı halledeceğiz. Ülkemizin birik beraberliği için, Ortadoğu barışı için, dünya barışı için dua ediyoruz. Hep birlikte bu konuda çaba harcamamız gerekiyor. Bir tek Türkiye var iki Türkiye'miz yok" diye konuştu.
Çetin, yalnız sorunları dile getirdiklerine dikkat çekerek, “Mesela bizim ana okulu açtık yeniden 86 yıl sonra. Yeni kilise olay var. Hükümetimiz elinden geleni yapıyor. İster iktidar ister muhalefet bize elinden gelen yardımız sağlıyor. Temennimiz Meclis'te temsil edilmek. Hepimiz bir aileyiz. Bir geminin içindeyiz vergimizi veriyoruz askerliğimiz yapıyoruz ve bunu temenni ediyoruz" dedi.
“BİZİM ÖZEL BİR SORUNUMUZ DİYE BİR SORUN YOK"
Süryani Katolik Patrikvekili Yusuf Sağ ise toplantının ardından yaptığı açıklamada, “CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun daveti üzerine buraya geldik. Biz ruhani liderler olarak her zaman herkesle vatanımızın, milletimizin, Cumhuriyetimizin selameti için dua eden, uğraşan insanlarız. Bize hiç bir partinin elemanları olarak görmeyin. Biz memleketi seven, Cumhuriyeti seven ve selameti için uğraşanlarız. Çünkü gerçekten çok kritik bir dönemden geçiyoruz. Yalnız Türkiye değil bütün dünya. Özellikle etrafımızda yaşanan olaylar. Atlantik'in azgın dalgaları ile çarpışmakta olan bir vapurdayız. Vapur biterse hepimiz batarız. TBMM'de temsil edilme durumu sayın genel başkanların taktirine bağlı. Eğer böyle bir şey olursa oturur konuşuruz, karar veririz. Fakat şu bilinmeli ki iz din adamları olarak politikanın dışındayız. Bizim özel bir sorunumuz diye bir sorun yok. Memleketimizde birlik beraberlik için kendi dileklerimizi ifade ettik" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz