İSTANBUL (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Diyorlardı ki 'Sandığa gidin 'evet' deyin enflasyon düşecek. 'Evet' deyin dolar düşecek, terör bitecek.' Ne oldu? Tam tersi oldu. Ne yapmamız gerekiyor? Madem ki tam tersi oldu, demek ki bu rejim, tek adam rejimi Türkiye'ye bir fayda getirmiyor." dedi.
Fox TV'de canlı yayınlanan "İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat" programında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce'nin performansını son derece başarılı bulduğunu anlattı.
Kılıçdaroğlu, "Genç, dinamik, enerjik, ne söylediğini bilen, toplumla gayet güzel ilişkiler kuran, onların nabzını tutan, bir de ufku ve hedefi olan bir kişi. Sayın Muharrem İnce, fabrikalardan, üretimden söz ediyor, öbürü kıraathanelerden söz ediyor. Aralarında dağlar kadar fark var. Ufku tükenen bir kişi Türkiye'yi yönetemez." dedi.
Babası kamyon şoförü olan İnce'nin Anadolu insanı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, kamyon şoförlerine seslenerek, "Sizin gibi çalışan, çocuğunu yetiştiren ve cumhuriyet, fırsat eşitliği sayesinde bugün cumhurbaşkanlığı makamına aday olan Muharrem İnce'ye oy vermeniz lazım." ifadelerini kullandı.
İnce'nin seçilirse başarılı bir cumhurbaşkanı olacağını, başarılı olmaması için hiçbir neden olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, İnce'nin ortak aklı egemen kılarak ülkenin sorunlarına çözüm üretebileceğini aktardı.
Kılıçdaroğlu, "Ayrıca kibirli değil. Bir yere geldim diye 'Herkesi perişan edeyim, yok edeyim. Kimse düşüncesini ifade etmesin.' diye bir düşüncesi de yok. Erdoğan'ın zıttı diyebiliriz." ifadelerini kullandı.
İnce'nin, iki kere de kendisine rakip olduğu hatırlatılarak, "Bu süreçte sizi kırdı mı?" şeklindeki soruyu Kılıçdaroğlu, "Yok hayır. Genel başkanlığa aday olduğu süre içinde de konuşuyorduk. Böyle bir küskünlük 'vay sen neden rakip oldun' gibi bir şey söz konusu değil." diye yanıtladı.
7 Haziran'da CHP-AK Parti koalisyonu kurulmuş olması halinde bunların hiçbirisinin olmayacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Sayın Davutoğlu istiyordu zaten. Bozan Erdoğan oldu. Biz hiçbir zaman partimizin çıkarlarını, ülkemizin çıkarlarının üstünde tutmadık. Bireysel olarak da kendi çıkarlarımızı, bir başkasının çıkarlarının üzerinde tutmadık. Her şeyi demokratik kuralların, hukukun üstünlüğü içerisinde hem uygulamaya koymak hem onları savunmak üzere inşa ettik. Geldiğimiz nokta gerçekten Türkiye'nin geleceği açısından son derece kritik. Bu seçimlere giderken her vatandaşıma sadece şunu söylüyorum, geleceğini, çocuğunu, vatanını, bayrağını düşün ve oyunu öyle kullan. Karanlık, gerginlik yaratan bir tabloya, kavgadan beslenen bir siyaset anlayışına son vermek istiyorsan mutlaka ve mutlaka sandığa giderken yeniden düşün."
Kılıçdaroğlu, Davutoğlu'nu samimi birisi olarak gördüğünü anlatarak, "Görüşmelerimizin tutanaklarını bana göstererek, bu tutanakların demokrasi tarihimizdeki çok önemli tutanaklar olacağını söylemişti. Gerçekten de öyle. Onlar Cumhuriyet Halk Partisi'ni çok farklı düşünüyorlardı. Oysa Cumhuriyet Halk Partisi'nin varlık nedeni bu ülkenin çıkarlarını, bayrağını, milletini, demokrasiyi, gelir dağılımındaki eşitliği savunmaktır." diye konuştu.
"Sandığa 16 Nisan'daki 'evet' oyunu tersine çevirmek için mi gidiyoruz?" şeklindeki soruya Kılıçdaroğlu, "Evet" yanıtını vererek, "Diyorlardı ki 'Sandığa gidin 'evet' deyin enflasyon düşecek. 'Evet' deyin dolar düşecek, terör bitecek.' Ne oldu? Tam tersi oldu. Ne yapmamız gerekiyor? Madem ki tam tersi oldu, demek ki bu rejim, tek adam rejimi Türkiye'ye bir fayda getirmiyor. Eğitim sistemine bakın, 16 yılda 14 kez değişti." ifadelerini kullandı.
İnce'nin Diyarbakır'da yaptığı mitingi nasıl bulduğunun sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Gayet güzeldi." dedi.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mitinge yönelik eleştirilerinin sorulması üzerine,"Erdoğan'ı rahatsız etti. O kadar kalabalık beklemiyordu." karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "İnce'nin konuşmasını dinleyenler HDP'liler" şeklindeki söylemini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bu ne demektir? Bütün dünyaya şunu söylüyor; 'Ben bütün bilgileri istihbarattan alıyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir istihbarat devletidir, bir demokrasi devleti değildir, burada demokrasi yoktur. İstihbarattan alıyorum bilgiyi ve herkesi de izliyorum.' Başka bir şey daha ifade ediyor, 'Ben bu ülkede 81 milyonu fişlemiş vaziyetteyim. Kim HDP'li, kim CHP'li, kim MHP'li onları gayet iyi biliyorum. İstihbarat da bu işi yapıyor.' diyor. Nereden biliyorsun meydana gelenlerin tamamının HDP'li olduğunu? Orada AK Partililer de vardı, Cumhuriyet Halk Partililer, Diyarbakırlılar vardı orada. Sen kalkıyorsun bütün Diyarbakır'ı suçluyorsun." şeklinde konuştu.
- "Bir grup bizim yaptığımız konuşmaları dinliyor"
Küçükkaya'nın, "Telefon dinlemelerinin FETÖ ile bittiğini düşünüyorduk. 'Bunlar bizim telefonumuzu dinliyorlar' dediniz. Ne düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine, şu yanıtı verdi:
"Bir grup bizim yaptığımız konuşmaları dinliyor ve Erdoğan'a servis ediyor. Erdoğan bunu itiraf etti çok şükür. Bu dünyaya verilen bir mesajdır ve bu mesajın algılaması dünyada şöyle olacaktır, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde demokrasi yoktur. Orası İstihbarattan gelen bilgilerle yönetiliyor.' Erdoğan daha önce de benim için 'Ey Kılıçdaroğlu, senin nefes alışını bile izliyoruz.' demişti. Doğru, izliyorlar zaten. Keşke gerçekleri bizi dinledikleri telefonlardan öğrenseler de onun gereğini yapabilseler bari. Biz aydınlıkta ne konuşuyorsak, miting meydanlarında, televizyonlarda ne konuşuyorsak, telefonda da onu konuşuyoruz. Bunlar miting meydanlarındaki konuşmalarımızı değil de telefonlarımızı dinliyorlar, çünkü bunlar bütün karanlık işleri telefon görüşmeleriyle yapıyorlar."
İttifakın varlık nedeninin yüzde 10 seçim barajının ortadan kalkması olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, hangi partiye oy verilirse yüzde 1 de olsa o partinin hanesine yazılacağını, milletvekili sayısının bu oranlarına göre belirleneceğini anlattı.
Kılıçdaroğlu, "Ekonomiyi yönetebilir misiniz?" sorusu üzerine şu şekilde konuştu:
"Devlette liyakat sistemini bozmazsanız, en kolay yönetilen kurum devletin kendisidir. Nedeni de şu, herkesin görevi yasalarla tanımlanmıştır. Nüfus memuru ne iş yapacak bellidir, asker ne iş yapacak bellidir, vali, kaymakam ne iş yapacak bellidir, daire başkanı, genel müdür yardımcısı, müsteşar ne iş yapacak bellidir. Liyakat sistemini kurduğunuz zaman mekanizma tıkır tıkır işler zaten. Siyasi otorite bürokrasiye talimat verir. Örneğin Merkez Bankası'na 'Enflasyonu yüzde 4'e indir kardeşim.' der. O araçlarını kullanarak enflasyonu yüzde 4'e indirir ama siyaset araçlarına müdahale etmez, ettiği zaman liyakat sistemi allak bullak olur. Ekonomiyi, maliyeyi, adaleti, iyi bilen, evrensel hukuka inanan, demokrasiye inanan insanlarla ülkeyi yöneteceksiniz."
Ekonomiyi yönetecek kadrolarının olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, emekliye iki dini bayramda verilen ikramiyenin CHP'nin seçim vaadi olduğunu kaydetti.
Kılıçdaroğlu, paranın nerede ve kimin için kullanıldığının önemli olduğunu vurgulayarak, "Son 15 yılda Londra'daki faiz lobisine ödedikleri faiz 151 milyar dolar. Para var, rantiyeye para var. İçeriye 687 milyar lira, eski parayla 687 katrilyon lira ödüyorlar. Demek ki para var." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce'nin cumhurbaşkanı olduktan sonra OHAL'i kaldırma açıklamasının Türkiye'nin demokrasiyi kabul ettiği algısının güçlendirileceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Şu açıklamayı ya Sayın Muharrem İnce ya da onun yetkilendirdiği ekonomiden sorumlu cumhurbaşkanı yardımcısı yapacaktır, bütün dünyaya, 'Biz Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadele ederken araçlara siyasi müdahale yapmayacağız.' diyecek. Bir üçüncüsü var o çok önemli, Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kuracağız. Kısa adı OBİT olacak. Türkiye, İran, Irak ve Suriye. Muharrem Bey hemen gidecek, bu ülkeleri ziyaret edecek. Diyecek ki 'Ortadoğu'da hep beraber, ortak ses çıkaralım.' terörü birlikte bitireceğiz. Ortadoğu'yu yeniden onaracağız. Ortadoğu'ya barışı getireceğiz."
(Bitti)