CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin, parlamenter demokrasiye yapıldığını belirterek, "TBMM bombalanmış ama bombalar altında parlamento görevini yapmış ve darbeyi püskürtmüştür. Bu darbe girişiminin sorumlularını, iç ve varsa dış destekçilerini kınıyor ve lanetliyoruz." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisi tarafından Taksim Meydanı'nda düzenlenen "Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi"nde yaptığı konuşmada, günün; birleşme, dikta yönetimlerine, darbelerine karşı direnme, halkın sesini dinleme günü olduğunu söyledi.
Bugünün, herkesin tarih yazdığı bir gün olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Biz Taksim'e niçin geldik? Taksim'de ne yapacağız? Hedefimiz ne? Bütün bunlara yanıt vermek için bir Taksim Manifestosu hazırladım" dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun okuduğu 10 maddelik Taksim Manifestosu şöyle:
1- 15 Temmuz darbe girişimi, parlamenter demokrasimize karşı yapılmıştır. TBMM bombalanmış ama bombalar altında parlamento görevini yapmış ve darbeyi püskürtmüştür. Bu darbe girişiminin sorumlularını, iç ve varsa dış destekçilerini kınıyor ve lanetliyoruz.
2- Bütün siyasal partiler darbe girişimine karşı çıkmış, demokrasi konusunda Türkiye'de tartışmasız bir ortak payda oluşmuştur. Bu ortak tutum ve anlayış, siyasette uzlaşma kültürünün güçlenmesine de katkı vermek zorundadır.
3- Her türlü darbeye ve parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayete karşı çıkmak, tüm demokratların, demokrasiden yana olanların bu ülkeye namus borcudur. Hep birlikte ve her zaman, 'Ne darbe, ne dikta, yaşasın tam demokrasi' demeliyiz ve söylemeye de devam etmeliyiz.
4- Demokratik parlamenter sistemimize karşı yapılan darbe girişimi, halkın direnme hakkını kullanmasıyla ayrı bir anlam ve boyut kazanmıştır. Direnme hakkı, demokrasiyi korumanın meşru bir yolu olarak ortaya çıkmıştır.
5- Demokrasimizin teminatı olan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin, Türkiye için ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti bizi çağdaş uygarlığa taşıyacak olan en temel anahtardır.
6- Bu darbe girişimi, Anayasa'da yasama, yürütme ve yargı olarak yer alan güçler ayrılığı ilkesinin, demokrasideki denge ve denetleme işleminin güvencesi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
7- Balyoz, Ergenekon, Casusluk gibi davalarda mağdur edilen insanların itibar ve haklarının iadesi kaçınılmaz olarak bütün siyasal partilerin gündeminde olmak zorundadır.
8- Bu darbe girişimi, devlet yönetiminin liyakata dayanması gerektiğini çok açık biçimde ortaya koymuştur. Devletin yapılanmasında siyasal yandaşlık, akrabalık, cemaatçilik, tarikatçılık değil, bilgi, birikim ve deneyim gibi ilkeler esas alınmalıdır. Bir başka anlatımla, devleti yönetme yerine, devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz. Bu bağlamda devletin yeniden inşası zorunludur.
9- İnancı, kimliği, yaşam tarzı ne olursa olsun, bu ülkenin güzel insanları, bu ülkenin caddelerinde, sokaklarında, meydanlarında, parklarında özgürce gezebilmelidir. Hiç kimse unutmasın, 15 Temmuz darbe girişimi 3. sınıf demokrasin ortaya çıkardığı bir tablodur. Bu ülkenin insanları, 3. sınıf demokrasiye değil, özgürlükçü demokrasiye yani tam demokrasiye layıktır. Türkiye, tümüyle darbe hukukundan arınmalıdır.
10- Devlet kinle, öfkeyle, ön yargıyla yönetilmez. Darbe girişiminde bulunanlar, hukuk içinde, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınarak yargılanmalıdır. Devletin vakarı ve ciddiyeti, bunu zorunlu kılmaktadır. İşkence, kötü muamele, baskı, tehdit, devlet darbecilerle aynı duruma düşürür. Buna izin verilmemelidir."
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, daha sonra okuduğu 10 maddeyi Taksim Manifestosu'nu alandaki vatandaşların oylarına sundu.
Vatandaşlardan ellerini kaldırarak manifestoyu oylamalarını isteyen Kılıçdaroğlu, "Şimdi ben bütün medya mensubu arkadaşlarıma, bütün fotoğrafçılara, bütün televizyonlara, dünya tarihine geçecek olan Türkiye'nin demokratik anlayışını dünya tarihine nakşedecek olan bu tabloyu çekmelerini istiyorum. Sevgili vatandaşlarım, elini kaldıran güzel vatandaşlarım, artık çocuklarınıza, torunlarınıza '24 Temmuz 2016'da Taksim Meydanı'nda demokrasiye ve cumhuriyete bağlılığımızı, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına bağlılığımızı, el kaldırarak onayladık' diyeceksiniz. Bu onur, bu ülkenin tüm vatandaşlarına aittir." diye konuştu.
"BU MEYDAN DEMOKRASİNİN MEYDANI OLDU"
Tarihi bir meydanda, tarihi bir gündeyiz. Taksim meydanı demokrasi tarihinde yer alan önemli bir meydan. 1 Mayıs 1977... Çok sayıda vatandaşımız bu meydanda hayatını verdi. Kanlı 1 Mayıs olarak yer alan bu olay yine bu meydanda geldi. Bugün bu meydan cumhuriyetin ve demokrasinin meydanı oldu.
Ağaçların kesilmemesi için, gençlerin doğaya sahip çıktığı bir meydan, bu meydanda Gezi olayları yaşandı ve o olaylarda ellerinde kitaplarla, karanfillerle bu ülkenin umudu gençleri hep beraber ayağa kalktı.
"CUMHURİYETİ EMEKLE KURDUK"
Bugün tarihi bir gün. Bugün Lozan anlaşmasının kabul edildiği bir gün. Lozan'ı bize yaşatan hayata geçiren özgürlüğümüzün tapu senedi olan Lozan'ı hayata geçirenleri bugün saygıyla anıyorum. Cumhuriyeti emekle kurduk, gözyaşıyla kurduk.
Bizim ayakkabımız yoktu, çarıklarımızı giydik. Silah yoktu, kurşun yoktu, para yoktu. Ama birlik ve beraberlik vardı. İnşallah yine birlik ve beraberlik içinde Türkiye'yi çağdaş uygarlığa ulaştıracağız.
Bugün basın bayramı. Basın özgürlüğünü hep beraber savunacağız. 15 Temmuz darbe girişiminin yenilgiye uğramasının unsurlarından biri medya özgürlüğüdür. Medya özgürlüğü bizim tarihimizde, geleneğimizde var. Dün medya özgürlüğüne karşı çıkanlar bugün yaptıkları hataların inşallah farkına varırlar. Basını özgür olmayan bir toplumun kendisi de özgür değildir.
"EN AĞIR BEDEL ÖDEYEN CHP'DİR"
Biz özgürlük için, demokrasi için büyük bedeller ödemiş bir milletiz. Türkiye'de kazanılan her hak yapılan mücadeleler sonucunda kazanılmış bir haktır. Hep beraber cumhuriyete ve demokrasiye sahip çıkmalıyız.
15 Temmuz akşamında darbeye karşı direnmek, darbeyi dışlamak Türkiye'den hepimizin ortak görevi oldu. Darbeye karşı çıkan bütün siyasal partilerin genel başkanlarını, onlara destek veren bütün vatandaşlarımı yürekten kutluyorum.
Darbeler tarihine bakınca en ağır bedeli ödeyen CHP'dir. Biz demokrasinin kıymetini de darbecilerin ne mal olduğunu da en iyi bilen partiyiz. Biz gerekirse canımızı, malımızı ortaya koyduk.
Bu darbe girişiminin en belirgin özellliği meclisin bombalanmasıdır. O kurşunlar yağarken parlamentoda görev yapan milletvekili arkadaşlarım darbeye karşı dik durdu. Türkiye dik durdu ve demokrasi kazandı.
"DEMOKRASİ YAŞAM BİÇİMİDİR"
Demokrasi bir yaşam biçimidir, insana saygıdır, düşünceye saygıdır, demokrasi insan demektir. Demokrasi din ve vicdan özgürlüğü demektir. Laiklik her inancın güvencesidir. Demokrasi aynı zamanda sosyal devlet demektir. Demokrasi vatandaşın özgürlüğü demektir.
Darbe sonrasında emre uyan er ve erbaşların linç edilmesini kabul etmiyoruz. Linç edenlerin yargılanmasını istiyoruz. Komutanın verdiği emre bütün erler uyarlar. Emre uydu diye linç ederseniz peygamber ocağına ihanet etmiş olursunuz. Darbeciler yargılanırken erleri linç edenlerin de yargılanmasını bekliyoruz, bunların takipçisi olacağız.
Darbeye de, darbecilere de, diktaya da karşıyız. Demokrasi aynı zamanda güçler ayrılığı demektir. Çağdaş demokrasilerde dördüncü güç medyadır. Demokrasi tarihini yazacak olanlar Taksim Meydanı'ndan şu çağrıyı yapıyorum. Gelin medyayı da dördüncü güç olarak anayasamıza yazalım.
"TAKSİM MEYDANI KAPATILMAMALI"
Biz polis devletine, baskıcı bir rejime karşıyız, yaşasın özgürlükçü demokrasi diyoruz. Darbecilerin kitabında işkence vardır. Darbe hukukunda darbe yönetiminde düşünce özgürlüğü kavramı yoktur. Herkesin düşüncesini özgürce açıkladığı bir Türkiye'den yanayız.
Umarım ve dilerim geçmişteki hatalardan Türk siyaseti gerekli dersleri çıkarır. Bütün vatandaşları kucaklayacağız, devlette liyakat sistemi egemen oluncaya kadar. Taksim meydanı kapatılmamalı, hiçbir meydan kapatılmamalı. Meydanlar halkın enerjisini boşaltabileceği alanlara dönüşebilmeli.
Balyoz, Ergenekon, casusluk davası pek çok asker gereksiz yere hapse atıldı. Onlara yapılan haksızlığı hepimiz biliyoruz. İade-i itibar yapılmalı. Bir haksızlığı düzeltmek durumundalar. Eğer demokrasiyi savunuyorsak bütün siyasi partilerin genel başkanlarına özellikle hükümete sesleniyorum. Gelin Silivri zindanlarında hayatı mahvedilenlerin itibarını iade edelim.
Demokrasi ben her şeyi bilirim değildir. Her şeyi bilirim darbecilerin ve diktacıların işidir. Demokratların işi ehline teslim etmektir. Umarım 15 Temmuz darbesi uzlaşma kültürünü hayata geçirir. Darbecilerin zihin dünyasında dayatma vardır, uzlaşma yoktur.
İstanbul Taksim'den Hakkari'ye Edirne'ye Muş'a İzmir'e Yozgat'a Balıkesir'e Antalya'ya karadeniz'e Zonguldak'a Trabzon'a selam olsun.. Demokrasi için selam olsun. Özgürlük için selam olsun. Biz Taksim'de olanlar bütün Türkiye'ye gönlümüzü açıyoruz. Ne darbe ne dikta, yaşasın özgürlükçü demokrasi.