İşte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:
Bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. Ayrılık zamanı değildir, birleşme zamanıdır. Türkiye’nin çıkarları için çocuklarımız için özgür ve bağımsız Türkiye için tek adres var, halkın partisi Cumhuriyet Halk Partisi. Geçmişte merkez sağda, solda yer alabilirler. Nerede yer alırlarsa alsınlar kucağımızı açıyoruz, Türkiye için açıyoruz. Bayrağımız vatanımız için açıyoruz. Gelin, altı ok sizleri bekliyor.
HRANT DİNK CİNAYETİ
Sekiz yıl önce Hrant Dink öldürüldü. Sekiz yıldır asıl faillerin ve arkasındaki örgütün ortaya çıkmasını bekliyoruz. Türkiye faili meçhuller ülkesi olmamalı. Bu ülkenin hiçbir yurttaşı faili meçhule kurban gitmemeli. Eğer bir kişi öldürülüyor katlediliyorsa failleri yakalamak arkasındaki örgütleri ortaya çıkarmak hükümetlerin temel görevidir. Sekiz yıldır olmadı bekliyoruz. Dönemin başbakanı dedi ki “bu cinayet aydınlatılacaktır. Ankara’nın karanlık dehlizlerinde bu kaybolmayacaktır” dedi. Yine bekleyeceğiz, failler ortaya çıkıncaya kadar. Biz kendi ülkemizi ve yurttaşlarımızı seviyoruz. Kimliği inancı yaşam tarzı ne olursa olsun herkese kucağımızı açıyoruz.
Hepiniz çok iyi bilirsiniz, gazeteci Nedim Şener. Bir kuyumcu titizliğiyle bu olayı sorguladı. Kitaplarını yazdı, belgelerini ortaya koydu. Hapislere atıldı ama o yılmadı. Olayın aydınlanması için elinden gelen her çabayı gösterdi. Biz bu tür çabaları her zaman saygıyla karşılayacağız. Bedel ödense bile aydının toplumu aydınlatma görevi olduğunu hiç unutmamalıyız. Ona da buradan saygılarımızı gönderiyoruz.
Geçen hafta sayın başbakan şeffaflıkla ilgili basın toplantısı yaptı. Dedim ki çok güzel başbakan oturacak “devlette şeffaflığı getiriyoruz. Öncelikle kaçak sarayın maliyetini açıklayacağım” demesini bekliyorduk. Hiçbir şey yok. Devlette şeffaflığın iki temel özelliği vardır.
Bir her kuruşun hesabını vereceksin. Hangi şeffaflıktan bahsediyorsun? Hem para pul götürüyorsunuz, kalkmışsınız şeffaflıktan bahsediyorsunuz. Yani Sayıştay’a baskı yapıp kamu harcamalarını eleştirmeyin diye bir şeyin içine girmeyeceksin. Bunlar şeffaflıktan bahsediyorlar. Sonunda çıktı ne olduğu. Efendim ihbarı yapan memurlar korunacakmış.
“GÖZÜNÜ SEVDİĞİMİN AHMET DAVUTOĞLUSU”
Gözünü sevdiğimin Ahmet Davutoğlusu, memur Teoman’ı nasıl hatırlamazsın? Ne diyordu Rıza Sarraf “para veriyorum almıyor, ne yapacağımı bende şaşırdım” diyor. Ne yaptınız? Memur Teoman’ı sürdünüz. Siz eğer memurları koruyacaksanız, kendinize bir bakın, şeffaflık nedir öğrenin.
Çok önemli bir projemiz var. TBMM’de iç tüzüğü değiştireceğiz ve kesin hesap komisyonu kuracağız. Yani bütçe harcandıktan sonra paraların nerelere harcandığını gösteren kanun. Kesin hesap komisyonunun başkanı muhalefetten olacak, iktidardan değil. iktidar muhalefete hesap verecek. Halk partisi olarak iktidar olduğumuzda ilk yapacağımız işlerden birisi budur.
“TÖVBE ONLAR GİBİ YÖNETEMEYİZ… BİZ ÇALMAYI BİLMEYİZ”
Biz çarpmayız çırpmayız. Ne deniyordu? Çalmayız çırpmayız. Dilimizde dönmüyor bu işlere ne yapalım. Aklımız ermez bu işlere. Bizi eleştiriyorlar, CHP olarak sizde onlar gibi yönetebilecek misiniz? Diyorum ki hayır tövbe onlar gibi yönetemeyiz. Biz çalmayı bilmeyiz, namusumuzla ahlakımızla yönetiriz biz.
Bir öneri daha getirmiş, il başkanı mal bildiriminde bulunacaksın diye. Yolsuzluğun boyutuna bakın. Düzgün çalışan adalet ve kalkınma partisi yöneticilerine bir şey demiyorum, onlar elbette mal bildiriminde bulunuruz diyebilirler. Ama biri çıkıp da yönetici bulamayız diyorsa bizimle beraber yürütecek yönetici bulamayız demek istiyor.
“TOPLUMU KIŞKIRTMAYANA DEVLET ADAMI DENİR”
Devlet adamı denen bir kavram var. Halkın çıkarlarını savunan adam. Kendisini değil devletin çıkarlarını önceleyen adam demek devlet adamı. Halkına doğruları söyleyen, toplumu kışkırtmayan birbirine düşman etmeyen bir kişiliktir devlet adamı. Tipik örneği Hollande’dır. Bir mizah dergisine yapılan saldırıdan sonra Müslümanlıkla terörü birbirinden net şekilde ayırdı. Merkel’dir. Müslümanlık asla ve asla terörle bağdaşamaz diye cümleler kurdu. Bunlar devlet adamıdır. Bir grubu kışkırtmak doğru değildir.
“SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZİN KARİKATÜRÜNÜ ÇİZEN İNSANLARA DESTEK VERMEK İÇİN ORAYA GİTTİN” DEMEDİK
Sayın Davutoğlu mizah dergisine yapılan saldırıdan sonra Paris’e gitti. Devlet adamlarıyla birlikte yürüdü. Biz hiçbir zaman şu eleştiriyi yapmadık. Arkadaş sen sevgili peygamberimizin karikatürünü çizen insanlara destek vermek için oraya gittin demedik, diyemezdik. Gittin geldin. Arkadan CHP’yi suçlamaya başladın. Meydanlara çıkıyor söylediği şu “CHP hazreti peygamberlere hakaret eden karikatürleri savundu”
“BÖYLESİNE ALÇAKÇA BİR SUÇLAMAYLA HİÇBİR ZAMAN KARŞI KARŞIYA KALMADIM”
Hayatımda böylesine alçakça bir suçlamayla hiçbir zaman karşı karşıya kalmadım. Nasıl yapıyorsunuz siz bunu? Yahu insanda vicdan olur, ahlak olur. Alçak diyeceğim de alçağın da bir sırası var, çukur… Devlet adamlığı bu mudur? Böyle bir şey olabilir mi? İnsanların yüreklerine kin ekmek kin tohumları ekmek bir başbakana yakışır mı? Yani başbakan diyoruz ama siz de biliyorsunuz sanal başbakan. Böylesine bir iftira nasıl atılır?
“SEN KİM OLUYORSUN DA BENİM DİNİMİ İNANCIMI SORGULAYACAKSIN?”
Bütün yurttaşlarım öğrensin. Muhafazakar kardeşlerim, dindar kardeşlerim. Hepiniz çok iyi bilin. CHP hiçbir zaman hiçbir kutsalın karşısında olmamıştır hepsine saygı göstermiştir. Bütün peygamberleri de dört kitabı da hak biliriz. Eskiden beri bizi suçluyorlar. Dinimizi inancımızı sorguluyorlar. Sen kim oluyorsun da benim dinimi inancımı sorgulayacaksın? Sana bu yetkiyi kim verdi? Bunlar karanlık dünyaların adamlarıdır. Asıl İslamiyet’e asıl Müslümanlığa en büyük kötülüğü yapan bunlardır. Biz söylerken delille konuşuruz, belgeyle konuşuruz.
“MÜTEDEYYİN KARDEŞLERİME SÖYLÜYORUM. BENİ İYİ DİNLEDİN”
Şimdi ben bütün yurttaşlarıma söylüyorum. Özellikle de muhafazakar kardeşlerime, dindar kardeşlerime, mütedeyyin kardeşlerime söylüyorum. Beni iyi dinledin.
Bir… 3 Mart 2014: bunların genel başkanı Muğla’da konuşuyor “bizim rahmetimiz gazabımızı aşacaktır” diyor. Kimsin sen? Sözlükte rahmet nedir onu okuyayım “Allah’ın kullarına acıması, onlara sevgi merhametle muamele etmesi manasında” bu mudur Müslümanlık? Bunu bir CHP2li söyleseydi, yer gök inlemişti, ne din ne iman her türlü hakaret yapılmıştı. Bunların genel başkanı söylüyor bunu.
İki… İçişleri Bakanı Efkan Ala, hala içişleri bakanı 14 Temmuz 2014. “Peygamber gurura kapıldı biz gurura kapılmadık” diyor. Lütfen iyi dinleyiniz. Onların bakanı hala koltuğunda oturuyor. Hala Davutoğlu’nun kol kanat gerdiği birisi, yolsuzlukları kapatan birisi. Kendisini peygamberden üstün gören bir zihniyet. Şimdi Davutoğlu’na soruyorum. Sevgili peygamberimize hakaret eden kim? Sen ağzını açıp bir cümle kullandın mı acaba?
Üç… AKP Düzce milletvekili İbrahim korkmaz 2 ocak 2015 “Hazreti İbrahim tabi ki benim Hazreti Muhammed ise en küçük kardeşim” diyor. Herkesin önünde söylüyor. Tepki gelince de ben şaka yaptım diyor. Ne zaman peygamberler gırgır konusu olmaya başladı? Davutoğlu buna bir şey diyor mu? Diyemez. Onların inancı farklı. Bize Müslümanlığı böyle öğretmediler. Bize saygıyı öğrettiler, sevgiyi, inanmayı, çalmamayı öğrettiler.
“OY VERDİĞİNİZ PARTİ İŞTE BUDUR. SENİN İNANCINI SÖMÜRÜYOR”
Aydın il başkanı AKP’li 14 Kasım 2009 merkez ilçede konuşma yapıyor. “Genel başkanımız ve başbakanımız bizim için adeta ikinci peygamberdir” diyor. Sevgili mütedeyyin, muhafazakar, dindar kardeşlerim. Daha düne kadar gidip oy verdiğiniz parti işte budur. Senin inancını sömürüyor. Ne demek ikinci peygamber? Davutoğlu bir şey dedi mi, demedi. Abisi bir şey dedi mi demedi. Çünkü bunların amacı ne? Din tüccarlığı yapıyor bunlar dindar değiller bunlar. Dini siyasete alet ediyorlar bunlar. İktidarda kalmak için yapmayacakları şey yoktur.
Altı… AKP düzce milletvekili 16 Ocak 2014 Başbakan Erdoğan için söylüyor “Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider var. işte bunun için önünü kesmek istediler” bütün dindar kardeşlerime sesleniyorum. Ne zamandan beri bir siyasi lider Allah’ın bütün vasıflarını toplamaya başladı. Hala inanmayacak mısın? Hala konuşmayacak mısın?
Sözde bu ülkede bir de diyanet işleri başkanlığı var. Nasıl oluyor bunlar? Hiçbir CHP’li namuslu hiçbir yurttaş mütedeyyin hiçbir yurttaş böyle bir cümle kullanamaz. Ama bunlar siyasette kullanıyorlar.