HABER

Kılıçdaroğlu: Kirli yüzleri, kirli dilleri görünüyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış'a ait olduğu ve Kuran'daki bazı ayetlerle dalga geçildiği öne sürülen ses kaydıyla ilgili hükümete sert sözlerle yüklendi.

TOKAT (ANKA) - Kılıçdaroğlu, Tokat Cumhuriyet Meydanı'nda partisinin düzenlediği mitingde konuştu. Konuşmasının başında tren kazasında hayatını kaybeden vatandaşlar ile Niğde'nin Ulukışla İlçesi'nde otoyolda yol kontrolü yapan jandarmalara yapılan saldırı sonucu şehit olan 2 asker ve 1 polis memuruna Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi. Kılıçdaroğlu, "Şehitlerimizin yanındayız, onlar bizim onurumuzdur sonuna kadar onları anacağız, bu bizim sözümüzdür" dedi. Bu sırada meydanda "Şehitler ölmez vatan bölünmez" sloganları atılırken Kılıçdaroğlu da, "Güzel bir şiir var "bayrakları bayrak yapan üzerindeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır'. Biz bunun mücadelesini veriyoruz" diye konuştu.

-"BAYRAK 76 MİLYON YURTTAŞIN BAYRAĞI, SENİN BABANIN BAYRAĞI DEĞİL"-

Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin seçim kampanyası reklamında Türk Bayrağını kullanmasına tepki göstererek şöyle konuştu:

"Edirne Kırkpınar Güreşlerinde gördüğüm bir manzara beni gerçekten yürekten vurdu. Şeref tribünün önünden Türk Bayrağı geçerken, herkes ayağa kalktı ben dahil ama 4 AKP'li bakan ayağa kalmadı. Tokat'ın vicdanına sesleniyorum, ayağa kalkmayan o 4 bakan için Başbakanlık koltuğunda oturan zat bir şey yaptı mı, bir laf söyledi mi? Şimdi reklamlarda Türk bayrağını kullanıyor. O bayrak 76 milyon yurttaşın bayrağıdır, senin babanın bayrağı değildir o. İşine gelince kullanacaksın, işine gelince ayağa kalkmayacaksın. Hangi koşullarda olursa olsun, ne olursa olsun biz bayrağımızın önünde ayağa kalkarız, nokta."

-AK PARTİLİLERE: "BU KİŞİLERİ TANIDINIZ MI?"-

Kılıçdaroğlu, Tokat'ta eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış'a ait olduğu ve Kuran'daki bazı ayetlerle dalga geçildiği öne sürülen bir ses kaydıyla ilgili de konuştu. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"Allah aşkına Tokatlıların vicdanına sesleniyorum, Kur'an-ı Kerim bütün İslam dünyasının ortak kitabıdır. Hepimizin saygı duyduğu bir kitaptır. Asla ve asla oradaki hiçbir ayetle ilgili farklı bir şey söylemeyiz, huşu içinde okuruz, saygı duyarız. Bu adam kalktı internette bir gazeteciyle konuşuyor. Özür diliyorum ama ağza alınması gereken laflar ediyor. Şimdi ben Tokatlıların vicdanına sesleniyorum, eğer bunu diyelim ki CHP'den bir kişi söyledi. Emin olun kıyamet kopardı. Hükümet kıyameti koparırdı. Biz ne yapardık, derdik "kusura bakma kardeşim inançlarla dalga geçiyorsan senin bu partide yerin yoktur' derdi. Neden, çünkü CHP her inanca saygı gösterir. Peki bu başçalan Kur'an-ı Kerim'le dalga geçen bu bakan hakkında bir şey söyledi mi? Partisinden attı mı? O zaman ayın 30'u geliyor, sandığa gideceğiz o dersini vermiyorsa dersini biz vereceğiz.

Düne kadar CHP hakkında neler söylüyorlardı; "CHP şöyledir, böyledir. CHP şunu yaptı, bunu yaptı' diye. Kirli yüzleri görünüyor, kirli dilleri görünüyor, ahlaksızlıkları görünüyor, inanca saygı göstermedikleri görünüyor. "Ben her Cuma günü Kur'an'dan bir ayet sallarım' diyor. Şimdi ben Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren saygıdeğer yurttaşlarıma seslenmek istiyorum; bu kişileri tanıdınız mı, tanımanız gerekir. Yolsuzluk, hırsızlık, kul hakkı yemek bunlarda var, tüyü bitmemiş hakkını yemek bunlarda var. Bakanların çocuklarının yatak odalarına milyonları sıralamak, boy boy para kasaları koymak bunlarda var. Yalan da bunlarda var. O zaman sevgili Peygamberimizin söylediği bir şey çok önemli, yalanla iman bir arada olmaz. Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren saygıdeğer yurttaşlarımın vicdanına sesleniyorum, ayın 30'unda sandığa gideceksiniz helale mi ortak olacaksınız, harama mı ortak olacaksınız? Hepimiz helale ortak olacağız. Bu ülkede tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyacağız, her kuruşun hesabını bu millete vereceğiz."

Bu arada Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının öncesinde "Kur'an-ı Kerim'le dalga geçenlere dur diyecek misiniz" şeklindeki anons da dikkat çekti.

-"İNATLA O SAVCIYI BEKLİYORUZ"-

Kılıçdaroğlu, dün TBMM Genel Kurulu'nda fezlekelerin görüşüldüğünü anımsatırken, "4 bakanın fezlekesi geldi ama başçalanınki gelmedi. Onun için helal süt emmiş, ülkesini seven, yürekli bir savcı arıyorum. Bir daha söylüyorum, başçalan için dürüst, onurlu, namuslu bir savcı arıyorum. O savcı çıkacak mı, herhalde çıkacaktır. Bekliyoruz, inatla bekliyoruz" diye konuştu.

TBMM'de kurulması planlanan Soruşturma Komisyonuyla ilgide de Kılıçdaroğlu, "Bu fezlekeleri açıklayın, ne var içinde' dedik. Çünkü milletvekili el kaldıracak, neye göre el kaldıracak? E peki olayı bilmeden nasıl "soruşturma açılsın' diyecek? Açıklamadılar, gizlediler" dedi.

-"TUTTURMUŞ PARALEL DEVLET MİLLETİN KAFASINI KARIŞTIRMAK İSTİYOR"-

17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu üzerinden Başbakan Erdoğan'a yüklenen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Geçen gün Sümeyye'nin hangi uçakla hangi koltukta oturarak İstanbul'a gittiğini açıkladık. Kendisinin hangi saat, hangi dakika, hangi saniye Bilal'le ne kadar konuştuğunu açıkladık. Sesi çıkıyor mu? "Bunları paralel devlet yaptı' diyor. Kendisine sordum, bir bakanın koluna 700 bin liralık saati paralel devlet mi taktı? Tık yok, ses yok. Senin oğlunun evine 1 milyar dolar parayı paralel devlet mi koydu? Ses yok. O bakanların çocuklarının yatak odalarına boy boy kasaları paralel devlet mi koydu. Yine ses yok.

Habire tutturmuş paralel devlet. Milletin kafasını karıştırmak istiyor. Buradan söylüyorum, temiz, namuslu adamsan, ar damarın varsa istifa edersin mahkemeye gidersin, aklanır gelirsin benim başımın üzerinde yerin var. Mahkemeye korkar gidemez, neden? "Ben yürütme organıyım başıyım' diyordu, ben senin neler yürüttüğünü biliyorum.

4 Bakan ne kadar malı götürmüş, meclisteki fezlekelerde var. Onun için gizlemek istiyorlar. İstedikleri kadar gizlesinler. Bu ülkede namus timsali olan bir parti var CHP, bütün bu kirlilikleri açıklayacağız, siyaseti temizleyeceğiz."

-WULFF ÖRNEĞİ-

Kılıçdaroğlu, eski Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff'un bugün kendisini ziyaret ettiğini anımsatırken, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu cumhurbaşkanı genç birisi, istifa etti. Nedeni şuydu; cumhurbaşkanı seçilmeden önce bir arkadaşı için telefon ediyor ve "ona düşük faizli kredi açın' diyor. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra bu medyaya yansıdı, "bir cumhurbaşkanı bir kişi için bir bankayı kullanamaz' diye. Olay ortaya çıktıktan sonra bu kişi cumhurbaşkanlığı koltuğundan ayrıldı ve mahkemeye başvurdu. Mahkeme aklandı. Peki bizde? Adam malı götürmüş, 30 milyon avro, kalan parayla da "falanca yerde ev satın alacağım' diyor. Hala koltuğuna yapışmış, "ben buradan ayrılmayacağım' diyor. Türkiye bu yükü kaldırmaz. Demokrasi, özgürlükler bu yükü kaldıramaz."

-"NE YAPTILAR, SAT SAT HARCA, SAT SAT MALI GÖTÜR"-

Siyasetçi zenginleştiğinde halkın fakirleştiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bize devlet maaş veriyor. Milletvekili seçildik ayda 10 bin lira maaş alıyoruz, gül gibi de geçiniyoruz ama o kalktı başka ülkenin başbakanına dedi ki, "ben başbakanım benim aldığım aylık bana yetmiyor' dedi. Yahu yüzüne gözüne dursun" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, "CHP gelirse devleti yönetemez' yorumunda da tepki gösterirken, "1930 yılına kadar bu ülkenin parası yoktu. Merkez Bankasını kuran biziz, Diyanet İşleri Başkanlığını kuran biziz, ilk uçak fabrikasını, Sümerbankları, Etibankları kuran biziz. Onlar ne yaptılar sat sat harca, sat sat malı götür. Her kuruşun hesabını veririz biz" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının ardından CHP Tokat Belediye Başkanı Adayı Hadiye Ardahanlı ve ilçe belediye başkan adaylarının tanıtımı yapıldı. CHP'nin Tokat mitingine Genel Başkan Yardımcıları Gürsel Tekin ve Gökhan Günaydın da katıldı.

En Çok Aranan Haberler