ERMENEK (Karaman), (DHA) - Kılıçdaroğlu, Ermenek'te facia ocağından 38 gün sonra cansız bedenleri çıkartılan 5 madencinin cenaze törenine de katıldı.
Kemal Kılıçdaroğlu, Karaman'ın Ermenek İlçesi'nde 28 Ekim günü 18 işçinin mahsur kaldığı maden ocağından son çıkartılan 5 işçinin cenaze törenine katılmak için Ermenek'e geldi. İlk olarak Kazancı Beldesi'nde oturan, oğlu Tezcan Gökçe'nin cenaze namazında ayağında yırtık lastik ayakkabıyla saf tutmasıyla gündeme gelen Recep Gökçe ile 'Oğlum yüzme bilmezdi' sözleriyle Türkiye'yi ağlatan eşi Ayşe Gökçe'yi ziyaret etti.
LASTİK AYAKKABISINI DEĞİŞTİRDİ
Ziyaret öncesi evinin bulunduğu sokağa mıcır dökülürken ayağında lastik ayakkabı olanRecep Gökçe, Kılıçdaroğlu'nu karşılarken ayakkabılarını değiştirip deri ayakkabı giydi. CHP liderini 'Hoş geldiniz' diyerek karşılayan Recep Gökçe, Kılıçdaroğlu'nun daha önce beldeye yaptığı ziyarette de karşılaştıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, Recep Gökçe'ye taziye dileklerinde bulunup evinde sohbet etti, bir isteğinin olup olmadığını sordu. Recep Gökçe de her hangi bir isteğinin olmadığını belirtti.
Kazancı Belde Belediye Başkanı CHP'li Uğuz Tekin de, Recep Gökçe'nin evinin tadilat yapılması için çalışma başlattıklarını Kanal D' de yayınlanan 'Evim Şahane' programı tarafından evde düzenleme yapılacağını anlattı.
Kemal Kılıçdaroğlu daha sonra aynı beldede oturan ve aynı madende hayatını kaybeden Mehmet Tokat'ın ailesini ziyaret edip, Tokat'ın yetim kalan çocuklarıyla yakından ilgilendi. Ziyaretler sırasında her iki aileye de içinde kıyafet olduğu belirtilen paketler verildi.
GÖNLÜ SARAYDAN BÜYÜK
Kemal Kılıçdaroğlu, ziyaretin ardından beldedeki bir kahveye geçip, vatandaşlarla sohbet etti. Burada vatandaşlara "Saray konusunda ne düşünüyorsunuz?" dedikten sonra, yanındaki Belediye Başkanı CHP'li Uğuz Tekin'i gösteren Kılıçdaroğlu, "Bizim başkan saray yaptırdı mı?" diye sordu. Kahvedekiler, "Yaptırırsa biz izin vermeyiz'' yanıtını verdi.
Söze giren bir kişinin az önce ziyaret edilen madenci babası Recep Gökçe'yi kastederek, "Bizim Recep amcanın sarayını görmüşsünüzdür'' demesi üzerine Kılıçdaroğlu, ''Onun gönlü, yüreği o saraydan büyük'' diye konuştu.
SEÇİM BARAJINI ANAYASA MAHKEMESİ KARAR VERECEK
Kendisine yöneltilen sorular üzerine yüzde 10'luk seçim barajının doğru bir uygulama olmadığını, bunun yüzde 5'e indirilmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "'Yüzde 34 oy alıyor, Meclis'in yüzde 65 oranında milletvekili çıkarıyor, bu olmaz. Bu haksızlık giderilir mi, giderilmez mi kararı hakimler verecek. Bu karara hepimiz de katılsak da katılmasak da uyacağız'' dedi.
Bir kişinin 'Fethullahcıların bir oyunu diye düşünüyoruz' demesi üzerine Kılıçdaroğlu, ''Bu olay daha önce de gündeme gelmişti'' dedi. Türkiye'nin durumunun kötüye gittiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Türkiye kötüye gidiyor. Sadece Türkiye'deki vatandaşlar bunun farkında değil. Gidin Amerikalıya, İngilize, Almana, Hollandalıya sorun, hepsinin kafasında aynı soru var. 'Türkiye iyiydi nasıl oldu da böyle kötü bir tabloyla karşı karşıya kaldı' diye. Onlar da kaygı duyuyorlar, yasaklar geliyor, baskılar geliyor, bunları aşmamız lazım artık. Toplum çok kamplaştı. Birbirine düşman haline geldi. Toplumun bu kamplaşmadan kurtulması lazım. Siyasi düşünceler farklı olsa da bir araya gelip sohbet etmesi lazım.''
'DEMOKRATİK YOLLA GELDİLER, DEMOKRATİK YOLLA GİDECEKLER'
Bir kişinin 'Padişahlığı yıkmak için sol partilerde birleşim şart oldu' demesi üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Padişahlık mı, sultanlık mı, bilemiyorum. Ama ona kimsenin gücü yetmez arkadaşlar. Bir tek CHP'li kalsa bile yeter. Kimsenin endişesi olmasın o konuda. Onların niyetleri olabilir ama onların gücü yetmez. Bu ülkeyi biz kanla, gözyaşıyla kurduk, birileri gelsin bizim acılarımızı sömürsünler, kanımızı, gözyaşımızı görmesinler, ben geleceğim sultanlık kuracağım, yemeyiz onu arkadaşlar, kimse kusura bakmasın. Demokratik yollarla geldiler, demokratik yollarla da gidecekler. Bu işin özü budur.''
'İNANÇLARI SÖMÜRDÜLER'
Kılıçdaroğlu, 'vatandaşın inancının, etnik kimliğinin sömürüldüğünü, insanların birbirine düşman edildiğini söylerken, "Biz tam tersi, inancına, kimliğine, yaşam tarzına saygı göstereceğiz. Bu ülkede barış ve huzur içinde yaşayacağız. Demokrasimizi güçlendireceğiz" dedi.
Kendilerinin temel derdinin madenci babası Recep Gökçe'nin derdi olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Recep niye lastik ayakkabı giyiyor, benim derdimin o olması lazım" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Benim derdim sarayda oturmak değil ki. Dert nedir? Bu ülkede herkesin karnı doyacak, anneler çocuklarını huzur içinde okula gönderecek, herkesin işi, aşı olacak. Asıl derdimiz budur. Onların derdi bu değil. Onların derdi, ben sarayda nasıl yaşarım, yandaşıma nasıl bir şeyler yaratırım, çocuğuma bir gemi nasıl alırım. Onların çocukları işsiz değil ki. Bir insan yeraltında niye çalışır? O koşullarda niye çalışır, başka geçinecek yer yok, alan yok, iş yok. Siyasetle bunun üstesinden geliriz, yeter ki dürüst, namuslu, olalım, vatandaş için çalışalım. Vatandaşın sesini, sözünü dinleyelim, onun tenini koklayalım, asıl amacımız o. Bizim siyaset o sorunları çözecek. Siyaset vatandaşın kimliğini, inancını oynamak, onu sömürmek değil. Allah ile kul arasına kimse girmez. Müslümanlıkta da böyle bir şey yok. Kimsenin öyle bir yetkisi yok. Ama onlar kendilerini yetkili görüyorlar."