İYİ Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, Habertürk'te Gazeteci Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtladı.
Ağıralioğlu'nun açıklamalarından satır başları:
Düzenlediğimiz basın toplantısının muhteviyatıyla ilgili genel başkanımızla görüşmemiz olmadı. En son 3 gün önce görüştük. Süreci değerlendirdik, masadan kaldırıldı, tekrar masaya avdet edildi.
Seçime ilişkin olarak ve bir de parlamentoda temsiliyeti kuvvetlendirme yönünde istişarede bulunduk. Tek başına kalmanın, müstakil olmanın zorlukları, avantajları hem GİK hem divanda görüşüldü. Genel başkan da masadan kalkarken de 'GİK'in onayıyla veriyoruz' demişti. Biz konuştuğumuz meseleleri sizin programlarınızda da üç dört senedir konuşuyoruz.
Biz süreç içerisinde gadre uğrayan partiyiz. Masada itiraz eden kalkan bizmişiz diye takdim edilen bir süreç yaşandı.
Masanın kuruluşundan itibaren güçlendirmek için her şeyi yaptığı yerde bir milim oynamadık. İstişare, mutabakat, ortak akıl, usule ve esasa dair ne varsa hepsinin arkasında bir milim oynamadan duruyorduk. Masayı alıp gittiler. Masada 5 kişinin onayı alınmış oldu. Masa önümüzden kaldırıldı, masayı alıp gittiler.
İYİ Parti çok arzu ediyor ki yüzde 65-75 olsun. Süreci bütün olarak takdim ettiğimiz esaslar çerçevesinde partinin siyasi menfaatini öncelemediğimiz için yaptıklarımızın nezaketsizlikle karşılaşması partiyi şoka soktu.
Burada tekliflerimizin merkezinde olan, daha çok mutabakatla kazanmak. Masada İYİ Parti yok sayılarak 'Siz imzalamasınız da olur' cüretkarlığına kavuşması asla kabul edilir bir şey değil.
Masada kriz yaşandı. Biz kavga edersek de mutabık kalırsak da tutacağımız hat, iktidara yönelttiğimiz ahlaki üstünlüğümüzü muhafaza etmek.
Bizden özür dilenmedi. Tekliflerimiz nezaketle karşılanmadı. Şunu demek zorundaydım; ahlaki üstünlüğünü kaybederek girdiğimiz yarışta daha hoşgörüsüz ve sizi tenkit edenlere saldırgansanız, milletinizin karşısına çıkıp benim böyle olduğunu bildiğim adayı bize dayatmada bulunamazsınız.
Söylediklerimizin ciddiye alınmadığını gördüm. Ben partimden rahatsız değilim, partime yapılanlardan rahatsızım. İYİ Parti'nin kırmızı çizgilerinin doğru anlaşılmasını isterim. Ben testi kırılmadan uyarmış oldum.
'Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Cumhurbaşkanı adaylığı' sürecine nasıl bakıyorum? Nasıl yönetiyorsunuz? Muhalefetteki demomuz budur. Ben endişemi ifade ettim. Kurucusu olduğumuz masada bize böyle davranan, yarın güçlü olduğunda bize ne yapar endişesi duyuyorum.
Helalleşmek metaforuyla milleti sarıp sarmalarsanız İYİ Parti ile de helalleşeceksiniz. Benim itirazım partime yapılanlara, genel başkanımın maruz kaldığı muameleye.
Biz insanız, kalbimiz var, umutlarımız var. İYİ Parti şimdi sahada, gücünün kırılmasına sebep olan coşku kaybı var: o da bu süreçteki nezaketsizliktir.
Ben siyasette İYİ Parti'yi hep üçüncü yol gibi bildim. Benim mesuliyet alanımda hep bir makul üçüncü yol... 'Hepimiz beraberiz' diyebilen, seçmenin hepsini canından aziz bilen, herkesi kendinden bilebilen bir siyasi şuurun inşa edileceği kulvarda gördüm.
Partim adına hatırlattığım şey ilkeli mücadeledir. Mücadelemizi seçime, ittifaka hile karıştırmayalım. İlke alanından çıkmayalım. 'Önce yenelim, sonra bakalım' dediğiniz andan itibaren siyaseti itibarsız hale getiriyorsunuz. Bir kişinin her şeyi istemeye hak gördüğü bir sistem bu.
Anlaşamadığımız yerlerde problemleri çözerken iyi örnek olmalıyız. Hükümeti tenkit ettiğimiz ne varsa hepsinin çok daha fazlası CHP ile ayrıldığımız süreçte bize boca edildi. O beni şöyle ürküttü; 'eyvah ki eyvah' dedim...
Tam olarak itirazım, 'Bize mahkumsunuz, bize mahkumiyetinizi siyasi avantaja çevireceğiz' demek. Aslında HDP'ye imkan doğmuştu. Meselelerini Türkiye merkezinde konuşabilirdi. Türkiye'de devlet-millet bareberliğini, bir arada yaşamak irademizin ortasına PKK naraları atmayacaksınız, yaptığımız operasyonlara işgal demeyeceksiniz.
Ordumuz herkesi koruyor. Masaya bir koordinat çizilecekse, kırmızı çizgilerimiz ihlal olunca hiç kimseyi tanımayız.
Memleket mücadelesine devam edeceğiz. Türk milliyetçileri dağınık olarak girdikleri, birbirlerini boğazlayarak son seçimlerini geçiriyorlar.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesinden rahatsızlık duyduğu iddia edilen İYİ Parti Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, geçtiğimiz günlerde TBMM'de basın toplantısı düzenlemişti.
Ağıralioğlu bu kez de sosyal medya hesabı Twitter'dan paylaşımda bulunarak şu ifadeleri kullandı:
"Elli yıllık ömrümü ve mücadelemi sadece ve sadece kendisine adadığım; Aziz Türk Milleti: Bildiğiniz üzere, siyaseti kalbimle yapıyorum ve hep muhafaza etmeye gayret gösterdiğim nezaketli bir üslup hattı üzerinde konuşmaya gayret ettim, eleştirilerimi yaptım ve de mücadele ettim.
Bugüne kadar da hep inandıklarımı konuştum, hep kalbimden gelenleri ve doğru bildiklerimi söyledim. Hiç riyakârlık yapmadım, milletime hiç yalan söylemedim, ne arkadaşlarımı ne milletimi kandırmadım ve bilerek yanlışı savunmadım. Bu dosdoğru istikamet üzere de bir hat inşa ettim.
Siyasi rakiplerimize tenkitlerimizi ifade ederken kullandığım dile özellikle dikkat ettim. Ayrıştıran, kutuplaştıran ve milletimizi bıktıran kavga, hakaret ve tehdit diline de asla tevessül etmedim. Milletimizin hakkı için haykırdım ve doğru bildiklerimi de ısrarla savundum.
Bildiğiniz üzere, TBMM'de düzenlediğim basın toplantısı ile itirazlarımı ve şerhlerimi de ilkeli siyaset ve şahsiyetimize borcumuzun bir gereği olarak milletim ile paylaştım. Malum ve haklı itirazlarım sebebiyle de partimize 28. dönem milletvekili adaylık müracaatında bulunmadım.
İrademi beyan ettim. İradem nettir ve zamanla anlaşılacaktır. Parti teşkilâtlarımızın hissiyatı ise bilinsin, duyulsun istiyorum. Gelen telefonlardan anlıyorum ki kızgın, kırgın, üzgün, hırpalanmış ve kahırlı bir şekilde oy verilecek. Ben kendi adıma bu vebale ortak olmayacağım.
Benim kararım, daha önce ifade ettiğim kendi sözlerimin gereğidir. Beş yıldır birlikte mücadele ettiğim; kendilerini çok sevdiğim, kendilerinin de beni çok sevdiğine inandığım İYİ Parti ailesinin hiçbir ferdinin, bu itiraz sebebiyle üzülmesini ve itham edilmesini de asla istemem."