CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ak Parti'nin seçim bildirgesini bizzat okuduğu, kendi kanaatlerini ifade ettiği yönündeki açıklamalarını değerlendirirken "Sayın Erdoğan TBMM'ye geldi saygı ile karşılandı, kürsüye çıktı tarafsızlığı konusunda namus ve şerefi üzerine ant içti. Ama ettiği yemini tutmadı. Şu soruyu sormak isterim lütfen gazeteci arkadaşlarım da sayın Cumhurbaşkanı ile karşılaştıklarında aynı soruyu sorsunlar. Sizin kafanızdaki şeref ve namus kavramı nedir? Onu öğrenmek istiyorum" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Holliday Inn Otel'de, organize sanayi bölge başkanları ile bir araya gelerek sanayicilere yönelik projelerini anlattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı sert dille eleştiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Namus ve şeref kavramalarının bütün toplumlar için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. O nedenle insanlar ant içerken namusu ve şerefleri üzerine ant içerler ki toplumu tatmin etsinler güvence versin. Toplum, onun ettiği yemini tutmasını bekler. Sayın Erdoğan, TBMM'ye geldin saygı ile karşılandın kürsüye çıktı tarafsızlığı konusunda namus ve şerefi üzerine ant içti. Ama ettiği yemini tutmadı. Şu soruyu sormak isterim lütfen gazeteci arkadaşlarım da sayın Cumhurbaşkanı ile karşılaştıklarında aynı soruyu sorsunlar. Sizin kafanızdaki şeref ve namus kavramı nedir? Onu öğrenmek istiyorum."
Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na da seslenmek istediğini ifade ederken şöyle devam etti:
"Sen kendi seçim beyannameni hazırlamaktan acizsen o koltukta niye oturuyorsun? Senin danışmanların yok mu? Üzülerek söylüyorum çift başlı bir yönetim var. Düne kadar yoktu. Toplum bundan rahatsız. Cumhrubaşkanı Anayasada tanımı yapılan görevi yapsın itirazımız yok. Bir siyasal partinin açıkça destekçisi gibi davranırsa, o zaman adama sorarlar. Namus ve şereften sen anlıyorsun arkadaş? Neden yenin ettin? Namus ve şeref kavramı bu kadar ucuz mu?"
"ÖRTÜLÜ ÖDENEK BAŞBAKAN'IN NAMUSUNA TESLİM EDİLEN BİR PARADIR"
Cumhurbaşkanlığına genel bütçeden aktarılacak örtülü ödeneğe ilişkin Kılıçdaroğlu, "Örtülü ödenek Başbakan'ın namusuna teslim edilen bir paradır. Ancak ve ancak milli menfaatler için kullanabilir. Kullanacak kişinin de sorumluluğu vardır. Örtülü ödenek konusunda da sorumlu Başbakandır. Sorumluluğu olmayan bir kişiye neden örtülü ödenek veriyorsunuz? Bu şu anlama geliyor öyle olaylar olacak ki Başbakan'ın bile haberi olmayacak. O olayları finans etmeyi Cumhurbaşkanı üstlenecek. Bu Başbakan kağıttan Başbakan mı? İlkokul öğrencisi mi? Bu doğru değil. Sorumluluk üstlenen kişiye para harcama yetkisi verilir."
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın örtülü ödeneği nerede kullanacağını sorduktan sonra, "Büyük bir ihtimalle kaçak sarayın yapımında. Hadi 'İstihbarat işlerinde kullanılacak' diye düşünelim, MİT kime bağlı? Başbakan'a, Genelkurmay, emniyet istihbarat Başbakan'a, Cumhurbaşkanı'na ne bağlı? Siz Başbakanlığı, Başbakanı by-pass edip örtülü ödenek kullandığınız andan itibaren en büyük uyumsuzluğa imza atmış olursunuz" dedi.
"DIŞ POLİTİKA KONUSUNDA TÜRKİYE TECRİT EDİLMİŞ BİR DURUMDA"
Yemen krizi ve dış politikaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, "Dış politika konusunda Türkiye'nin sınıfta kaldığını bütün dünya biliyor. Türkiye tecrit edilmiş bir durumda. Dış politikanın milli olması lazım" dedi.
"NASIL BİR BAŞKANLIK SİSTEMİ?"
Başkanlık sistemini eleştiren Kılıçdaroğlu, "Millet diyorlardı değil mi, millet, millet, millet. Bu 550 vekili kim seçti? Millet seçti. Nasıl şimdi bekleme odasına aldı? Kim aldı millet mi aldı? Milleti sadece kendisi olarak gören bir anlayış demokrasiye en büyük zararı veren anlayıştır. Herkesin oturup düşünmesi lazım. Türkiye'nin geldiği nokta iyi bir nokta değil. Dünyanın sorunu var Türkiye'de, işsizlik yoksulluk sorunu var 29 milyon insanımız. 2 milyon Suriyeli burada, esnafın sorunları var. Biz bunları unuttuk bir kişiye göre rejim oluşturmaya çalışıyoruz. Nasıl bir başkanlık sistemi? ABD'deki gibi olmasın başka yerdeki gibi olmasın bize uygun başkanlık sistemi olsun. 200 yıllık Parlamenter sistem tecrübemiz var. Sorunları var mı var, neden kaynaklanıyor bu 12 eylül darbe yasalarında var. Gelin değiştirelim, çoğulculuktan niye korkuyoruz? Hepsine hayır dendi. Bir kişiye göre rejim oluşturacağız. Bu toplumun buna izin vereceğini sanmıyorum" diye konuştu.
"GÜZEL BİR ÖN SEÇİM YAPTIK"
CHP'nin gerçekleştirdiği ön seçimlerde Deniz Baykal, Önder Sav gibi önde gelen isimlerin arka sıralarda kalmasına ilişkin Kılıçdaroğlu, "Madem ki seçilen kişiye 'milletvekili' diyoruz, milletin vekilini milletin kendisi seçsin. CHP çok önemli bir adım attı. Ben genel başkan olarak şunu önerdim. Genç ve kadınlara önem verin. Madem ki nüfusun yüzde 50'si genç. Onlara siyasette imkan sağlayalım. Listeler bu çerçevede büyük ölçüde oluştu. Siyasette yeni atmosfer yeni insanlar olmalı. Biz bunu becerebildiysek bütün siyasi partilere de örnek olsun. Onlar da ön seçim yapsınlar. Bir demokrasi şöleni oldu. Elazığ'a gittim, bütün billboardlarda iktidar partisinin adayları vardı. Onlarda ön seçim mi var dedim, yok dediler. Eğer masa başında ben milletvekili adaylarını belirleyeceksem onun adına demokrasi denmez. Neye göre belirleyeceğim? Arkadaşım olacak, yeğenim olacak, başka bir şey olacak. Biz bundan çıktık, güzel bir ön seçim yaptık. Mutluyum. Hayırlı olsun diyorum" ifadelerini kullandı.
"EMİN OLUN SİYASETÇİ OLARAK UTANDIM"
Sanayici, üreticinin desteklenmesi gerektiğine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, "Az önce sayın başkan iki temel sorundan bahsetti, suyumuz, yolumuz yok dedi. Emin olun siyasetçi olarak utandım. Yol ne demek su ne demek. Ekmek su gibi bir şey siz bunları yapmak zorundasınız. Bir ülkenin büyümesi için tek çıkar yol üretimden geçmektedir" diye konuştu.
"SANAYİCİNİN ÖNÜNDEKİ ENGEL MAALESEF SİYASETTİR. KÜÇÜK HESAPLARDIR"
Kılıçdaroğlu, "Sanayicinin önündeki engel maalesef siyasettir. Küçük hesaplardır. Sanayicinin nitelikli elaman sorununu çözeceksiniz" dedi.
Bütün organize sanayi bölgelerinde yatılı meslek lisesi kurma projesine değinen Kılıçdaroğlu, "Bütün organize sanayi bölgelerinde yatılı meslek lisesi kuracağız. Yönetimini organize sanayi bölgesi yönetimine bırakacağız. Hangi nitelikte eleman işitiyorlarsa ona uygun eleman alacaklar. Bütün masrafların Milli Eğitim bakanlığı karşılayacak. 3. sınıftan itibaren staj görecek mezun olduğunda işi hazır olacak. İş garantili eğitim. Sanayici böylece ara eleman, nitelikli elman sıkıntım var demeyecek" açıklamasında bulundu.
"O KARARI MİLLİ EĞİTİME BIRAKIRSANIZ POLİTİK KARAR ALIRLAR"
Kılıçdaroğlu, "Dünya hızlı değişiyor eğitimde ayak uydurmak zorundayız. O kararı milli eğitime bırakırsanız politik karar alırlar. Ama sanayici ülkenin geleceğine dönük kararlar alır. Sanayici ekonominin kamu görevlisidir. Kendisi için çalışmaz. Ülkesi için çalışır" dedi.
"BÜTÜN KOBİLER İÇİN SIFIR FAİZLİ KREDİ PROJESİ"
Kılıçdaroğlu, "Bütün Kobiler için geliştirdiğimiz proje ödenen vergi ve sigorta pirimi kadar sıfır faizli kredi açılacaktır. Bundan hem devlet hem sanayici karlı çıkacak. İşsizlik azalacak" diye konuştu.
Sanayicilere seslenen Kılıçdaroğlu, "Sizden tek isteğim biz bu projemizi geniş kitlelere ulaştırmakta zorlanıyoruz. Medya arzu ettiğimiz kadar yer vermiyor. Gittiğiniz her yerde anlatın. Türkiye'nin huzura ihtiyacı var kavgaya değil. Biz kavga istemiyoruz" dedi.
(DHA)