CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni yasama yılının ilk grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkan satır başları şöyle;
Değerli arkadaşlarım, parlamentoda yeni bir döneme başlıyoruz. Şundan herkesin emin olmasını istiyorum, nerede bir haksızlık olursa, nerede bir hukuksuzluk olursa halkın partisi olan CHP onların yanında olacaktır.
'SAYIN BERBEROĞLU HOŞGELDİN'
Elbette ki ülkemizi seviyoruz, elbette ki insanlarımızı seviyoruz, haksızlığa ve hukuksuzluğa uğrayanların yanında olmak her şeyden önce bizim görevimizdir.
Aramızda sayın Enis Berberoğlu var, kendisine de hoşgeldin diyoruz. 464 günlük bir esaret yaşadı, haksız ve hukuksuz olarak hapiste tutuldu. Bu esareti aştık, dün yemin etti. Şimdi demokrasi üzerine düşen gölgeyi kaldırmak AYM'nin görevi. Sorun Enis Berberoğlu sorunu değildir, sorun bir demokrasi sorunudur.
Sorunu bir milletvekiline indirgersek haksızlık yapmış oluruz. Hapiste çok sayıda arkadaşımız var. Ece Sevim Öztürk, 4 aydır tutuklu gazeteci. Hiçbir günahı yok. Ama içeride.
Eren Erdem niye hapiste? Hangi gerekçeyle hapiste? Neden yurtdışına kaçsın? Dokunulmazlığı olmadığı dönemde defalarca gitti geldi.
Siz FETÖ'yle kol kola gezerken o sizi eleştirdi. O şimdi hapiste, ama dışarıda olanlar önemli görevlere getiriliyorlar. Bunun bizim gözümüzden kaçtığını düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Aynı şekilde işçiler hapiste avukatlar hapiste. Flormar işçileri aramızda. İşçiler ne istiyor? En somut ifadeyle anayasal haklarını kullanıyorlar. Sendikaya üye oluyorlar. Sendikaya üye olan 132 işçinin işlerine son verildi. Sendikalrın size sahip çıktığından daha fazla CHP size sahip çıkıyor.
3. HAVALİMANI İŞÇİLERİ
3.havalimanı işçileri maaşlarımızın tamamını hesabımıza yatırın, elden vermeyin diyor. İş cinayetleri çözülsün, tahta kurular temizlensin, işçi kıyafetleri verilsin diyor. Bu talepte bulundular diye 24 işçi hapiste. Onlara buradan selamlarımızı saygılarımızı gönderiyorum. İşçiler çalışmak istiyor. Yolsuzluk yapmıyor, malı götürmüyorlar. İktidar partisi bunlara tahammül edemiyor.
CUMARTESİ ANNELERİ
1995 yılından bu yana bizim çocuklarımızın mezarı nerede diyor Cumartesi Anneleri. Bugün aramızdalar. Galatasaray Meydanı'nda oturup evlerine gidiyorlar, cam çerçeve indirmiyorlar, kimseyi rahatsız etmiyorlar. Niye toplanıyorzunuz diye biber gazı cop. Haksızlık, hukusuzluk ve ahlaksızdır bu.
'ERDOĞAN'IN AĞZINDAN FİLİSTİN'LE İLGİLİ BM'DE BİR CÜMLE ÇIKMADI'
Kudüs başkent olarak ilan edildi İsrail'de. 80 milyon hep beraber itiraz etti. Erdoğan miting yaptı. 'Bunun hesabını soracağız' dedi. Kudüs'te büyükelçilik açacağız dedi. Ne odlu peki? Gitti BM'de konuştu Filistin'le ilgili ağzından bir cümle çıktı mı?
'YAĞMUR GİBİ ZAMLAR GELİYOR'
2001'de krizden sonra iktidar oldular. Tek başına yönetiyorlar. 16 yılın sonunda Türkiye yine ekonomik bir krizle karşı karşıya. Türkiye yönetilmiyor, savruluyor. Dünya kadar vergi topladılar yetmedi kim önüne geldiyse borçlandılar. Faiz yükü aldı başını gidiyor. Özelleştirme de yaptılar ne varsa sattılar. Londra'ya gidiyorlar, Berlin'e gidiyorlar bize yeniden borç para verin diye yalvarıyorlar. Tefeci de diyor ki şartlarım var. Her şeyi dolara bağladılar. Dolarla ihale yaptılar, kiralar belirlediler. Her şeyi dolar yaptılar. Şimdi TL'ye döneceğiz diyorlar. Bunun sonucu olarak iğneden ipliğe yağmur gibi her şeye zam geliyor. Beyfendi öfkeleniyor 'nasıl zam yaparsın' diye. Ee sen elektriğe doğalgaza zam yapıyorsun. Kim yapıyor bunları diye bir de sorumlu buluyorlar: Dış güçler... Karamsar bir kış göreceğiz. Ama bu ülkeye hep birlikte baharı getireceğiz.
'STOKÇULUK YAPAN SENİN ADAMLARIN'
'Şimdi kim stokçuluk yapıyorsa o suçludur' diyor. 'Bana ihaber edin' diyor. Vatandaş muhbir mi kardeşim? Sen görevini yapsana. Sen görevini yapsana. Stokçuluk yapan senin adamların. Sen zaten dolar baronlarının adamı değil misin? Onları korumuyor musun? Esnafı suçluyor. Gücü ona yetiyor çünkü, esnafın sesi çıkmıyor.
Gittiler ABD'de açıklamada yaptılar. 'Maliyet ve dönüşüm ofisi için uluslararası yönetim şirketi McKinsey ile anlaşmaya karar verdik' diyorlar.
ERDOĞAN'A 10 SORU
Saray'da beni dinliyorsa not alsın. Not almıyorsa söylesin bu 10 soruyu kendisine göndereceğim, soruların cevabını bekliyorum.
1.Erdoğan'a göre yaşadığımız krizin sorumlusu dış güçler mi?
2.Ezanımıza bayrağımıza saldırıyorlar dediklerinden para istemeyi bu millete nasıl anlatacaksınız?
3.Türkiye'de Mckinsey'in yapacağını yapacak kuruluş yok mu?
4.Devletin tüm mali bilgilerini ezanımıza saldıranlara nasıl teslim edeceksiniz?
5.McKinsey'e bu işi ihale ile mi tavsiye üzerine mi verdiniz? Bu şirketi size kim önerdi?
6.Bu anlaşmanın tutarı, kapsamı ve süresi nedir? Bunları açıklayacak mısınız?
7.Mckinsey'in hiçbir yetkisi ve fonksiyonu olmayacak mı?
8.Yetkisiz bir şirkete neden milyarlarca para ödeyeceksiniz?
9.McKinsey ile yapılan anlaşma devleti bir şirket gibi yönetme anlayışı mıdır?
10.Mckinsey'in raporlarını kamuoyuna açıklayacak mısınız?
Kendi milletine devletine güvenmeyip, bir Amerikan şirketine güvenen bir hükümetin Türkiye Cumhuriyetitoprakları üzerinde yeri yoktur. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni bir Amerikan şirketine denetletiyorsanız, sizin Saray'da da yeriniz yoktur. Düşün milletin yakasından.
KATAR UÇAĞI
Onur, gurur haysiyet sahibiysen anlaşmayı iptal et, uçağı da iade et.