CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesine karşı Çorum'da "Şeker Vatandır, Vatan Satılamaz" sloganıyla düzenlenen şeker mitinginde konuştu. Bu mitingin bir parti mitingi olmadığını, alınterinin savunulması olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu'nun, şeker fabrikalarının özeleştirilmesini eleştirdiği konuşması satırblaşlarıyla şöyle:
'BU BİR VATAN MİTİNGİDİR'
"Bu miting bir parti mitingi değil, vatan, cumhuriyet, emek, işçi, tarım mitingidir. Her partiden insanın, alınterine değer verdiğine, şekere önem verdiğine inanıyorum. Her partiden insanın Türkiye'nin her yanında fabrikalar olsun, evlerine akşam huzur içinde dönsünler istediğini biliyorum. Bu yüzden bu parti bir parti mitingi değil, vatan sevgisi, alınterine sahip çıkma mitingidir.
Şeker fabrikaları neden satılamaz? Önce tarihi iyi bileceğiz. Mustafa Kemal ve arkadaşları savaşı kazandılar ama bir baktık toplu iğne üretemiyoruz. Gazi Mustafa Kemal 1923 İktisat Kongresi'nde söylediği cümle şu, beni bütün Çorumluların ve herkesin dikkatle dinlemesini isterim: 'Siyasal, askeri zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa meydana gelen zaferler devamlı olmaz ve ülke bağımsızlığını koruyamaz". Yani siz ekonomik olarak güçlü olmazsanız, ülkenin her yanında fabrikalar açmazsanız bağımsızlığı koruyamazsınız. Atatürk, Sümerbankların temelini attı. 1925 yılında Kayseri'de uçak fabrikasının temelini attı.
'MİLLİYETÇİLİK LAFLA OLMAZ'
Milli paramız, Türk Liramız ne zamandan beri milli bankalarda basılıyor? Osmanlı'nın bütün dönemini alın, bizim paramızı yabancı bankalar basıyordu. Ne zaman bastık milli paramızı? Merkez Bankamızı 1930'da kurduk, o zaman bastık. O yüzden milliyetçilik sözle olmaz, eylemle olur. Milliyetçilik fabrikayla çalışmayla, emekle olur. Yabancının ürettiğini tüketmek milliyetiçlik değildir. Benim fabrikalarım çalışacak, benim fabrikalarımda üretim olacak, dünyanın her yanına ürün satılacak. Milliyetçilik budur.
Şeker fabrikalarını Cumhuriyet döneminde kurduk, nasıl kuruldu biliyor musunuz? Yumurta satarak, tavuk satarak, 'aman buraya fabrika kurun' diye toprak bağışlayarak her türlü özveride bulunarak kurduk. Şeker fabrikaları bugün bizim için çok değerli bir sanayi kolu haline geldi.
'ŞEKER VATANDIR, VATAN SATILMAZ'
Şeker fabrikalarını kim kurmuş? Atatürk, İnönü, Menderes, Demirel, Ecevit, Erbakan, Özal kurmuş. Bakın gelmiş geçmiş bütün herkesi saydım. Hayatta olmayan herkese de Allah'tan rahmet diliyorum. Atatürk'ten başlıyor Özal'a kadar, Erbakan'dan Ecevit'e kadar, Menderes'ten Demirel'e kadar bütün başbakanlar şeker fabrikası kurmuşlar. Şeker fabrikası kurmayıp da başbakanlık koltuğuna oturan bir kişi var, onu zaten biliyorsunuz. Bir tek şeker fabrikası kurmamıştır. Erbakan, Demirel, İnönü, Menderes, Atatürk kurdu; o nedenle diyoruz şeker vatandır, vatan satılamaz. Vatan kimin vatanı? Benim, sizin, Atatürk'ün, Erbakan'ın, Menderes'in, Özal'ın vatanı, yani Türkiye Cumhuriyeti vatanı, şeker gibidir şeker satılamaz.
'ŞİMDİ SATACAĞIM DİYOR'
Hayatında şeker fabrikası kurmayan, şimdi 'Şeker fabrikalarını satacağım' diyor. Kime, neden satacaksın? O yoksulluk içinde şeker fabrikaları kuruldu. Şimdi eğer iyi çalışırsak dünyanın her yanına şeker ihraç edebiliriz. Çok güzel bir t abiatımız var, Allah'ın vergisi bu güzel topraklarda yaşıyoruz. Şeker pancarı üretiminde Türkiye Cumhuriyeti dünya beşincisi. Bunu hazmedemiyorlar. Acaba biz nasıl olur da bu beşincilikten Türkiye'nin ayağını kaydırır, şekeri bitirir, ondan sonra biz size şeker satarız diyorlar. Buna izin verecek miyiz? Hangi partiden olursa olsun vatanını seven herkesin şeker fabrikalarının satışına karşı çıkması lazım.
'DAHA FAZLA DIŞARIYA BAĞLIMLI HALE GELECEĞİZ'
Tarımda planlı tek ürünümüz şeker pancarıdır. Öyle güzel bir doğamız var ki, Karadeniz'in kıyıları ve dağları hariç, Akdeniz kıyıları hariç bütün bölgelerde yetişebilir. Elin ülkesinde şeker pancarı yetişmez ama bizim hemen hemen bütün topraklarda yetişebilir. Şeker pancarı sadece şeker, pancar mıdır? Şeker pancarı demek, niteliksiz iş gücüne istihdam yaratmak demektir. Demek ki istihdam yaratıyor aynı zamanda şeker pancarı. Sadece istihdam mı yaratıyor? Hayır. Aynı zamanda posası hayvancılıkta önemli bir gıda maddesidir. Şimdi biz onu da yok ediyoruz. Hayvancılık alanında Türkiye bundan 15-20 yıl önce sadece Türkiye'yi değil, Ortadoğu'yu besliyordu. Şimdi besmelesiz et, canlı hayvan ithal ediyoruz. Yem fiyatlarını bilen var mı? Yem fiyatları son 1 ayda yüzde 40-50 arttı. Diyorlar ki 'Et niye pahalı?' Sen yemi ucuz verdin de vatandaş pahalıya mı sattı? Yemde yüzde 50 dışarıya bağımlıyız. Şeker fabrikaları kapatılırsa daha fazla dışarıya bağımlı hale geleceğiz. Eti de hayvancılığı da bitirdiniz. Şeker elimizde kaldı, şimdi şekeri de bitirecekler.
'SENİN FERİŞTAHINA ORAYI KAPATTIRMAYACAĞIZ'
Aynı dönüm ormanın verdiği oksijenden şeker pancarı tarlası üç kat daha fazla oksijen veriyor. Dolayısıyla şeker pancarından sonra başka bir ürün ektiğinizde daha fazla ürün elde ediyorsunuz. Bu kadar bereketlidir şeker pancarı. Şeker fabrikaları bazen stratejiktir, örnek vereyim. Van'ın Erciş ilçesini düşünün, tek fabrika var. Bütün kasaba oraya bakıyor. Çitfçi, esnaf, işçi herkes kazanıyor. Şimdi 'orayı satacağız, sattıktan sonra da kapatacağız' diyorlar. Bu ne demektir? Ben Erciş'i yok edeceğim demektir. Senin feriştahına orayı kapattırmayacağız.
'SARAYDA BADEM SÜTÜYLE BESLENİYORLAR'
Muş'un, Erzurum'un, Ağrı'nın, Yozgat Sorgun'un fabrikalarında çalışanlar var. Karadeniz'in fındığı, Rize'nin çayı, Zonguldak'ın kömürü nasıl stratejikse, şeker de bu ülkenin stratejik ürünüdür. Her evde şeker var ama gerçi sarayda şeker yok. 'Efendim şeker kilo aldırıyormuş, şekeri bitirmişler, onun yerine bal kullanıyorlarmış'. Buğday unu yerine badem unu kullanıyorlar ve badem sütüyle besleniyorlar. Sizin yüzünüze, gözünüze, dizinize dursun. Millet bir liraya muhtaç. Sen önce 'Şeker fabrikalarının satışını durdurdum' de, vallahi gelip tebrik edeceğim.
'BİRİLERİNE DERS VERMEMİZ LAZIM'
Vatan ve bayrak ne demektir? Birilerine ders vermemiz lazım. Bayrak sadece bir bezin üzerindeki ay yıldız mıdır? Ne diyor şair, 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır' diyor. Eğer sen Kuvvayı Milliyeciysen, vatanı düşmandan temizlemiş kan dökmüşsen o bayrak bizim en büyük kutsalımızdır. O bayrak göklerde dalgalanırken hepimiz gururla ona bakarken gururlanırız. Peki vatan? Aynı şeyi söylüyor, 'Toprak uğrunda ölen varsa vatandır' diyor. Toprak dünyanın her tarafında var ama ben kendi toprağım için mücadele ettiysem, Kahraman Maraş'ta, Dumlupınar'da, Afyon'da, İzmir'de, Balıkesir'de, Anadolu coğrafyasında Kuvvayı Milliyeciler ateş gibi yanıp mücadele verdiyse işte o toprak vatandır. O vatanda alınteri döktük, mücadele ettik, birlikte kardeşçe yaşamak istiyoruz.
Burada her partiden arkadaşım var. Her partiden vatandaşıma ben saygılıyım. Çünkü benim kitabımda, siyasetimde söz konusu yandaş değil, söz konusu vatandaştır. Vatandaşın cebine para giriyorsa eyvallah. Vatandaş kazanıyorsa, üretiyorsa, ihracat yapıyorsa eyvallah. Ama bir masaya otur, eline al viski bardağını, 'dışarıdan mal gelsin onu içeriye satalım, Türkiye üretmesin, gücünü yabancı tekellere versin' diyenlerin yanında değilim. O nedenle şeker vatandır, vatan satılmaz. Vatanı vatan yapan Rize'nin çayı, Zonguldak'ın kömürü, Karadeniz'in fındığı, Yozgat'ın kokulu yeşil mercimeğidir, Çorum'da şeker fabrikasında çalışıp alınteri döküp kendi alınterine sahip çıkanlardır, kimse unutmasın. Bu vatanda üreteceğiz, hep birlikte hakça bölüşeceğiz. İnsanca bir düzen kuracağız. Amacımız budur.
'VATANI VATAN YAPAN, DAVUL ZURNA ÇALMAK DEĞİLDİR'
Vatanı vatan yapan bir şey daha var. Vatanı vatan yapan kendi ülkesinde gidip askerliğini yapandır. Ankara'daki beylerin çocukları askere gitmeyecek, garibanın çocuğu askere gidecek kalkacaksın bana vatan edebiyatı, şehit edebiyatı yapacaksın. Buna benim karnım tok. Vatanı vatan yapan vatan sevgisidir; gözünü kırpmadan askerlik yapan, vatanına, milletine, bayrağına sahip çıkandır. Vatanı vatan yapan budur, şehidi klarnetle anmak, davul zurna çalmak değildir. Vatanı vatan yapan acıyı paylaşmaktır.
'DIŞARIYA 150 MİLYAR DOLAR FAİZ ÖDEDİLER'
Şimdi diyeceksiniz ki, bu fabrikaları niye satıyorlar? Eğer bir ülkeyi yönetenler yakalarını tefeciye kaptırmışsa her şeyi satarlar. Diyeceksiniz ki yakayı nasıl kaptırdılar? Örnek vereyim; son 15 yılda özellikle Londra'da bir avuç tefeciye ödenen faiz ne kadar? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ödediği vergilerle, Londra'daki tefeciye ödenen faiz 150 milyar dolar. Ankara'daki beylere çağrı yapıyorum, çıkıp desinler ki bu rakam doğru değildir. Kaç para ödediler? Bir de içeride tefeciler var. Onu da söyleyeceğim. Bu fabrikaları bunun için satıyorlar. Borcu kapatamıyorlar her seferinde faiz daha fazla artıyor. Son 15 yılda içeride bir grup tefeciye, hani var ya devlet tahvili, hazine bonosu... İçinizde hiç devlet tahvili, hazine bonosu alan var mı? Bu Çorumlularda hiç iş yokmuş, bir kadın kardeşim 'para yok' diyor. Ankara'daki beylerde var. Taşmış her yerlerinden. Bakın son 15 yılda yurt içindeki bir grup tefeciye ödedikleri faiz, 675 milyar TL. Ankara'daki beylere sesleniyorum; 'bu yalandır' deyin şapkayı çıkaracağım. Diyemezler çünkü devletin rakamları bunlar.
'KOLTUK İTTİFAKI KURDULAR'
Artık Türkiye'yi yönetemiyorlar. Peki ne yapıyorlar? Türkiye'yi yönetmek için 'koltuk ittifakı' kurdular. Biz ne ittifakı kuruyoruz? Şeker ittifakı, vatan ittifakı, bayrak ittifakı, millet ittifakı kuruyoruz. Biz koltuklara mahkum değiliz, koltuğu istemiyoruz. Biz alınteri dökenin hakkını vermek istiyoruz.
'BU YÖNETİCİLERDEN HAYIR GELMEZ'
Son 15 yılda milletin vergileriyle yapılan fabrikalar satıldı. Şeker fabrikaları, Sümerbanklar, Etibanklar, Makina Kimyalar satıldı. O satıştan 60 milyar dolar aldılar. Sizden vergi aldılar, 60 milyar dolarlık satış yaptılar, borç aldılar yetmedi sıra geldi şimdi şeker fabrikalarını satmak istiyorlar. Bu milletin vicdanına sesleniyorum. Ya arkadaş siz bu milletten bir zarar gördünüz mü? Oy dediniz oy verdiler, araba dediniz araba verdiler, uçak dediniz uçak verdiler, saray dediniz saray verdiler, hanedan dediniz hanedan dediler. Ne istediniz de vermediler? Peki senin şeker fabrikalarıyla derdin ne? İnsanlar çalışıyor burada. Yolda gelirken bir işçi '20 yıldır geçici işçi olarak çalışıyorum' diyor. Niye kadroya almıyorsunuz, 20 yıl geçici işçilik mi olur? Memleketi yönetemiyorlar niye çünkü yakayı tefeciye kaptırdılar. Borç alan emir alır. Diyorlar ki dışarıdakiler, 'şeker fabrikalarını sat', 'emredersiniz, hemen ihaleye çıkacağız' diyorlar. Diyorlar ki, 'Petro kimya tesislerini, Et Balık Kurumu'nu, SEKA'yı, TEKEL'i sat', 'emredersiniz'. Allah aşkına bana söyler misiniz? Yem sanayisini sattılar, yemin yarısını dışarıdan alıyoruz. Hiç aklınıza gelir miydi, saman ithal edeceğiz diye. Saman ithal ediyorsanız bu ülkede bir dert var demektir. Saman ithal eden yöneticilerden bu memlekete hayır gelmez.
'ZARAR ETMİYOR, ZARAR ETTİRİYORLAR'
'Bu fabrikalar zarar ediyor, bunun için satıyoruz' diyorlar. İnanıyor musunuz? Çorumlular sizin inandığınız her şeye ben de inanıyorum; güvendiğiniz her şeye ben de güveneceğim. Bu fabrikalar vallahi de billahi de tillahi de zarar etmiyor. Sizi kandırıyorlar. Bakın zarar etmiyorlar, zarar ettiriyorlar. Ne demek zarar ettiriliyor? İsim vereceğim. Ankara'daki beyler dinliyorlar, belki birinin yanında doktoru da hazır bekliyordur. Alpullu, Ağrı, Samsun Çarşamba ve Balıkesir Susurluk Şeker Fabrikası, son 4 yılda anahtarı kapattılar, işçilere aylık ödediler, fabrikayı tamir etmediler, üretim yapmıyor. Üretim yapmayan yer kar eder mi? Kim üretim yaptırmıyor? Ankara'daki bu beyefendiler. 'Efendim şeker fabrikaları zarar ediyor, o nedenle şeker fabrikalarını satacağız'. Milleti kandıracaklarını düşünüyorlar, bu ülkenin güzel insanları artık yalana doydu. Bu bir parti toplantısı değil, bu bir vatan, bayrak toplantısıdır. Açık ve net söylüyoruz; hiçbir şeker fabrikası zarar etmez, yeter ki adam gibi çalıştırın." (Ajanslar)
