CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'da muhtar ve kanaat önderleriyle bir araya geldi. Burada önemli açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, dün itibarıyla kendisine bir belge ulaştığını duyurdu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
Türkiye'nin içinde bulunduğu şartları biliyoruz. Türkiye'yi aydınlığa çıkarmamız lazım.
Anayasanın ilk 4 maddesi değiştirilmesi teklif dahil edilemez. Hiç kimse ilk 4 maddeye dokunamaz. İlk 4 maddenin teminatı Türkiye Cumhuriyeti'nin şerefli vatandaşlarıdır.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, peki millet egemenliğini nasıl kullanacak? Yetki bir kişiye, bir aileye, bir kuruma verilmez. 3 organ var; yasama, yürütme, yargı aracılığıyla millet egemenliğini kullanır. Seçtiğinizi düşündüğünüz vekiller milleti temsil ediyor mu?
Bugün geldiğimiz nokta. Dün önemli bir belge ulaştı. Arkadaşlara söyledim bunu kamuoyuyla paylaşın diye. Gidiyorsunuz önce temel atıyorsunuz, temel attıktan sonra ihale yapıyorsunuz. Temeli atan firmaya ihaleyi veriyorsunuz, akıl alacak şey mi bu? Önce ihaleyi yaparsınız, kim kazanırsa gider temelini atarsınız.
Yine bir garip uygulamayı anlatayım. Sistem değişti. Kanun tekliflerini milletvekilleri verecek... Her işi ehline teslim etmeniz lazım. Kanun teklifleri dünyanın bütün ülkelerinde işin ehli tarafından yani bürokrasi tarafından hazırlanır.
Bir hükümet veya bir cumhurbaşkanı nasıl oluyor da kendi vatandaşı üzerinden dolar üzerinden borçlanır. Senin Merkez Bankan var, niye dolar üzerinden borçlanıyorsun? Bu mudur milliyetçilik. Milliyetçilik sıradan bir kavram değildir. Milliyetçi olmak da kolay bir olay değildir. Milliyetçilik her şeyden önce kendi ülkesinin çıkarlarını savunmaktır. Eğer Merkez Bankası'nda yasadışı 128 milyar dolar yok edildiyse ve bunun hesabı verilmiyorsa ortada bir sorun var demektir. Dile kolay 128 milyar dolar. Eğer biz 190 milyar doların üzerinde bir faizi Londra'daki tefecilere ödüyorsak, kim ödüyor bu parayı? Sizler ödüyorsunuz. Ekmek, kömür alırken...
Dayatma, kavga kültürüyle siyaset olmaz. Siyaset, oturmak ve tartışmak demektir.