CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde TBMM'de partisinin grup toplantısında konuşmuştu. Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında yaptığı açıklamalar gündem yaratırken TİP milletvekili Sera Kadıgil'den o sözlere cevap geldi.
Kılıçdaroğlu, vatandaşın zor durumda olduğunu bildiğini söyleyerek, "'Neden sesiniz daha gür çıkmıyor' diye sitem ettiklerini biliyorum. Biz sesimizi çıkaracağız; ama 25 milyonu artırmak şartıyla. Vatan sadece benim vatanım değil hepimizin vatanı. Tarihin bize yüklediği bir sorumluluk var. Benim sıkıntım varsa, benden zor durumda olan vatandaşın da sıkıntısı var. O zaman o sıkıntıyı bile bile kendisine verilen sözlere kanarak ve 'biz size çok güzel Türkiye armağan edeceğiz' diye yola çıkıp, soykırım ekonomisi uygulayan siyasal iktidara asıl oy verenlerin ders vermesi lazım. Onların biraz seslerini yükseltmesi lazım. 'Biz size oy verdik, siz bizi mahvettiniz' demeleri lazım" demişti.
Ekonomi politikalarına ilişkin eleştiri yapan Kılıçdaroğlu, şunları söylemişti:
"Bu program Türkiye’nin ekonomik anlamda bağımsızlığını büyük ölçüde kaybettiği programdır. Bir ülkenin bağımsızlığının iki ana damarı vardır; siyasal bağımsızlık ve ekonomik bağımsızlık. Ekonomik bağımsızlığınız yoksa siyasal bağımsızlığınız tehlikededir. Ekonomik soykırım programıyla zamlar yağmur gibi yağmaya başladı. Bağırıyor vatandaşlar, 'Bu kadar zam geldi neden sesiniz çıkmıyor.' Benim değil asıl sizin sesinizin çıkması lazım. Sadece zamlar değil, bu programın bir özelliği de yağmur gibi vergiler de gelecek. Vergilerin Anayasa’ya uygun ya da aykırı olmasına bakmıyorlar. Şimdi Bahçeli bugün 'Emekliye seyyanen zam' demiş. Elinden tutan mı var? Verirsin kanun teklifini, CHP olarak biz de destekleriz. Getir bakalım. Getiri mi? Saraydan izin alması lazım. Bakmayın öyle 'biz ayrı partiyiz' dediklerine. Saray 'verin' derse verir, 'vermeyin' derse vermez. Milliyetçilik kendi halkının çıkarlarını savunmaktır. Kimin işine yarıyor bu ekonomi soykırım programı? Döviz kurundaki 1 liralık artış, yani 25 liradan 26 liraya çıktığında devlete yükü 145,5 milyar lira. Bizim tarihimizde böyle bir şey yok. O yüzden Türkiye ekonomik olarak teslim alınmış vaziyette. 145,5 lirayı 85 milyon ödüyor. Bir avuç hariç, yeni doğan çocuk olmak üzere hepsi bunu ödüyor. Bundan kim yararlanıyor? Erdoğan'dan dolarla ihale alanlar. Dolarla gelir garantisi verilenler. Dolarla devlete borç para verenler. Kur korumalı mevduat sahipleri. Yurt dışından borç alıp, aldığı borca devletin hazinesini garanti edenler. Bu 5 gruba 85 milyon hizmet ediyor. Onun için bu program bir ekonomik soykırım programıdır"
Sözcü TV canlı yayınında konuşan TİP Sözcüsü ve TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil şu ifadeleri kullandı:
"Yok, vatandaşların tamamı sessiz kalıyor falan değil. Biz Türkiye İşçi Partisi olarak dün zamlara karşı 20'yi aşkın ilde sokaktaydık. Bugün Milli Eğitim Bakanı denen atanmış saray memurunun yaptığı skandal açıklamalara karşı yine 17 ilde birden sokaklarda olacağız. O yüzden evet ses çıkartmak isteyen elbette ki çıkartıyor ama sanıyorum şunu da yadsımamak gerekiyor özellikle muhalefet partileri açısından; öyle bir süreç geçirdik ki biz seçime kadar... Aman sokağa çıkmayalım, aman öyle yapmayalım, ama böyle yapmayalım, ne yapsak iktidara yarar diye diye... Sokağa çıkan insanları zaten kriminalize etmeye çok teşne bir iktidarla yönetilirken, 3 kişi yan yana yürürken hükümet istifa dese vay darbeci diye kolundan tutulup işkenceyle gözaltına alınıp hukuksuz bir şekilde esir tutulurken bir de üstüne 'aman canım şimdi ne gerek var sandığa bekleyelim' gibi yaklaşımlar elbetteki oluşan zaten cılız olan sokak tepkisini iyice sönümledi. O açıdan Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu değerlendirmesine katılmamın mümkün olmadığını söyleyerek başlamam gerekiyor sanıyorum."