CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, bir radyo programında, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ilgili dile getirdiği ve tartışmalara neden olan sözlerine ilişkin "Başkan seçimini diyelim ki çoğunluk partisinin başkanı değil, başka biri kazandı. O zaman başkan ayrı telden, çoğunluk partisinin başkanı ayrı telden çalacak. Asıl büyük yarılma orada olacak. Bu, en büyük çatışmayı getirecek. Biz bu tehlikeye dikkati çekmek istedik. Bugünkü modeldeki cumhurbaşkanıyla Meclis'te çoğunluğu olan parti birlikte ülkeyi çok daha zor yöneteceklerdir" dedi.
CHP Genel Başkan Kılıçdaroğlu, 16 Nisan'da yapılacak anayasa değişikliği referandumuyla ilgili, Ankara'nın Sincan İlçesi'nde bir araya geldiği muhtarlara hitap etti. Siyaset bir uzlaşma alanı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Siyaset; memleketin, halkın çıkarları üzerine inşa edilir. Bütün partiler, ülkenin çıkarları için mücadele eder. Koalisyonlar ise eğer vatandaş, tek başına hükümet kurma yetkisi vermemişse iki, üç, dört parti bir araya gelirler; koalisyon kurarlar. Meclis'ten güven oyunu alırlar. Görevlerine devam ederler. Normalde çatışma olmaması lazım. Bizim en büyük eksikliğimiz, uzlaşma kültürünü yeteri kadar benimsememek. Söz konusu vatansa niye uzlaşamıyoruz? Niye kavga ediyoruz? Bir uzlaşma kültürünü kendi topraklarımızda yaşatmazsak nasıl yaşayacağız kavga ederek? Kavgadan bıkmadık mı? Bu kavga, bu dil toplumu ayırmıyor mu? Neden bundan vazgeçmiyoruz? Uzlaşma kültürünü kabul etmemiz lazım. Almanya'da yıllardır koalisyon var. Almanya, Avrupa'nın en gelişmiş ülkesi mi? Evet. Onlar yapıyor da biz niye beceremiyoruz? Kaldı ki bu anayasa değişikliği koalisyonlar sorununu çözmüyor. Bununla bir ilgisi yok. 15 yıldır bir parti iktidarda, koalisyon mu var? Zaten koalisyonlar 15 yıldır yok. Bu anayasa değişikliği de öyle koalisyonları bitirmek için gelen bir düzenleme değil" diye konuştu.
HÜKÜMETE 'HOLLANDA' TEPKİSİ: SONUNA KADAR DESTEKLİYORUZ, NİYE GEREĞİNİ YAPMIYORSUN?
Almanya ve Hollanda ile yaşanan krize ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, Hollanda ile ilişkilerin askıya alınması gerektiğini savundu. Türkiye ve İsrail ilişkilerine de atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, "Lafla peynir gemisi yürümez. Bir şeyi yapacaksanız oturup yapacaksınız. Bakanımız gidiyor Hollanda'ya, içeri almıyorlar. Uçağı geri çeviriyorlar. Bu, bizim onurumuza dokunuyor. 'En ağır şekilde bedelini ödeyecekler'. Nasıl ödeyecekler? 'Bekleyin, 16 Nisan'dan sonra'. Niye 16 Nisan'dan sonra? İktidar tamam, muhalefet destek veriyor. Sonuna kadar destekliyoruz. Niye o zaman gereğini yapmıyorsun? Hollanda ile ilişkilerin tamamını alın askıya. Almıyorlar, niçin? İsrail, bizim 9 vatandaşımızı açık denizde katletti mi? Katletti. Ezanı yasakladı mı? Yasakladı. 'Gazze'de abluka kalkmazsa İsrail ile bir araya gelmeyeceğiz' dediler. Ne oldu? Abluka kalkmadı. Türkiye'nin itibarı 20 milyon Dolar'a satıldı. Bu, benim ağrıma gidiyor" dedi.
"16 NİSAN'DAN SONRA 'BUNU GENE FETÖ KARIŞTIRDI' DİYECEKLER"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Hollanda'ya yönelik 'Bizler 16 Nisan'dan sonra bunlara yönelik uygulamalarımızı başlatacağız' açıklamasını eleştiren CHP lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Almanya'ya gidildi. Bakanımız sokulmadı. Propaganda yapamazsınız, dediler. 'Almanya gününü görecek'. Nasıl görecek? İncirlik Üssü'nde Alman askeri var. Çıkarıyor musun? Çıkarmıyorsun. Konuşuyorsun. Bu millet, konuşmaktan bıktı. Ne yapacaksan çık, adam gibi yap. Biz de sana her türlü desteği vereceğiz. '16 Nisan'dan sonra yapacağız'. 16 Nisan'dan sonra diyecekler ki 'Bunu gene FETÖ karıştırdı. Böyle bir şey olmaz. Kusura bakmayın. Gelin, hep beraber tokalaşalım. Bu işi idare edelim'. 16 Nisan'dan sonra göreceksiniz. Bunlar Türkiye'nin itibarına gölge düşürür. Doğru değil"
"BU SİSTEM MÜKEMMEL DEĞİL"
Bir muhtarın 'Mevcut sistem mükemmel mi?' sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, "Bu sistem mükemmel değil. Yüzde 1 oy alan partinin genel başkanı TBMM'ye gelmeli. Yani Saadet Partisi'nin, Vatan Partisi'nin genel başkanı yüzde 1 oy aldığı takdirde Meclis'e gelip konuştuğunda ne eksiğimiz olur? Yüzde 10 seçim barajını kim getirdi? Kenan Evren ve arkadaşları, darbeciler getirdi. Biz darbeye, darbe hukukuna karşıyız. O zaman gelin, değiştirelim. 'Hayır, değiştirmeyelim'. Niye? O zaman sen darbecileri savunuyorsun" diye konuştu.
"SİYASİ AHLAK KANUNU ÇIKMASI LAZIM"
Parlamenter sistemin eksikliklerini sıralayan Kılıçdaroğlu, "Bugünkü sistemin eksiliği? Siyasi ahlak kanunu çıkması lazım. Siyasetçilerin ahlaklı olması lazım. Siyasetçilerin yolsuzluk yapmaması lazım. Siyasetçinin hesap vermesi lazım. Siyasi Partiler Kanunu'nun değişmesine ihtiyacımız var. Siyasetin finansmanıyla ilgili kanun değişikliğine ihtiyacımız var. Bunlar olursa parlamento daha güzel çalışır" dedi.
"BAŞKAN AYRI TELDEN, ÇOĞUNLUK PARTİSİNİN BAŞKANI AYRI TELDEN ÇALACAK"
Bir radyo programında dile getirdiği ve tartışmalara neden olan sözlerine açıklık getiren CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Diyelim ki seçim oldu. Çoğunluk partisi yüzde 49 oy aldı; ama başkan adayı yüzde 51'i bulamadı. Çoğunluk partisinin başkanı bugünkü modelde başbakan. Ama başbakan olamayacak. Neden? Yüzde 51'i bulamadı. İkinci seçim olacak. Bu sefer başkan seçimi olacak. Başkan seçimini kim kazandı? Diyelim ki çoğunluk partisinin başkanı değil, başka biri kazandı. O zaman başkan ayrı telden, çoğunluk partisinin başkanı ayrı telden çalacak. Asıl büyük yarılma orada olacak. Diyorduk ya çatışma olmasın. Bu neyi getirir? En büyük çatışmayı getirecek. Biz bu tehlikeye dikkati çekmek istedik. Bugünkü modeldeki cumhurbaşkanıyla Meclis'te çoğunluğu olan parti birlikte ülkeyi çok daha zor yöneteceklerdir"
"İKİ TOPLANDIK SONRA KİMSE TOPLANTIYA GELMEDİ"
'Anayasa değişikliğinde partiler neden bir araya gelmedi?' sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Bir önceki yasama döneminde 4 siyasi parti bir araya geldi ve 80 maddenin değiştirilmesi konusunda görüş birliği sağlandı ama çıkmadı. Sonra yeniden oturalım konuşalım dediler. Ben size perde arkasını anlatayım. 15 Temmuz darbesinden sonra Saray' a gittik. Ben Sayın Cumhurbaşkanı ile Başbakan'a ve Devlet Bahçeli'ye, yargı bağımsızlığının ne kadar önemli olduğunu anlattım. 'Gelin anayasada önce bunu sağlayacak düzenlemeleri yapalım' dedim, 'tamam' dediler. Anlaştık. İki toplandık, ondan sonra kimse toplantıya gelmedi. Sonra 'anayasa değişikliği için gelin, başkanlık sistemi' dediler. 'Biz bu sisteme karşıyız, parlamenter sistemde neyi öngörüyorsanız gelin konuşalım' dedik. 'Sorunu çözelim' dedik. 'Hayır başkanlığı getireceğiz' dediler. 'Biz bunu uygun görmüyoruz' dedik"
"BENİ MAHCUP EDİN"
Anayasa değişikliğinin bir parti meselesi değil, memleket meselesi olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bunun siyasi partilerle ilgisi yok. A partisi, B partisiyle ilgili yok; bu hepimizin sorunu, memleket sorunu. Anayasa bir toplumsal uzlaşma belgesidir. Benim de hakkımı korur, benim gibi düşünmeyen arkadaşımın da hakkını korur. Bana çıkıp, diyorlar ki 'Kılıçdaroğlu, çıkıyor; doğruları söylemiyor anayasa değişikliğiyle ilgili'. Ben de şunu söylüyorum. Ben yanlış bir şey söylüyorsam size çok güzel bir fırsat veriyorum. Çıkalım, herhangi bir televizyon kanalına veya TRT'ye çıkalım. Ben de anlatayım siz de anlatın. Beni mahcup edin. Gelmiyorlar. Niçin? Çünkü benim doğruları söylediğimi onlar da biliyor" diye konuştu.
"ENGELLEYEBİLİRDİK AMA DOĞRU DEĞİL"
'Bu parlamentoda kanun çıkmıyor' eleştirilerine yanıt veren Kılıçdaroğlu, "Geçen hafta Meclis'te, bir haftada 100'ün üstünde kanun çıktı. Niye kimsenin haberi olmadı? Kavga olmadı, dövüş olmadı. Oy birliğiyle çıktı. Demek ki mutabakat sağlanırsa memleketin menfaatine eğer olursa oy birliğiyle çıkıyor. Engelleyemez miydik? Engelleyebilirdik. Ama doğru değil. Memleketin menfaatineyse destek verecekseniz. Destekleyeceğiz. Bunu yapmamız lazım" dedi.
"'EVET'İN VEBALİ ÇOK AĞIRDIR"
Partisine yönelik '82 anayasasını destekliyorsunuz' eleştirisiyle ilgili de konuşan CHP Genel Başkan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Biz darbe hukukunu hiçbir zaman desteklemedik. Genç bir bürokratken, anayasa oylamasında, İstanbul'da gittim Göztepe'de; 'Hayır' oyumu kullandım. Bunu çocuklarıma gururla anlatıyorum. 'Evet'i, 'Hayır'ı kim kullanıyorsa başımın üstünde yeri var. 'Evet' diyen de 'Hayır' diyen de bizim vatandaşımızdır. 'Evet'in vebali çok ağırdır. Fazla değil, en geç 5 yıl içinde nasıl bir veballe karşı karşıya kaldığımızı göreceğiz. 'Hayır, olursa kaos çıkar'. Hiçbir kaos çıkmaz. Sayın Cumhurbaşkanı, 2019'a kadar yerinde. Bir dahaki seçimlere girme hakkı var. Sayın Başbakan yerinde. Diğer partiler de yerinde. 141 yıldır ne yapıyorsak 142'nci yılda da aynı şeyi yapmış olacağız. Bu sistemin eksik yönleri var, düzeltilmeli. Bir araya gelip, düzeltebiliriz. Ben bunun sözünü veriyorum. Türkiye, bugün eğer farklı bir tabloyla karşı karşıyaysa bunun sorumlusu darbecilerdir. 12 Eylül'de darbe yapanlardır. Bunun önüne geçmemiz lazım"